Bu gazetede kar üstüne yazmak en fazla benden beklenirdi, çünkü Erzurum'da, şehir merkezinde birbuçuk metreye ulaşan kar üstünde yürümek zorunda olan ben idim.
İki günü aşkın bir süre, hiç durmaksızın yağdığı ve Erzurumlu'yu zorunlu ikamete tâbi tuttuğu karlı-boranlı günler, bizim en çok koşmamızı gerektiren günlerdi.
Mahalli seçimler için aday bildiriminin son günleriydi ve tekniğin, teknolojinin iflas ettiği o günlerde sokaktan sokağa geçişi sağlamak için açılan tünelleri de kullanarak yolları birbirine bağlamak zorundaydık. Bundan ötürüdür ki; altı aydır hiç aksatmadan yazı yazan Aziz Karaca geçtiğimiz bir kaç gün yazı gönderemedi, İstanbul da bize gazete gönderemedi zaten.
Yüzyıllardır 1850 rakımlı bir vadide oturan Erzurum ve Erzurumlu böyle kar yağışına, tipiye-borana, saçaklardan sarkan metrelerce buzlara yabancı değil, senenin yarısından fazlası böyle geçiyor fakat, ulusal medyanın ilgisizliğine, kör ve sağırlığına içerliyor Erzurumlu. Uludağ'da kayak yapıp eğlenen bilmem hangi sözümona sanatçının peşine üç-dört tane kamera takıp düşüşünü-kalkışını, inişini-çıkışı en küçük ayrıntılarına kadar çeken ve ekranda onlarca dakikayı ayıran tv kanalları; özelde Erzurum'un, genelde tüm bölgenin bir haftadır yaşadığı kar hapsini öylesine gördü geçti.
Bu yazının inşallah size ulaştığı Cuma günü, sözünü ettiğimiz bu kar hapsinin bir haftası dolmuş olacak fakat şehir hala bir ölü şehir görünümünde.
Zincirini takmış bir-iki ekmek arabası ve bir-iki de şehiriçi dolmuşunun dışında kimseler yok ortalıkta.
Kar altında iki saat terlemeyi göze alanlar; "Operatör efendi, dikkat burada bir araba var" denecek kadar arabasının üstünü açıp bırakıyor. Benim gibi biraz daha fazla çalışanlar da yarım metre öne, yarım metre de arkaya olmak üzere arabalarına tamıtamına bir metrelik manevra alanı açabiliyorlar. Akü bitmesin diye bir haftadır, sabah-akşam bu bir metrelik alanda arabayı dolaştırıp duruyorum!
Mart ayının vergi ayı olduğuna, gelirler vergisinin tahsilatına başlanacağına dair haberler, hatırlatmalar yapılıyor bugünlerde. Bizzat şahid olarak söylüyorum ki -istisnalar olabilir- Erzurumlu esnafın kapısına şu bir haftadır gelenler; "Hacım! İlacımı alamirem, kömürümüz bitti, çocuklar ayazda" diye yardım isteyen üç-beş kişiden ibaret. Bunu da gelirler hanesine yazıp vergisini isterlerse, diyeceğimiz bir şey kalmıyor.
Dün akşam, kar tepeciklerinin eteklerinden bir sağa bir sola kıvrılarak caddeden aşağı inerken biraz ilerde bembeyaz bir kar tepesinin üstünde dalgalanan ayyıldızlı bayrağımız dikkatimi çekti. İl Genel Meclisi üyesi adayımız Ferit Aydemir'le birlikte yaklaştık ki; çocuk oyuncağı satan bir dükkan sahibi, dükkanını tamamen kapatmış olan kar yığının ortasından tünel açarak dükkanına ulaşmış, tünelin bir kenarına da semaveri kurmuş ve "Abbasoğlu Dinlenme Tesisleri" levhasının altında sandalyesinin üstünde Oltutaşı tesbihini çevirip duruyor. Bu fotoğraf, eğer anlarsalar, belediyeye de, hükümete de çok şeyler söylüyor...
