İngilizler ve Amerikalılar Kıbrıs'taki Türkleri ve Rumları birarada tutabilme ve yaşatabilme adına plan üstüne plan yapıyorlar.
Rumları'ın tarihi süreç içerisinde Ada'da yaptıkları ve yapamadıkları sorgulanmadan, Türkler'in Ada'da Ada adına neler yapıp yapmadıkları veyahutta yapmak isteyip de yapamadıkları tam bilinmeden atılan adımlara dikkat çekmek gerekiyor.
Tarihi yaklaşımlar , tarihi doğrular ve yanlışlar bilinmeden bu bölgede atılacak adımların telafisi güç sonuçlar vermesi imkan dahilinde.
Bir taraftan Rumlar ile Türkler Avrupa'ya Avrupa Birliği projesi bağlamında monte edilmeye çalışılırken bir taraftan da İngiliz ve Amerikalılar kendi etki alanlarını bu bölgede kurmak istemekteler.
Rumlar Mayıs 2004'te AB'ye alındıktan sonra gelişen sürece bakıldığında Türk tarafının Birlikten dışlanmakta olduğunu görüyoruz.
Aynı durum Yunanistan karşısındaki Türkiye cephesi için de geçerli.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından piyasaya sürülen Annan Planı'nın reddinin ardından bu planın yeni versiyonları üzerinde Türk ve Rum tarafının belli kurumları kulis yapmaya başladılar.
Rum lider Papadopulos'un bakış açısı ile KKTC lideri Denktaş'ın uyarıları ortada iken bu tarz yeni senaryoların bölgeye marjinal bir fayda sunacağı beklenmemeli.
Yarın KKTC yeni Cumhurbaşkanını seçmek için sandığı gidiyor.
Adaylar arasında DTP Lideri Talat'ın şansı büyük. Ve büyük ihtimalle de Talat kazanacak görünüyor. Talat adına yapılan haberler ve kulislere bakıldığında bunu rahatça söyleyebiliriz.
KKTC Lideri Denktaş'ın görevini bırakması ile birlikte yeni seçilen Cumhurbaşkanının yaklaşımı ve Kıbrıs Davası'nı algılaması ile İngiltere ve Amerikalı bürokratların davaya yaklaşımları belli bir zeminde buluşturulmaya çalışılırken özellikle Türk tarafının Bağımsızlık ve İnsani haklar bağlamında verdiği mücadelenin yeri çok iyi irdelenip iyi analiz edilmek durumunda.
EOKA'cıların açık itirafları ile Kıbrıs üzerine kurgulanan oyunların ayrıntılarına değil, söylenenlerin kaba hatlarına dahi bakılırsa bölgesel gerçeklerin net olduğu görülecektir.
Kıbrıs Adası üzerindeki taraflarla bu tarafların Kıbrıs'a bakış açısını değişik açılardan değerlendirirken iç ve dış aktörlerin hangi tarafa ve ne amaçla yaklaştıkları önem arzetmekte.
KKTC'deki seçimin Kıbrıs'a ve Kıbrıs Türkü'ne barış ve huzur getirmesi temennisiyle...
Rumları'ın tarihi süreç içerisinde Ada'da yaptıkları ve yapamadıkları sorgulanmadan, Türkler'in Ada'da Ada adına neler yapıp yapmadıkları veyahutta yapmak isteyip de yapamadıkları tam bilinmeden atılan adımlara dikkat çekmek gerekiyor.
Tarihi yaklaşımlar , tarihi doğrular ve yanlışlar bilinmeden bu bölgede atılacak adımların telafisi güç sonuçlar vermesi imkan dahilinde.
Bir taraftan Rumlar ile Türkler Avrupa'ya Avrupa Birliği projesi bağlamında monte edilmeye çalışılırken bir taraftan da İngiliz ve Amerikalılar kendi etki alanlarını bu bölgede kurmak istemekteler.
Rumlar Mayıs 2004'te AB'ye alındıktan sonra gelişen sürece bakıldığında Türk tarafının Birlikten dışlanmakta olduğunu görüyoruz.
Aynı durum Yunanistan karşısındaki Türkiye cephesi için de geçerli.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından piyasaya sürülen Annan Planı'nın reddinin ardından bu planın yeni versiyonları üzerinde Türk ve Rum tarafının belli kurumları kulis yapmaya başladılar.
Rum lider Papadopulos'un bakış açısı ile KKTC lideri Denktaş'ın uyarıları ortada iken bu tarz yeni senaryoların bölgeye marjinal bir fayda sunacağı beklenmemeli.
Yarın KKTC yeni Cumhurbaşkanını seçmek için sandığı gidiyor.
Adaylar arasında DTP Lideri Talat'ın şansı büyük. Ve büyük ihtimalle de Talat kazanacak görünüyor. Talat adına yapılan haberler ve kulislere bakıldığında bunu rahatça söyleyebiliriz.
KKTC Lideri Denktaş'ın görevini bırakması ile birlikte yeni seçilen Cumhurbaşkanının yaklaşımı ve Kıbrıs Davası'nı algılaması ile İngiltere ve Amerikalı bürokratların davaya yaklaşımları belli bir zeminde buluşturulmaya çalışılırken özellikle Türk tarafının Bağımsızlık ve İnsani haklar bağlamında verdiği mücadelenin yeri çok iyi irdelenip iyi analiz edilmek durumunda.
EOKA'cıların açık itirafları ile Kıbrıs üzerine kurgulanan oyunların ayrıntılarına değil, söylenenlerin kaba hatlarına dahi bakılırsa bölgesel gerçeklerin net olduğu görülecektir.
Kıbrıs Adası üzerindeki taraflarla bu tarafların Kıbrıs'a bakış açısını değişik açılardan değerlendirirken iç ve dış aktörlerin hangi tarafa ve ne amaçla yaklaştıkları önem arzetmekte.
KKTC'deki seçimin Kıbrıs'a ve Kıbrıs Türkü'ne barış ve huzur getirmesi temennisiyle...
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005