logo
26 TEMMUZ 2025

12 Eylül darbesinin asıl sebebi 24 Ocak kararlarıydı!

23.07.2025 00:00:00
Muhafazakar kesime hastayım.

Yaşadıkları bu canım ülkemde meydana gelen olayların sebep sonuç ilişkisini asla araştırma gereği duymazlar ve arka planını sorgulamazlar.

Ya Allah'tandır derler, ya da kaderin cilvesi…

Kendilerine yakın hissettikleri siyasetçilere, ölümüne arka çıkarlar.

"Çalma da çalıyorlar ama yapma da yapıyorlar" diye fetva vermede üstlerine yoktur.

Her türlü pisliği yapabilirsin ama tek koşulla, camiden çıkarken görüntü vermelisin!

Çünkü burası Türkiye!

Burada akıllı olmana ve fikri takip yapana gerek yok.

Dünyanın en büyük çözümüne sahip olman pek bir anlam ifade etmez.

Arkanda Amerikan desteği varsa, çok itibar görürsün.

Milli ve Atatürkçü isen, "Sen bu işi beceremezsin" derler.

Mesela 12 darbesi.

Çok net ifade ediyorum! Bu darbenin zeminini ve senaryosunu ABD'nin hazırladığından nasıl eminsem, siyasal İslamcıların ve liberal sağcıların bu senaryoda gönüllü rol aldıklarından da o kadar eminim.

Sözde milliyetçi sağcıların NATO'nun emirleriyle sokakları nasıl karıştırdıklarını sanırım bilmeyeniniz yoktur.

Hiç düşünmeden, akletmeden, sebep sonuç ilişkisi kurmadan partilerin oyuncağı oluyoruz.

Neden bu kavga verildi darbe öncesi?

Kim döktü bu milletin çocuklarını sokaklara?

Ne amaçlanmıştı ve sonunda ne oldu?

Sadece sokakların karışması Amerika'nın ne işine yarayabilirdi?

Ülkemize siyaset kanalıyla ne dayatılıyordu?

Sokaklara inenler bu sorulara yanıt aramadılar.

Kimilerini inanç, kimilerini milliyetçilik duyguları itibariyle istismar ettiler.

Sebepsiz yere kalleşçe katledilen fidanlar oldu.

Hiç kimse neden tüm bunlar oluyor diye sormadı, soramadı.

Oysa ABD'nin tek bir amacı vardı.

Bu amaç kesinlikle darbe yaptırmak değildi.

Türkiye'nin rejimi ve devletçi ekonomisi hedef alınmıştı.

Madem ki, bunu güzellikle kabul etmiyorsunuz diyerek, sokakları ateşe verdiler.

Sonra NATO aklı devreye girdi ve "Bizim çocuklar başarmıştı!"

Kaybeden bütün ülke oldu.

Kazanan sadece, küresel finans kapitalciler oldu.

Önce 24 Ocak ekonomik kararları açıklandı ve daha sonra darbe gerçekleşti.

O günden bugüne hemen herkes, darbe sonrası yapılan Anayasa'yı tartıştı ve hatta düşman belledi.

Bir Allah kulu darbe yapılarak elde edilmek istenen sonuca odaklanmadı.

Yani asıl amacın rejimin ve devletçi ekonominin tasfiye edilmesi olduğu bir gün bile tartışılmadı.

O dönem "ekonomik hayatın yeniden düzenlenmesi" olarak sunulan bu kararlar Türkiye'de emekçilere dönük büyük bir saldırı anlamına geliyordu ve sonrasında gerçekleşen 12 Eylül darbesinin de maddi zeminini teşkil ediyordu.

12 Eylül darbesi sonrasında kesintisiz biçimde uygulamaya konulan 24 Ocak Kararları,1978'de IMF, Dünya Bankası ve OECD gibi uluslararası sermaye örgütlerinin Türkiye'den taleplerini formüle ediyordu.

Özetle 24 Ocak kararları ile ne yapılmak isteniyordu, kısaca bir bakalım.

