İsrail'le aranız çok iyiydi. Göğsünüzde, Yahudi olmayan tek lidere verilmiş "Üstün Cesaret Madalyası"nı beş yıldır taşıyordunuz. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez'le aranızdan su sızmıyordu. Siz İsrail'i ziyaret ettiniz, Gazzeliler alınmasın diye, "Gazze'yi de ziyaret edeceğim" dediniz. Siz Gazze'ye gidemediniz amma Şimon Perez Türkiye'ye geldi. Perez'i Köşk ve Başbakanlık ziyareti kesmedi, onu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de soktunuz, "Filistin devletine asla izin vermeyeceğim" diyen Atatürk'ün kürsüsünden konuşturup, bütün millete dinlettiniz ve AKP'lilere alkışlattınız. Ardından malûm hâdise gelişti. Davos'ta sizin Yahudilerle ve sizin Perez'le olan muhabbetinizi perçinlemek isteyen Yahudi lobisi bir canlı yayında sizleri karşı karşıya getirdi. Lâkin Perez'di bu, koltukta durduğu gibi durmaz, adamı ne zaman ısıracağı belli olmazdı. Nitekim öyle oldu, Filistinlileri, Gazzelileri sizin huzurunuzda yerden yere vurmaya başladı. Adeta, "Güvendiğiniz adam işte bu" diyordu?İtibarınız sıfırlanmak üzereydi, serde Müslümanlık da vardı, kanınız coştu, "Wan münit" dediniz, "Bir dakika" diyerek Perez'in bileğinden tuttunuz, "Siz insan öldürmeyi, çocuk öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" diye verdiniz, veriştirdiniz. Yerden göğe haklıydınız. Sizinle Filistinliler, Türkler ve bütün mazlum halklar, Araplar gurur duydu.Keşke o "Wan münit"i hiç demez olaydınız. Bizim gururumuz, sizin cakanız ancak birkaç dakika sürdü. Aynı salona geri döndünüz. Gazetecilerin karşısına oturdunuz. Dünyanın neredeyse bütün televizyonları canlı yayında, sizin neler diyeceğinize odaklanmış, kulaklar sizin dudaklarınızdan çıkacak sözlere kilitlenmişti."Ben" dediniz, "O sözleri Perez'e, İsrail halkına söylemedim. Bize cevap hakkı vermeyen moderatöre söyledim." Donduk kaldık.Başımız öne düşmüştü.Hiç olmazsa, "Öfke ile biraz ileri gittik" falan deseydiniz bu kadar canımız acımayacaktı. Çünkü olabilir, siyasetin acemisidir der, geçerdik. Amma siz, programı yönetene söylediğinizi iddia ediyordunuz. İyi de, "Çocukları öldürmeyi iyi bilen" moderatör değildi ki? ABD Başkanı Clinton SSCB'nin dağılmasının ardından, "Dünyanın alacağı yeni şekil Türkiye'nin tavrına bağlı" demişti, o gün o sahneyi eminim o da seyretmiş ve muhtemelen şöyle demiştir:"-Türkiye'nin işi kolay, dünyanın alacağı yeni şekilde Türkiye'nin yapacağı hiçbir şey yok!" Nitekim Savaş Gemileri ile Mavi Marmara'yı yola çıkardınız, İsrail geldi vurdu. Hiçbir şey yapamadınız..İsrail ve Rumlar Türkiye ve Kıbrıs Türk kesiminin egemenlik alanlarında petrol ve doğalgaz aramaya başladılar, "Savaş gemilerini yola çıkarttım" dediniz, güldüler..Geline geline.."Süpürmeyin, kullanın" noktasına gelindi; ve bugün işte bu hallere düştük. Siz ne kadar esip gürleseniz de İsrail'in umurunda değil, sinek vızıltısı gibi geliyor, zaten samimi olmadığınız konusunda güçlü karineler de var. Oğlunuz İsrail'le ticareti devam ettiriyor, Kürecik'teki kalkan İsrail'i koruyor. Neredeyse bir haftadır İsrail'in uçak yakıtları Türkiye'den deniyor, siz doğru düzgün cevap bile vermiyorsunuz."Wan münit" dediniz, yiğitliğiniz gerçekten de "Wan münit" sürdü?Tuttuğunuz nadir sözlerden biri işte bu oldu, bu da tarihe işte böyle geçti?
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015