İki günü aşkın bir süre, hiç durmaksızın yağdığı ve Erzurumlu'yu zorunlu ikamete tâbi tuttuğu karlı-boranlı günler, bizim en çok koşmamızı gerektiren günlerdi.
Mahalli seçimler için aday bildiriminin son günleriydi ve tekniğin, teknolojinin iflas ettiği o günlerde sokaktan sokağa geçişi sağlamak için açılan tünelleri de kullanarak yolları birbirine bağlamak zorundaydık. Bundan ötürüdür ki; altı aydır hiç aksatmadan yazı yazan Aziz Karaca geçtiğimiz bir kaç gün yazı gönderemedi, İstanbul da bize gazete gönderemedi zaten.
Yüzyıllardır 1850 rakımlı bir vadide oturan Erzurum ve Erzurumlu böyle kar yağışına, tipiye-borana, saçaklardan sarkan metrelerce buzlara yabancı değil, senenin yarısından fazlası böyle geçiyor fakat, ulusal medyanın ilgisizliğine, kör ve sağırlığına içerliyor Erzurumlu. Uludağ'da kayak yapıp eğlenen bilmem hangi sözümona sanatçının peşine üç-dört tane kamera takıp düşüşünü-kalkışını, inişini-çıkışı en küçük ayrıntılarına kadar çeken ve ekranda onlarca dakikayı ayıran tv kanalları; özelde Erzurum'un, genelde tüm bölgenin bir haftadır yaşadığı kar hapsini öylesine gördü geçti.
Bu yazının inşallah size ulaştığı Cuma günü, sözünü ettiğimiz bu kar hapsinin bir haftası dolmuş olacak fakat şehir hala bir ölü şehir görünümünde.
Zincirini takmış bir-iki ekmek arabası ve bir-iki de şehiriçi dolmuşunun dışında kimseler yok ortalıkta.
Kar altında iki saat terlemeyi göze alanlar; "Operatör efendi, dikkat burada bir araba var" denecek kadar arabasının üstünü açıp bırakıyor. Benim gibi biraz daha fazla çalışanlar da yarım metre öne, yarım metre de arkaya olmak üzere arabalarına tamıtamına bir metrelik manevra alanı açabiliyorlar. Akü bitmesin diye bir haftadır, sabah-akşam bu bir metrelik alanda arabayı dolaştırıp duruyorum!
Mart ayının vergi ayı olduğuna, gelirler vergisinin tahsilatına başlanacağına dair haberler, hatırlatmalar yapılıyor bugünlerde. Bizzat şahid olarak söylüyorum ki -istisnalar olabilir- Erzurumlu esnafın kapısına şu bir haftadır gelenler; "Hacım! İlacımı alamirem, kömürümüz bitti, çocuklar ayazda" diye yardım isteyen üç-beş kişiden ibaret. Bunu da gelirler hanesine yazıp vergisini isterlerse, diyeceğimiz bir şey kalmıyor.
Dün akşam, kar tepeciklerinin eteklerinden bir sağa bir sola kıvrılarak caddeden aşağı inerken biraz ilerde bembeyaz bir kar tepesinin üstünde dalgalanan ayyıldızlı bayrağımız dikkatimi çekti. İl Genel Meclisi üyesi adayımız Ferit Aydemir'le birlikte yaklaştık ki; çocuk oyuncağı satan bir dükkan sahibi, dükkanını tamamen kapatmış olan kar yığının ortasından tünel açarak dükkanına ulaşmış, tünelin bir kenarına da semaveri kurmuş ve "Abbasoğlu Dinlenme Tesisleri" levhasının altında sandalyesinin üstünde Oltutaşı tesbihini çevirip duruyor. Bu fotoğraf, eğer anlarsalar, belediyeye de, hükümete de çok şeyler söylüyor...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025