Uzun ve tek bir cümle ile olayın aslı astarı şudur:

O dönem uluslararası sermaye örgütlerinin Türkiye'den talepleri, "KİT'lerin sübvanse edilmesine son verilmesi, reel ücretlerin düşürülmesi, sıkı para politikalarıyla enflasyonun kontrol altına alınması, yatırıma ayrılan kaynakların azaltılarak büyüme hızının aşağı çekilmesi" olarak sıralanırken, bu talepler 24 Ocak Kararlarına, "Ekonominin liberalizasyonu adına ithalat kotaların adım adım kaldırılması, ağır sanayi ve temel mallara dönük kamu yatırımlarının giderek tasfiyesi, temel mallar üzerindeki sübvansiyonların kaldırılması, yerli ve yabancı sermaye yatırımlarının teşvik edilmesi, kâr transferinin kolaylaştırılması, Kamu İktisadi Teşekküleri'nin özelleştirilmesinin hedeflenmesi, iç talebin daraltılması, dış ticaretin serbestleşmesi" olarak tercüme ediliyordu.

Hayata geçirilen bu program IMF'nin 1970'li yıllarda az gelişmiş ülkelere yönelik geliştirdiği standart istikrar politikalarının ve Dünya Bankası tarafından geliştirilmiş yapısal uyum politikalarının içerisindeki tüm unsurlarını taşıyordu.

24 Ocak Kararları öncesi başta TÜSİAD olmak üzere sermaye örgütleri Ecevit hükümetinin devrilmesini hızlandırmak adına faaliyetlerde bulunmuş, o dönem TÜSİAD'ın gazetelerde başlattığı ilan kampanyası hükümetin devrilmesini hızlandıran gelişmelerden biri olmuştu.

Ancak Ecevit'in devrilmesi, Demirel'in iktidara getirilmesi ve ardından 24 Ocak Kararlarının açıklanması da sermaye sınıfı için yeterli olmadı.

Bu kararların hayata geçirilmesi için işçi sınıfının direncinin kırılması gerekiyordu.

12 Eylül darbesi işte bu "ihtiyacı" karşılamak için gerçekleştirildi.

Kenan Evren, ordunun iktidarı almasının ardından yaptığı ilk konuşmasında memleketteki "yüksek" işçi ücretlerinden yakınıyor, darbe sonrasında, kitlesel olarak işçi ve emekçi sınıfların örgütlendiği birlikler, siyasal parti, dernek ve sendikalar kapatılırken TÜSİAD'a "kamu yararına çalışan dernek" statüsü veriliyordu.

24 Ocak Kararları açıklanmadan önce Turgut Özal, Genelkurmaya giderek 24 Ocak Kararlarının ortaya koyduğu program hakkında bir brifing dahi vermiş, Kenan Evren ise programı çok beğendiğini ve desteklediğini söylemişti.

Daha sonra Turgut Özal cunta hükümetinin Ekonomi İşlerinden Sorumlu Bakanı oldu.

Darbe sonrasında oluşturulan anayasa ile serbest piyasa yönünde atılan adımlar hız kazanırken, kanun hükmünde kararnamelerle hükümete bu yönde sınırsız yetki tanınıyordu.

Sonuç:

Bugün darbe Anayasa'sının değiştirilmesi gerektiğini ileri sürenlerin tamamı, yalancıdır!

Çünkü ortada darbe anayasası diye bir mefhum kalmamıştır.

Değiştirilmek ve hatta ortadan kaldırılmak istenen şey, direnen Cumhuriyetin sağlam kalan kolonlarıdır.

Darbe Anayasa'sını adeta ağızlarında sakız yapanların bir kerecik olsun bu darbenin asıl amacı olan 24 Ocak kararlarını ağızlarına almamaları, hayret vericidir.

Türkiye teslim alınmak istenmekte ve direnen Cumhuriyetçi ve Atatürkçü kadrolar, tek tek içeri atılmakta veya soruşturmalarla susturulmaktadır.

Bu cendereden çıkışın tek ve asla değişmeyecek bir çözüm kapısı vardır.

Atatürk ve Cumhuriyet değerleri paydasında anlaşan tüm partilerin, tek bir tabela veya ittifak çatısı altında buluşmaları ve birleşmeleri, hayati derecede bir zarurettir.

