Kıbrıs'ta 45 yıldır kan akmıyor
Kıbrıs Adası'nda Türklerin uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak amacıyla Türk ordusunun gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden 45 yıl geçti. Rumların adayı daha fazla kana bulamasının önüne "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla başlatılan harekat ile geçilmiş oldu
19.07.2019 00:00:00





YENİ MESAJ/DETAY HABER
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Kıbrıs Adası'nda Türklere karşı Rumların uyguladığı katliamlara son vermek amacıyla 20 Temmuz 1974'te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden tam 45 yıl geçti.
Askeri kod adı Atilla Harekatı olan Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974'te başladı ve 4 hafta 1 gün sonra 18 Ağustos 1974'te sona erdi. Kıbrıs'ta Rumların Türkleri yok etmesinin önüne Türk ordusunun gerçekleştirdiği bu barış operasyonuyla geçilebildi.
Türkiye'yi garantörlük hakkını kullanarak Barış Harekatının düğmesine basmasına neden olan süreç adada 15 Temmuz 1974'te gerçekleşen darbeyle başlamıştı. Yunanistan'daki askeri cuntanın emri ile gerçekleştirilen darbe Kıbrıs Millî Muhafız Ordusu, Yunan-Rum paramiliter ordusu EOKA-B ile beraber organize edildi. Darbenin sonucunda Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos III. Makarios görevden alındı ve yerine EOKA-B'nin lideri Nikos Sampson getirildi.
Darbenin amacı Kıbrıs'ta Yunan ilhakının gerçekleştirilmesi ve Kıbrıs Helenik Cumhuriyeti'nin kurulmasıydı. Kıbrıs'ta yapılan darbe, Lefkoşa'daki Türk Büyükelçiliği tarafından şifreli mesajla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'na iletildi.
1960 yılında imzalanan Kıbrıs Cumhuriyeti Garanti Antlaşması'nın garantör ülkesi olan Türkiye, bir diğer garantör ülke olan İngiltere ile ortak bir operasyon gerçekleştirmek için durumu görüştü. İngiltere'nin destek vermemesi halinde Türkiye tek başına askeri operasyon gerçekleştirme kararı aldı.
Hiçbir kimse destek vermedi
16 Temmuz 1974'te Dışişleri Bakanlığı, ABD ve İngiltere Büyükelçilikleri'ne durumu bildirdi. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, muhalefet partileri liderleri ile durumu görüştü ve bir gün sonra müzakereler için Londra'ya hareket etti.
Bülent Ecevit başkanlığındaki Türk heyeti, dönemin İngiltere Başbakanı Harold Wilson, İngiltere Dış İşleri Bakanı James Callaghan ve ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco ile Kıbrıs meselesini görüştü. Fakat İngiltere ve ABD, Türkiye'ye destek vermedi.
18 Temmuz 1974'te Türk heyeti Ankara'ya geri döndü. 19 Temmuz 1974'te Kıbrıs'taki durum Genelkurmay Başkanlığı'ndaki komutanlarla görüşüldü ve görüşmenin ardından Bakanlar Kurulu oy birliği ile Kıbrıs'a askeri müdahale kararı aldı. Temmuz 1974'teki ilk askeri müdahalede Kıbrıs'ın yüzde 3'ü ele geçiren Türk ordusu bu aşamada durdu.
İkinci harekat 14 Ağustos'ta
Yunanistan'da cunta yönetimi ve Kıbrıs'ta Sampson görevi bıraktı. Ardından Cenevre'de müzakereler gerçekleşti. 25 Temmuz 1974'te Birinci Cenevre Konferansı başladı ve 6 gün sürdü. İkinci Cenevre Konferansı'nın görüşüleceği 8 Ağustos 1974 tarihine kadar Rum ve Yunan askerlerinin Türk bölgelerinden çekilmeleri gerekiyordu fakat askeri birlikler bu bölgelerden çekilmedi.
