Kapasite

İçimizi yakan felaket Soma, pek çok hakikatin ortaya çıktığı Soma, yılların ihmallerine ışık tutan Soma, AKP iktidarının ölçüsü olan Soma? Madenlerimizin kimlerin elinde olduğunu gösteren, AKP'nin icraatlarının yanlışlığının ne derecede vahim olduğunun ispatı Soma? Aynen Susurluk kazası gibi yıllarca konuşulacak Soma. Ülkemizin gelişmişliğinin göstergesi.  Ne denmişti, "Böyle kazalar gelişmiş ülkelerde olmuyor bizim de bazı önlemler almaya ihtiyacımız var." Yaa neymiş? Gelişmemişiz. Peki, neden? Atatürk'ten sonra ABD'nin denetiminde, AB'nin kapısında emir kulu olmaktan?Daha ne olacak ki, son yüzyıla, ABD ve İsrail'e köle olarak ülkeyi adayan AKP, Afrika'dan Avrupa'ya asırlar önce devşirilen zencilerin kaderini ülkemize yaşatmaya devam etmektedir. Son yıllarda AKP tarafından bayramlara gösterilen saygısızlığın esas nedeni, BOP projesi ve dinlerarası diyalog kapsamında, Atatürk'ün Kurduğu Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin halkını, mukaddeslerinden, milli ve dini bayramlarından uzaklaştırma gayretleridir.Bunun başlangıcı Atatürk'ün Samsuna ayak basması ile başlamış, derin projelerle zamanımıza ulaşmıştır. Ortam çeşitli zamanlarda isyanlarla, çeşitli uygulamalarla test edilmiş ve küçüklüğünden itibaren uygun vasıfta bürokrat yetiştirme projeleri ile ülke teslim olmaya hazırlanmıştır. Artık zaman ülkenin tam olarak teslimi ve gereği gibi parçalanmasına gelmişti. BTP bundan kurtuluşun kesin yollarını anlatarak durmadan milletimizi uyardı. Gene uyaracaktır. Soma şehitleri ise durumun vahametini Türk milletine bir kere daha göstermiştir.Paralel devlet, daha doğrusu koltuk kavgası, Afganistan, Libya, Irak, Suriye olayları... Bu milleti uyandıramadı. Fezlekeler, kutu kutu paralar. Koltuk çatışmaları, açınımlar, Anayasa ihlalleri, bitmiş terörün yeniden canlandırma hareketleri, Güneydoğu'nun PKK'ya teslim edilmesi, Suriye'deki terörün de ülkemize ithali, PKK yetmedi bir sürü terör örgütleri ülkemizi sardı. Toprağı bol olsun Aziz Nesin hayatta iken bir söz söylemişti. Ben daima tersini söyledim. Olaylar beni galiba haksız çıkaracak gibi. İnşallah bu son şehitler milletimizi uyandırır diye düşünüyorum. Tedirginim. Her zaman olduğu gibi bunu da birilerine yükleyip ve ya sürüncemeye sokup oyalayacaklardır. Bir topluluğun bir arada yaşayabilme kapasitesi vardır. Bunun temelinde inanç önde gelen faktördür. İkinci faktör ırktır. Aslında bu faktör artık geçerliliğini koruyacak güçte değildir. Aynı ırktan bir topluluk hayaldir. Zaman zarfında ırklar biri birine karışmış, yerini milliyetçiliğe terk etmiştir. Yani tek devlet, tek bayrak, tek ordu ve tek adalet sistemi haline dönüşmüştür. İnanç birliği bir ülkede temeli oluşturmaktadır. Bir arada yaşama gayreti milliyetçiliktir. Bir arada yaşamın değişmez şartıdır. Anayasaların değişmez maddesidir. Bırakın milliyetçiliğin ayaklar altına alınması olayını, üniter yapının tartışılması dahi, Anayasal ve de terör suçudur. Bütün bu hakikatleri görememek dini ve milli suçtur.Soma olayını da birkaç kişiye yükleyip kurtulacaklardır. Başka ülkelerdeki idarecilerin davranışları ülkemize örnek olmalıdır. Emir mercii sorumluluk yükler. Bu sorumluluktan kurtuluş asla mümkün değildir. Çünkü bütün şartlar uygulandıktan sonra ancak sorumluluk ortadan kalkabilir. Kişisel sorumluluklar sonucu ortaya çıkan, durumlar, sabotaj değilse, kazadır. Enerji Bakanı, Sanayi Bakanı, Sağlık Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, vs. ve başlarındaki Başbakan, aradaki uygulamaların bürokratik makamları, hepsi görevleri nedeni ile sorumludur. Elbette sorumluluk hisleri herkeste ve her toplulukta farklıdır. Kimi bir tavanın çökmesinden, kimi bir gemi kazasından, kimi uğradığı iftiradan gururu ve şahsiyeti nedeni ile istifa eder, kimi ise koltuğunu asla terk etmez. Hatalarını asla kabul etmez. Bu elinde değildir. Etrafının riyasından, kendisinin hayalinden veya rüyasındandır. Yeni bir atasözüne ne dersiniz?"NE DENSE BOŞ İSTER KÖTÜ İSTER HOŞ"