Üretim ile para kazanmak yerine para ile para kazanmanın teşvik edildiği kapitalist modeller faizi sistemlerinin merkezine oturttuğu için gelirde dengesizlik ortaya çıkmaktadır.
Özelleştirme adı altında devletin en kârlı ve stratejik kurumlarının piyasa değerinin çok altında satılması ile devletin yerini çokuluslu şirketlerin almasına yol açmıştır. Global güçler satın aldıkları bu kurumlar vasıtasıyla ülkenin zenginliklerini yurtdışına aktarmaktadırlar. Oysa yeraltı ve yerüstü kaynakların devlet-millet işbirliği ile işletilmesi bu kaynaklardan toplumun her kesiminin istifade etmesine imkan tanıyacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'nin paraya ve devlete getirdiği tarif ve yüklediği görevler, mevcut ekonomi modellerinin gelir dağılımının bozulmasına sebep olan bakış açılarının dışında yepyeni bir mahiyet arz etmektedir. Devletin asli görevlerinden biri de senyoraj hakkını kullanarak, ülke içinde yeterli miktarda yerli paranın bulunmasına ve piyasalara hâkim olmasına, imkan sağlamasıdır. Böylece milletin emeği sayesinde elde edilen gelir, sosyal devlet projesi ile yine millete hizmet olarak aktarılacağı için elde edilen gelirin hem ülke topraklarında kalması, hem de herkesin istifade edebileceği şekilde adilane bölüşülmesine imkan tanıyacaktır. Bu sebeple Merkez Bankası'nın, IMF'nin değil, milleti temsil eden siyasi güç tarafından yönetilmesi şarttır. Yine devlet, piyasaları düzenleyen hakem rolünü üstlenerek, piyasaların belli başlı küresel güçlerin denetimine geçmesini önlemelidir. Serbest piyasa adı altında piyasaların dolayısı ile elde edilen gelirlerin belli global güçlerin kontrolüne geçmesine müsaade etmeyen devletler, hem kaynakları, hem de parayı serbest hale getirerek bireylere fırsat eşitliği tanıdığı gibi elde edilecek gelirlerin adil paylaşımını sağlayacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi / BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER
Prof.Dr. İbrahim Arslanoğlu Gazi Üniversitesi:Prof. Dr. Baş eserinde bilimsel bir yol izlemiştirÖnce şunu belirtmeliyim ki, zaman zaman Prof. Haydar Baş'ı Mesaj ve Meltem TV'lerde dinlediğimde kendilerinin bir ekonomist olduğundan en ufak bir şüphem yoktu çünkü ekonomi konularına son derece hakim. Prof. Dr. Haydar Baş, bu eserinde bilimsel bir yol izlenmiştir. Daha açık bir ifade ile; açıklama ve yaklaşımlar tamamen ekonomi bilimi ile ilgilidir. Prof. Baş, düşüncelerini şöyle ifade etmiştir: "Her problemin çözümünde bilgi, beceri, plan, program yanında iyi niyet, samimiyet, dürüstlük, saygı ve insan sevgisinin asıl olduğuna inanıyorum. Sorunların tespiti ve çözümünde demokratik, hukuk devleti ilkeleri esas alınmalıdır." O'na göre Türkiye için en büyük tehdit ve tehlike, milli bütünlüğümüze yapılan saldırıdır. Terör, yolsuzluk, israf, plansız ve dengesiz icraatlar ekonominin kara deliklerini oluşturmaktadır. Prof. Baş, bu açıklamaları ile küreselcilerin düşüncelerinin aksine devletin küçültülmesini değil güçlendirilmesini savunmaktadır. Ona göre devlet olmadan millet, millet olmadan devlet olamaz.
Özelleştirme adı altında devletin en kârlı ve stratejik kurumlarının piyasa değerinin çok altında satılması ile devletin yerini çokuluslu şirketlerin almasına yol açmıştır. Global güçler satın aldıkları bu kurumlar vasıtasıyla ülkenin zenginliklerini yurtdışına aktarmaktadırlar. Oysa yeraltı ve yerüstü kaynakların devlet-millet işbirliği ile işletilmesi bu kaynaklardan toplumun her kesiminin istifade etmesine imkan tanıyacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'nin paraya ve devlete getirdiği tarif ve yüklediği görevler, mevcut ekonomi modellerinin gelir dağılımının bozulmasına sebep olan bakış açılarının dışında yepyeni bir mahiyet arz etmektedir. Devletin asli görevlerinden biri de senyoraj hakkını kullanarak, ülke içinde yeterli miktarda yerli paranın bulunmasına ve piyasalara hâkim olmasına, imkan sağlamasıdır. Böylece milletin emeği sayesinde elde edilen gelir, sosyal devlet projesi ile yine millete hizmet olarak aktarılacağı için elde edilen gelirin hem ülke topraklarında kalması, hem de herkesin istifade edebileceği şekilde adilane bölüşülmesine imkan tanıyacaktır. Bu sebeple Merkez Bankası'nın, IMF'nin değil, milleti temsil eden siyasi güç tarafından yönetilmesi şarttır. Yine devlet, piyasaları düzenleyen hakem rolünü üstlenerek, piyasaların belli başlı küresel güçlerin denetimine geçmesini önlemelidir. Serbest piyasa adı altında piyasaların dolayısı ile elde edilen gelirlerin belli global güçlerin kontrolüne geçmesine müsaade etmeyen devletler, hem kaynakları, hem de parayı serbest hale getirerek bireylere fırsat eşitliği tanıdığı gibi elde edilecek gelirlerin adil paylaşımını sağlayacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi / BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER
Prof.Dr. İbrahim Arslanoğlu Gazi Üniversitesi:Prof. Dr. Baş eserinde bilimsel bir yol izlemiştirÖnce şunu belirtmeliyim ki, zaman zaman Prof. Haydar Baş'ı Mesaj ve Meltem TV'lerde dinlediğimde kendilerinin bir ekonomist olduğundan en ufak bir şüphem yoktu çünkü ekonomi konularına son derece hakim. Prof. Dr. Haydar Baş, bu eserinde bilimsel bir yol izlenmiştir. Daha açık bir ifade ile; açıklama ve yaklaşımlar tamamen ekonomi bilimi ile ilgilidir. Prof. Baş, düşüncelerini şöyle ifade etmiştir: "Her problemin çözümünde bilgi, beceri, plan, program yanında iyi niyet, samimiyet, dürüstlük, saygı ve insan sevgisinin asıl olduğuna inanıyorum. Sorunların tespiti ve çözümünde demokratik, hukuk devleti ilkeleri esas alınmalıdır." O'na göre Türkiye için en büyük tehdit ve tehlike, milli bütünlüğümüze yapılan saldırıdır. Terör, yolsuzluk, israf, plansız ve dengesiz icraatlar ekonominin kara deliklerini oluşturmaktadır. Prof. Baş, bu açıklamaları ile küreselcilerin düşüncelerinin aksine devletin küçültülmesini değil güçlendirilmesini savunmaktadır. Ona göre devlet olmadan millet, millet olmadan devlet olamaz.