Türk bölgelerine saldırılar düzenlendi, kuşatıldı ve birçok Türk esir alındı. 8 Ağustos 1974'te İkinci Cenevre Konferansı başladı. Cenevre'deki görüşmelerden sonuç çıkmayınca dönemin başbakanı Bülent Ecevit, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'e ''Ayşe Tatile Çıksın'' parolasını iletti ve 14 Ağustos 1974 günü saat sabah 04.30'da Kıbrıs'taki Türk birlikleri harekete geçti.
15 Ağustos 1974'te Kıbrıs'ın yüzde 38'i ele geçirildi. Rum kuvvetleri bu gelişmeyle beraber geri çekilmek zorunda kaldı fakat geri çekilirken Türk köylerini yaktılar ve yüzlerce Türkü hunharca katlettiler. Kıbrıs Barış Hareketi sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri'nden toplamda 498 şehit verildi, 1200 kişi de yaralandı. 1672 Kıbrıs Türkü de şehit oldu. Rum ve Yunan tarafında ise 4 bin kişi öldü, 12 bin kişi yaralandı.
Katliamları artık Rumlar da itiraf ediyor
Kıbrıs'ta yayın yapan Rum Politis gazetesi 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde Rumların Türklere yönelik katliamlarıyla ilgili geçtiğimiz yıl 'Kıbrıs: Cezalandırılmamış suçlar dosyası' adlı bir dizi yayınlayarak Rumların katliamlarını yine bir Rum gazetesi tarafından itiraf ederek bir ilke imza atmıştı.
Politis gazetesi Türkleri katledenlerin Rum polis ve askerler olduğunu yazdı. Rumların 'Öldürülen her bir Yunan'a karşı 10 Türk öldürün' emri aldıklarını açıklayuan gazete sayfalarında, "Bazı Türkler parçalanarak katledildi. Bir gecede onlarca Türk öldürüldü, kurşuna dizildi, kör kuyulara atıldı. Sanıklar bilinmesine rağmen, üstü örtüldü" ifadelerine yer verdi.
Politis gazetesinin bir süre devam eden yayınları Kıbrıs Rum yönetiminde tepkiyle karşılandı. Ölüm tehditleri alan Rum yazar Kostas Konstantinu, güney Kıbrıs'ta kimsenin 1964'te olanları konuşmadığını belirterek, KKTC'de kendini daha güvende hissettiğini söylemişti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Kıbrıs Adası'nda Türklere karşı Rumların uyguladığı katliamlara son vermek amacıyla 20 Temmuz 1974'te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden tam 45 yıl geçti.
Askeri kod adı Atilla Harekatı olan Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974'te başladı ve 4 hafta 1 gün sonra 18 Ağustos 1974'te sona erdi. Kıbrıs'ta Rumların Türkleri yok etmesinin önüne Türk ordusunun gerçekleştirdiği bu barış operasyonuyla geçilebildi.
Türkiye'yi garantörlük hakkını kullanarak Barış Harekatının düğmesine basmasına neden olan süreç adada 15 Temmuz 1974'te gerçekleşen darbeyle başlamıştı. Yunanistan'daki askeri cuntanın emri ile gerçekleştirilen darbe Kıbrıs Millî Muhafız Ordusu, Yunan-Rum paramiliter ordusu EOKA-B ile beraber organize edildi. Darbenin sonucunda Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos III. Makarios görevden alındı ve yerine EOKA-B'nin lideri Nikos Sampson getirildi.
Darbenin amacı Kıbrıs'ta Yunan ilhakının gerçekleştirilmesi ve Kıbrıs Helenik Cumhuriyeti'nin kurulmasıydı. Kıbrıs'ta yapılan darbe, Lefkoşa'daki Türk Büyükelçiliği tarafından şifreli mesajla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'na iletildi.
1960 yılında imzalanan Kıbrıs Cumhuriyeti Garanti Antlaşması'nın garantör ülkesi olan Türkiye, bir diğer garantör ülke olan İngiltere ile ortak bir operasyon gerçekleştirmek için durumu görüştü. İngiltere'nin destek vermemesi halinde Türkiye tek başına askeri operasyon gerçekleştirme kararı aldı.
