Koca ülkenin ve aziz milletimizin son on yılının üzerinde oturanlar son zamanlarda kayıkçı kavgası ile meşguller.
“Sen daha çok yedin, ben daha az yedim, senin yandaşların daha çok iş ve aşa kavuştu, benimkilere bir şey kalmadı” türünden cemaat-parti kavgaları izledik, izliyoruz.
Kayıkçı kavgası ile biri diğerinin üzerine suçları yıkarak sıyrılmak ve yakasını milletin elinden kurtarmak istiyor.
Hiç kusura bakmayın ikinizde suç ortağısınız; satışlarda ortaksınız, peşkeş çekmede ortaksınız, heybeleri doldurmada, develeri hamutuyla götürmede ortaksınız, küresel tefecilerin ağızlarını sulandırmada ortaksınız, ülkenin itibarını sıfırlama suçunda ortaksınız, sıfır dost noktasına gelişte ortaksınız, devletin temeline dinamitler yerleştirmede ortaksınız, devletin çivisini sökmede ortaksınız…
Öyle yağma yok.
On yıl boyunca devletin ve milletin canına okumak huşunda anlaşın, aranızdan su sızmasın, cümle tahribatlara beraber imza koyun sonra da kayıkçı kavgasına tutuşarak bu veballerden sıyrılmaya çalışın.
Yıllardır “tüyü bitmemiş yetim” hakkı edebiyatı yaparak kitlelerden oy toplayan ve iktidarını devam ettirenler, iktidarlarını devam ettirirlerken “babalar gibi satmayı “ da ihmal etmeyenler, kahraman pilot Yüzbaşı Ümit Özer’in asil davranışından hiç utandılar mı acaba?
Eğitim uçuşu sırasında uçağı arıza yapıyor, merkez kule uyarıyor, “atla canını kurtar” diye, hayır diyor pilot Yüzbaşı, kurtarmayı deneyeceğim, bu uçakta yetimlerimiz hakları var ve kurtaramıyor şehit oluyor.
“Yetim hakkı” edebiyatı nerede bu asil davranış nerde?
Beraber yürüdünüz siz bu yollarda, beraber ıslandınız yağan yağmurda öyle değil mi?
Çok doğal bir sonuç olarak hesabı da millete ve Alemlerin Rabbi’ne beraber vereceksiniz.
Satılan vatan topraklarının hesabını…
Satılan şehit mezarlarının hesabını…
Satılan yüz yıllık, yüz elli yıllık kurumların hesabını…
Parka dönüştürülen SEKA’ların hesabını…
HES dayatması ile tıraş ettirilen ormanların ve suyu kurutulan derelerin hesabını…
Şımarttığınız terörün ve sönmesine sebep olduğunuz binlerce ocağın hesabını…
Ülkenin hava deniz ve kara yollarını haçlı işgalcilere kullandırmanın hesabını…
Bu ülkenin ve bu milletin tarihinde ilk defa olmak üzere haçlıların safında yer almanın hesabını…
Olanlardan zerre kadar ibret almadan hala ülke topraklarını haçlıların lehine ve fakat Müslümanların aleyhine kullandırıyor olmanın, füzeler yerleştirmenin hesabını…
Kayıkçı kavgası ile yakanızı bu milletin elinden kolay kolay kurtaramazsınız.
Hesap günü yaklaşıyor.
“Sen daha çok yedin, ben daha az yedim, senin yandaşların daha çok iş ve aşa kavuştu, benimkilere bir şey kalmadı” türünden cemaat-parti kavgaları izledik, izliyoruz.
Kayıkçı kavgası ile biri diğerinin üzerine suçları yıkarak sıyrılmak ve yakasını milletin elinden kurtarmak istiyor.
Hiç kusura bakmayın ikinizde suç ortağısınız; satışlarda ortaksınız, peşkeş çekmede ortaksınız, heybeleri doldurmada, develeri hamutuyla götürmede ortaksınız, küresel tefecilerin ağızlarını sulandırmada ortaksınız, ülkenin itibarını sıfırlama suçunda ortaksınız, sıfır dost noktasına gelişte ortaksınız, devletin temeline dinamitler yerleştirmede ortaksınız, devletin çivisini sökmede ortaksınız…
Öyle yağma yok.
On yıl boyunca devletin ve milletin canına okumak huşunda anlaşın, aranızdan su sızmasın, cümle tahribatlara beraber imza koyun sonra da kayıkçı kavgasına tutuşarak bu veballerden sıyrılmaya çalışın.
Yıllardır “tüyü bitmemiş yetim” hakkı edebiyatı yaparak kitlelerden oy toplayan ve iktidarını devam ettirenler, iktidarlarını devam ettirirlerken “babalar gibi satmayı “ da ihmal etmeyenler, kahraman pilot Yüzbaşı Ümit Özer’in asil davranışından hiç utandılar mı acaba?
Eğitim uçuşu sırasında uçağı arıza yapıyor, merkez kule uyarıyor, “atla canını kurtar” diye, hayır diyor pilot Yüzbaşı, kurtarmayı deneyeceğim, bu uçakta yetimlerimiz hakları var ve kurtaramıyor şehit oluyor.
“Yetim hakkı” edebiyatı nerede bu asil davranış nerde?
Beraber yürüdünüz siz bu yollarda, beraber ıslandınız yağan yağmurda öyle değil mi?
Çok doğal bir sonuç olarak hesabı da millete ve Alemlerin Rabbi’ne beraber vereceksiniz.
Satılan vatan topraklarının hesabını…
Satılan şehit mezarlarının hesabını…
Satılan yüz yıllık, yüz elli yıllık kurumların hesabını…
Parka dönüştürülen SEKA’ların hesabını…
HES dayatması ile tıraş ettirilen ormanların ve suyu kurutulan derelerin hesabını…
Şımarttığınız terörün ve sönmesine sebep olduğunuz binlerce ocağın hesabını…
Ülkenin hava deniz ve kara yollarını haçlı işgalcilere kullandırmanın hesabını…
Bu ülkenin ve bu milletin tarihinde ilk defa olmak üzere haçlıların safında yer almanın hesabını…
Olanlardan zerre kadar ibret almadan hala ülke topraklarını haçlıların lehine ve fakat Müslümanların aleyhine kullandırıyor olmanın, füzeler yerleştirmenin hesabını…
Kayıkçı kavgası ile yakanızı bu milletin elinden kolay kolay kurtaramazsınız.
Hesap günü yaklaşıyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tasarruf kaplumbağa israf ise tavşan hızında / 11.05.2024
- Istakoz ve Rolex ashabı ne bilsin? / 10.05.2024
- Kutsalları kullanarak malı götürdüler / 08.05.2024
- Dağıtım şebekesi dağılmış vaziyette / 07.05.2024
- Adını siz koyun / 06.05.2024
- Yalana vergi konulsa… / 05.05.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Istakoz ve Rolex ashabı ne bilsin? / 10.05.2024
- Kutsalları kullanarak malı götürdüler / 08.05.2024
- Dağıtım şebekesi dağılmış vaziyette / 07.05.2024
- Adını siz koyun / 06.05.2024
- Yalana vergi konulsa… / 05.05.2024
- Ümmete ürperti gerek / 04.05.2024
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024