Şu anda AB topraklarında başta Almanya olmak üzere sosyal harcamalarda kısıtlamaya gidiliyor.
Yine örneğin Türkiye'de sanki tarım kesimini desteklemek, diğer kesimlerden bu kesime gelir transferi olarak değerlendiriliyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür ve bilinen ekonomi modelleri için bu kaygılar doğrudur. Ancak şu ana kadar hiçbir ekonomi modelinin yapamadığı bir uygulama, Milli Ekonomi Modeli ile hayata geçirilmektedir.
MEM toplumun her kesimine aynı anda fayda sağlar Milli Ekonomi Modeli toplumun bütün kesimlerine aynı anda fayda sağlayacak mekanizmaları devreye koymaktadır. Mesela, tarım kesimini, paranın tarifinden yola çıkarak ve belli oranlarda emisyon hacmini arttırarak desteklemek, aynı zamanda toplumun diğer kesimlerini de desteklemektir. Çünkü ülkemizde halkın % 35'i tarım ile geçinmektedir. 2000 yılı nüfus sayımına göre Türkiye'nin toplam nüfusu, 67.803.927 iken; köyde yaşayanların sayısı 23.797.653'tür.
Çiftçinin geliri artarsa diğer kesimler de faydalanırEğer üretici o yıl elde ettiği üründen istediği geliri elde ederse, bu o yöredeki esnafa alışveriş olarak yansıyacaktır. Ayrıca tarım kesiminin desteklenmesi tarım ve tarıma dayalı sanayinin de gelişmesine imkan sağlayacağı için büyük bir istihdam sahası ortaya çıkacaktır. Bugün tarım kesiminin satın alma gücünde yaşanan ciddi orandaki azalma sadece bu kesimi değil toplumun bütün kesimlerini etkilemektedir. Hükümetin yapacağı transfer harcamalarında meydana gelecek artış sadece emekli memurları memnun etmeyecek, aynı zamanda piyasada eksik olan talebin tamamlanmasını da sağlayacaktır. Tabii ki bu kamu harcamalarındaki artış Milli Ekonomi Modeli'nin ortaya koyduğu belli kurallar ve parasal oranlar çerçevesinde olacaktır.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Victor Volkonsky Rusya Bilimler AkademisiBu modelle, hem devlet, hem de toplum yükselecekProf. Dr. Haydar Baş'ın modeli ekseninde şu ana tespit önemli: ekonomik sorunlarla uğraşan insanlar aslında neyle uğraştıklarının ve yaptıklarının pek farkında değilller. Benim görüşümce, ekonomi konusunda mevcut ana teoriler, yani bilinen teoriler günümüzün şartlarında ihtiyaçlarımıza cevap vermekten çok uzaktır. Çünkü çoğu, gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. İsimleri neo-klasik olsun, neo-liberal olsun; bu durum pek fazla değişmiyor.Tekelci kısıtlamalar ve müdahaleler, bugün hemen hemen ekonominin bütün dallarında baskındır ve süper kârlarla ödüllendirilir. Dünya kapitalist çevreler ve bunların şirketleri, kendi ekonomik güçlerini kullanarak devlete istediklerini dikte etme şansına sahiptirler. Globalleşme sürecinde bir devletin ayakta kalma yarışı vardır. Daha doğrusu çok büyük şirketler, devletlerle bir güç yarışına girerler. Sayın Haydar Baş'la burada da tam olarak bir görüş birliği içerisindeyim ki, milli devlet, gücünü sadece finanstan değil, kendi halkının birikiminden, hem kültürel birikiminden alarak güçlü olur. Milli Ekonomi Modeli ile milli devletin kazanacağı yönünde artık önemli bir ümidim var. Ve tek kutuplu globalleşmiş ve finans dünyasına teslim olmuş bir dünyadan gerçek milli devletlere ve insanın kıymet bulduğu bir dünyaya geçişi yaşayacağımıza dair artık ümitlerim var.
Yine örneğin Türkiye'de sanki tarım kesimini desteklemek, diğer kesimlerden bu kesime gelir transferi olarak değerlendiriliyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür ve bilinen ekonomi modelleri için bu kaygılar doğrudur. Ancak şu ana kadar hiçbir ekonomi modelinin yapamadığı bir uygulama, Milli Ekonomi Modeli ile hayata geçirilmektedir.
MEM toplumun her kesimine aynı anda fayda sağlar Milli Ekonomi Modeli toplumun bütün kesimlerine aynı anda fayda sağlayacak mekanizmaları devreye koymaktadır. Mesela, tarım kesimini, paranın tarifinden yola çıkarak ve belli oranlarda emisyon hacmini arttırarak desteklemek, aynı zamanda toplumun diğer kesimlerini de desteklemektir. Çünkü ülkemizde halkın % 35'i tarım ile geçinmektedir. 2000 yılı nüfus sayımına göre Türkiye'nin toplam nüfusu, 67.803.927 iken; köyde yaşayanların sayısı 23.797.653'tür.
Çiftçinin geliri artarsa diğer kesimler de faydalanırEğer üretici o yıl elde ettiği üründen istediği geliri elde ederse, bu o yöredeki esnafa alışveriş olarak yansıyacaktır. Ayrıca tarım kesiminin desteklenmesi tarım ve tarıma dayalı sanayinin de gelişmesine imkan sağlayacağı için büyük bir istihdam sahası ortaya çıkacaktır. Bugün tarım kesiminin satın alma gücünde yaşanan ciddi orandaki azalma sadece bu kesimi değil toplumun bütün kesimlerini etkilemektedir. Hükümetin yapacağı transfer harcamalarında meydana gelecek artış sadece emekli memurları memnun etmeyecek, aynı zamanda piyasada eksik olan talebin tamamlanmasını da sağlayacaktır. Tabii ki bu kamu harcamalarındaki artış Milli Ekonomi Modeli'nin ortaya koyduğu belli kurallar ve parasal oranlar çerçevesinde olacaktır.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Victor Volkonsky Rusya Bilimler AkademisiBu modelle, hem devlet, hem de toplum yükselecekProf. Dr. Haydar Baş'ın modeli ekseninde şu ana tespit önemli: ekonomik sorunlarla uğraşan insanlar aslında neyle uğraştıklarının ve yaptıklarının pek farkında değilller. Benim görüşümce, ekonomi konusunda mevcut ana teoriler, yani bilinen teoriler günümüzün şartlarında ihtiyaçlarımıza cevap vermekten çok uzaktır. Çünkü çoğu, gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. İsimleri neo-klasik olsun, neo-liberal olsun; bu durum pek fazla değişmiyor.Tekelci kısıtlamalar ve müdahaleler, bugün hemen hemen ekonominin bütün dallarında baskındır ve süper kârlarla ödüllendirilir. Dünya kapitalist çevreler ve bunların şirketleri, kendi ekonomik güçlerini kullanarak devlete istediklerini dikte etme şansına sahiptirler. Globalleşme sürecinde bir devletin ayakta kalma yarışı vardır. Daha doğrusu çok büyük şirketler, devletlerle bir güç yarışına girerler. Sayın Haydar Baş'la burada da tam olarak bir görüş birliği içerisindeyim ki, milli devlet, gücünü sadece finanstan değil, kendi halkının birikiminden, hem kültürel birikiminden alarak güçlü olur. Milli Ekonomi Modeli ile milli devletin kazanacağı yönünde artık önemli bir ümidim var. Ve tek kutuplu globalleşmiş ve finans dünyasına teslim olmuş bir dünyadan gerçek milli devletlere ve insanın kıymet bulduğu bir dünyaya geçişi yaşayacağımıza dair artık ümitlerim var.