IMF'ci-AB'ci bir önceki MHP-DSP-ANAP koalisyonunun şimdi siyaset kabristanında medfun ANAP'ın lideri, Avrupa Birliği'nin yolunun Diyarbakır'dan geçtiğini açıklamıştı. Önceki troykadan AB misyonunu devralan AKP lideri R. T. Erdoğan ise, "Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapacakları"nı ilan etmişti. Erdoğan, bu ilan ile de yetinmemiş, "Güneydoğu'daki sorun Kürt sorunudur, bu iş benim işimdir, gerekirse devlet özür dilemelidir" diye nutuk atmıştı. Erdoğan'ın iki kurusıkı manevrasıyla, 30 bin insanın canına kast eden terör "Kürt sorunu" oluvermiş, yıllardan beri devlet politikası olarak süregelen terör ile mücadele adeta "gayr-ı meşru" taarruza dönüşüvermişti. Güneydoğu'daki "tezgâh", iktidardaki bu "kurusıkı" mantığın siyasi ve lojistik desteğiyle "son nokta"ya doğru taşınıyor. İsyan provaları, siyasi zaafitetten istifade ederek yol alıyor.Böylece Diyarbakır, "BOP'un yıldızı" oluyor.AKP'nin hayalindeki AB'nin öncülerinden ve yine AKP'nin stratejik ortağının ortağı işgalci İngiltere, Diyarbakır'ı resmen "bölgesel başkent" ilan ediyor. Diyarbakır, bundan başka daha nasıl "BOP'un yıldızı" yapılacak?!Böylesi bir gidişat, ne millete, ne devlete, ne de bir başkasına hayır getirmez. Böyle bir yıldız olsa olsa, kayan bir yıldız? Allah korusun. Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapacağını ilan eden Erdoğan ve AKP, artık kına yakabilir!* * *Yunanistan, AKP'nin Kıbrıs hayalini toprağa gömdü.AKP hükümeti Annan palanına yapışmıştı ya hani; Annan planı ile AB sürecinde KKTC hendeğini atlarız diye düşünüyorlardı.Yunan Dışişleri Bakanı, "Annan Planı tarih oldu" açıklaması yaptı. Böylece AKP'nin Annan planlı AB hayali suya düştü.Bu kaçıncı AB maskaralığı, diyeceksiniz... AKP, hayallerini dahi ecnebilere kaptırmış vaziyette iken daha çok maskaralıklar yaşanır.Hayallerini ve rüyalarını dahi ecnebilerin insafına kaptıranlar, en dar ve en beklenmedik zamanlarda maskaralıklara mahkum olurlar vesselam...* * *Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi'nin organizatörlüğünde BTP Genel Başkanı ve Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Baş beyin "Milli Ekonomi Modeli" adlı eseri ekseninde Bakü'de gerçekleştirilen II. Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nin sonuçlarına dünya sevindi, Türk dünyası bayram yaptı. Kongreye iştirak eden 100'ü aşkın bilim adamı, dünya çapında meşhur ekonomistler ve Devlet İktisat Üniversitesi akademisyenleri tarafından Prof. Dr. Baş, Nobel'e aday gösterildi; hatta Nobel organizasyonunun Prof. Dr. Baş'ı ödüllendirmekle şeref bulacağının altı çizildi. "Faizsiz bir ekonomi modeli"nin matematiğine, istatistiklerine, formüllerine, sosyal devlet projelerine hayran kaldı bütün bir dünya... Bu, doğan bir güneş, dediler.Evet, bu doğan bir güneş; güneş Doğu'dan doğar.Lakin kongre, Türkiye'deki kökten mandacıları, kökten dincileri ve diyalogcu Vatikan'ın nurcu misyon erlerini şoke etti. Dut yemiş bülbüle döndüler. Dillerini yuttular... Bakalım ne zaman kendilerine gelecekler, ne zaman ayıkacaklar?"Adil Düzen" ve "nema" adı altında yeşile boyanmış "kapitalizm"i ve "faiz"i baş tacı ederek milletimize "milli reçete" diye yutturmaya çalışanlar ortalıktan kaybolmuşlar. "Adil Düzen" namlı yeşile boyanmış kapitalizmin baş mimarı Süleyman Karagülle, zaten tam diyalogcu kesilmiş; zât-i alileri, Yazı İşleri Müdürümüz İbrahim Berk'in yakın zamanda bizzat şahit olduğu üzere şimdilerde Hinduist ve Budistleri bile cennetlik ilan etmekle meşgul... Onun artık i'raptan mahalli yok. Tamam da; bir zamanların mangalda kül bırakmayan muhafazakarları nerdeler?! Dün yeşile boyanmış kapitalizmi "Adil Düzen" diye göğe uçuranların kimisi, bu "bi't-tecrübe sabit sahte reçete"ye mevkutelerinde ve köşelerinde boy boy mersiyeler düzen Müslüman aydınların bir kısmı manastırlarda kuşe-i uzlete çekilmişler, tamam da; ya mangalda kül bırakmayan sair "köşe mücahitleri" neredeler?! Dünyanın baş tacı ettiği Milli Ekonomi Modeli karşısında onlar da dut yemiş bülbüle dönmüşler.Türk dünyasını ayağa kaldıran ve tüm Avrasya'nın en yetkin bilim adamlarınca Nobel'e aday gösterilen Milli Ekonomi Modeli'ne, belki en çok sevinmesi ve şapkalarını havaya fırlatması gereken milliyetçiler nerede? Onlardan da tık yok... Onlar da mı şoktan kurtulamadılar?Elbette, hepsi birgün ayıkacaklar... Ama dilerim o gün, iş işten geçmiş olmasın.* * *Hz. Mevlana'nın hikmetli meselleri var, bilirsiniz. Sözümüzü onlardan biriyle bağlayalım...Adamın biri, misk ü amber dükkânının önünden geçiyor... Bayılıp düşüyor. Etraftakiler, koşuşup yüzüne su, kolonya, misk vurup ayıkması için uğraşıyorlar. Fakat ayıktırmak ne mümkün; adamın baygınlığı daha da artıyor. Hz. Mevlana, o hengameye rast geliyor.Hayır, diyor Hz. Mevlana, "Misk veya kolonya vurmayın yüzüne; görmüyor musunuz, bu adam seyis, biraz at pisliği koklatın buna..." Etraftakiler, Mevlana'nın lafını emir kabul edip dediğini yapıyorlar. Adam anında ayıkıyor, kendine geliyor...Yoksa dut yemiş bülbüllerimize, Hz. Mevlana'nın hikmetiyle mi müdahale etmek lazım?! Hikmetinden sual olunmaz Rabbim, sen her şeyi görensin...
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019