NAMAZIN EHEMMİYETİ
Hazreti Hüseyin henüz süt emmekte idi, hastalanmış sabaha kadar uyumamıştı... Sabaha doğru biraz uyur gibi olmuş, hazreti Fatıma Validemiz de vakitten istifade ederek sabah namazını kılıp yatmışlardı. Mescid-i Şerifte sabah namazını kıldıran Resul'ü Ekrem Efendimiz adeti üzere kızı Fatıma'nın seadetli evine teşrif etmişlerdi. Hazreti Fatıma'yı uyur vaziyette görünce onu sabah namazını kılmadan yatmış sanarak "Ey kızım Fatıma, Peygamber kızıyım diye sakın namazı terketme! Beni hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, namazını vaktinde kılmadıkça cennete gireceğini zannetme!" buyurmuşlar ve namazın hiçbir suretle ihmal edilemeyeceğini beyan buyurmuşlardır. Ondan sonra hazreti Fatıma "Canım babacığım, sabaha kadar uyumadım... Sabah namazını kılıp da yattım..." deyince, Peygamber efendimiz "Müjdeler olsun sana ya kızım Fatıma, Ahirette böyle sıkıntılar görmeyeceksin" buyurdular.
KOMŞU HAKKINA DİKKAT
Ashaptan hazreti Mücahit (ra) Abdullah b. Ömer (ra) ile alakalı şahit olduğu bir hadiseyi şöyle nakleder: "Ben Hattab oğlu Ömer'in oğlu Abdullah'ın yanında idim. Ömer b. Abdullah (ra) oğluna bir koyun kestiriyordu. Koyunun kesilmesi için emir verdikten sonra oğluna: «Oğlum komşumuzu da unutmayasın!» diye emir verdi ve bu emri koyun kesilip hazırlanıncaya kadar üç defa tekrarladı.
Babasının aynı sözü tekrarlayıp durmasından sıkılan oğul, «Baba, anladım. komşumuza da pay ayır diyorsun. Bunu tekrarlayıp durmanın ne manası var! Ben bu zamana kadar ki senin hiçbir emrine itaatsizlik ettim mi? Bütün mesele, koyun kesildikten sonra komşuya bir parça et verilmesi değil mi?» deyince, Hazreti Ömer (ra)oğlu Abdullah'ın (ra) elinden tutup yüzünü kendisine doğru çevirdikten sonra şöyle dedi:
«Oğlum, komşu hakkı hususunda Peygamberimiz öyle çok tekrarda bulunurdu ki, biz nerede ise komşumuzu malımıza ortak kılacak sanırdık. Sen neden bahsediyorsun!.»
Hazreti Hüseyin henüz süt emmekte idi, hastalanmış sabaha kadar uyumamıştı... Sabaha doğru biraz uyur gibi olmuş, hazreti Fatıma Validemiz de vakitten istifade ederek sabah namazını kılıp yatmışlardı. Mescid-i Şerifte sabah namazını kıldıran Resul'ü Ekrem Efendimiz adeti üzere kızı Fatıma'nın seadetli evine teşrif etmişlerdi. Hazreti Fatıma'yı uyur vaziyette görünce onu sabah namazını kılmadan yatmış sanarak "Ey kızım Fatıma, Peygamber kızıyım diye sakın namazı terketme! Beni hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, namazını vaktinde kılmadıkça cennete gireceğini zannetme!" buyurmuşlar ve namazın hiçbir suretle ihmal edilemeyeceğini beyan buyurmuşlardır. Ondan sonra hazreti Fatıma "Canım babacığım, sabaha kadar uyumadım... Sabah namazını kılıp da yattım..." deyince, Peygamber efendimiz "Müjdeler olsun sana ya kızım Fatıma, Ahirette böyle sıkıntılar görmeyeceksin" buyurdular.
KOMŞU HAKKINA DİKKAT
Ashaptan hazreti Mücahit (ra) Abdullah b. Ömer (ra) ile alakalı şahit olduğu bir hadiseyi şöyle nakleder: "Ben Hattab oğlu Ömer'in oğlu Abdullah'ın yanında idim. Ömer b. Abdullah (ra) oğluna bir koyun kestiriyordu. Koyunun kesilmesi için emir verdikten sonra oğluna: «Oğlum komşumuzu da unutmayasın!» diye emir verdi ve bu emri koyun kesilip hazırlanıncaya kadar üç defa tekrarladı.
Babasının aynı sözü tekrarlayıp durmasından sıkılan oğul, «Baba, anladım. komşumuza da pay ayır diyorsun. Bunu tekrarlayıp durmanın ne manası var! Ben bu zamana kadar ki senin hiçbir emrine itaatsizlik ettim mi? Bütün mesele, koyun kesildikten sonra komşuya bir parça et verilmesi değil mi?» deyince, Hazreti Ömer (ra)oğlu Abdullah'ın (ra) elinden tutup yüzünü kendisine doğru çevirdikten sonra şöyle dedi:
«Oğlum, komşu hakkı hususunda Peygamberimiz öyle çok tekrarda bulunurdu ki, biz nerede ise komşumuzu malımıza ortak kılacak sanırdık. Sen neden bahsediyorsun!.»
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.