Ana muhalefet partisi olan CHP'ye ve Özgür Özel'e çok tarihi bir sorumluluk düşmektedir.

Artık mitinglerini tek başına yapmayı bırak ve söz konusu partilerin liderleri ile aynı otobüsün veya platformun üstüne çıkın.

Kendi tabanına değil, 86 milyona seslenin.

Ekonomide tez sahibi olan partilerin görüşleri ve hazır bulunan çözümlerinde yararlan.

İnat etmeyin, nefis yapmayın, egolarınızı ayaklarınızın altına alın ve bu büyük buluşmayı gerçekleştirin.

Başaramazsanız, hepiniz silinip gidersiniz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Hacı Gaydan / diğer yazıları
'YPG'nin silah bırakmasını bekliyoruz'
Fidan'dan çok kritik Suriye mesajları
Hatay'da neler oluyor?
Ateşlenip hastaneye kaldırılan 7 askerden 2'si şehit oldu
Ümmette, ümmetçiler de uyuyor
Gazze'de açlık nedeniyle son 24 saatte 9 ölüm daha
3 ilçede yangın kontrol altında
Antalya Valiliği açıkladı
'Bu hafta Trump ve Putin ile görüşebilirim'
Erdoğan İstanbul konuştu
Filistin'e yardım götürüyordu
Hanzala gemisiyle tüm iletişim kesildi
25 yıl sonra bir ilk
Suriye ve İsrailli yetkililer Paris'te bir araya geldi
Bir yangın haberi de Diyarbakır'dan...
Petrol kuyusunda çıkan yangında 3'ü ağır 8 kişi yaralandı
Macron: 'Filistin devletini tanıyacağız'
ABD Dışişleri Bakanı'ndan tepki
PKK, Suriye'de 11 askeri alıkoydu
Fesih de yok, silah bırakma da...
Karabük Valisi yangınlarla ilgili açıklama yaptı
"613 hanede 1006 vatandaş tahliye edildi"
5 ilde 2 bin 619 kişi güvenli bölgelere alındı
AFAD son durumu paylaştı
İsrail'in Hayfa kentinde 'Gazze' protestosu
24 kişi gözaltına alındı
Katil Netanyahu'nın gözü Suriye'de
'Silahsızlandıracağız'
Kredi faizlerinde değişiklik
Tüm oranlarda 25 baz puan indirim
'YPG'nin silah bırakmasını bekliyoruz'
Fidan'dan çok kritik Suriye mesajları
Hatay'da neler oluyor?
Ateşlenip hastaneye kaldırılan 7 askerden 2'si şehit oldu
Ümmette, ümmetçiler de uyuyor
Gazze'de açlık nedeniyle son 24 saatte 9 ölüm daha
3 ilçede yangın kontrol altında
Antalya Valiliği açıkladı
'Bu hafta Trump ve Putin ile görüşebilirim'
Erdoğan İstanbul konuştu
Filistin'e yardım götürüyordu
Hanzala gemisiyle tüm iletişim kesildi
25 yıl sonra bir ilk
Suriye ve İsrailli yetkililer Paris'te bir araya geldi
Bir yangın haberi de Diyarbakır'dan...
Petrol kuyusunda çıkan yangında 3'ü ağır 8 kişi yaralandı
Macron: 'Filistin devletini tanıyacağız'
ABD Dışişleri Bakanı'ndan tepki
PKK, Suriye'de 11 askeri alıkoydu
Fesih de yok, silah bırakma da...
Karabük Valisi yangınlarla ilgili açıklama yaptı
"613 hanede 1006 vatandaş tahliye edildi"
5 ilde 2 bin 619 kişi güvenli bölgelere alındı
AFAD son durumu paylaştı
İsrail'in Hayfa kentinde 'Gazze' protestosu
24 kişi gözaltına alındı
Katil Netanyahu'nın gözü Suriye'de
'Silahsızlandıracağız'
Kredi faizlerinde değişiklik
Tüm oranlarda 25 baz puan indirim
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.