Hiçbir kimse destek vermedi
16 Temmuz 1974'te Dışişleri Bakanlığı, ABD ve İngiltere Büyükelçilikleri'ne durumu bildirdi. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, muhalefet partileri liderleri ile durumu görüştü ve bir gün sonra müzakereler için Londra'ya hareket etti.
Bülent Ecevit başkanlığındaki Türk heyeti, dönemin İngiltere Başbakanı Harold Wilson, İngiltere Dış İşleri Bakanı James Callaghan ve ABD Dış İşleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco ile Kıbrıs meselesini görüştü. Fakat İngiltere ve ABD, Türkiye'ye destek vermedi.
18 Temmuz 1974'te Türk heyeti Ankara'ya geri döndü. 19 Temmuz 1974'te Kıbrıs'taki durum Genelkurmay Başkanlığı'ndaki komutanlarla görüşüldü ve görüşmenin ardından Bakanlar Kurulu oy birliği ile Kıbrıs'a askeri müdahale kararı aldı. Temmuz 1974'teki ilk askeri müdahalede Kıbrıs'ın yüzde 3'ü ele geçiren Türk ordusu bu aşamada durdu.
İkinci harekat 14 Ağustos'ta
Yunanistan'da cunta yönetimi ve Kıbrıs'ta Sampson görevi bıraktı. Ardından Cenevre'de müzakereler gerçekleşti. 25 Temmuz 1974'te Birinci Cenevre Konferansı başladı ve 6 gün sürdü. İkinci Cenevre Konferansı'nın görüşüleceği 8 Ağustos 1974 tarihine kadar Rum ve Yunan askerlerinin Türk bölgelerinden çekilmeleri gerekiyordu fakat askeri birlikler bu bölgelerden çekilmedi.
Türk bölgelerine saldırılar düzenlendi, kuşatıldı ve birçok Türk esir alındı. 8 Ağustos 1974'te İkinci Cenevre Konferansı başladı. Cenevre'deki görüşmelerden sonuç çıkmayınca dönemin başbakanı Bülent Ecevit, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'e ''Ayşe Tatile Çıksın'' parolasını iletti ve 14 Ağustos 1974 günü saat sabah 04.30'da Kıbrıs'taki Türk birlikleri harekete geçti.
15 Ağustos 1974'te Kıbrıs'ın yüzde 38'i ele geçirildi. Rum kuvvetleri bu gelişmeyle beraber geri çekilmek zorunda kaldı fakat geri çekilirken Türk köylerini yaktılar ve yüzlerce Türkü hunharca katlettiler. Kıbrıs Barış Hareketi sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri'nden toplamda 498 şehit verildi, 1200 kişi de yaralandı. 1672 Kıbrıs Türkü de şehit oldu. Rum ve Yunan tarafında ise 4 bin kişi öldü, 12 bin kişi yaralandı.
Katliamları artık Rumlar da itiraf ediyor
Kıbrıs'ta yayın yapan Rum Politis gazetesi 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı öncesinde Rumların Türklere yönelik katliamlarıyla ilgili geçtiğimiz yıl 'Kıbrıs: Cezalandırılmamış suçlar dosyası' adlı bir dizi yayınlayarak Rumların katliamlarını yine bir Rum gazetesi tarafından itiraf ederek bir ilke imza atmıştı.
Politis gazetesi Türkleri katledenlerin Rum polis ve askerler olduğunu yazdı. Rumların 'Öldürülen her bir Yunan'a karşı 10 Türk öldürün' emri aldıklarını açıklayuan gazete sayfalarında, "Bazı Türkler parçalanarak katledildi. Bir gecede onlarca Türk öldürüldü, kurşuna dizildi, kör kuyulara atıldı. Sanıklar bilinmesine rağmen, üstü örtüldü" ifadelerine yer verdi.
Politis gazetesinin bir süre devam eden yayınları Kıbrıs Rum yönetiminde tepkiyle karşılandı. Ölüm tehditleri alan Rum yazar Kostas Konstantinu, güney Kıbrıs'ta kimsenin 1964'te olanları konuşmadığını belirterek, KKTC'de kendini daha güvende hissettiğini söylemişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.