Kıymetli hazine

Sevgiler gönüllerde yeşerir, sevgiler gönüllerde büyür. İnsan, birşeyleri sevmeye bir tek şeyi severek başlar, sevgiye layık olanlar gönüllerde yer kapanlardır. İnsanları sevebilmek için önce kendimizi tanımamız gerekir. Kendimizi tanımadan, eksiklerimizi-hatalarımızı tartmadan gönül sahibi olamayız. Diğer gönülleri hakkıyla tanıyamayız. Yüreğimize güzel duyguları yerleştirebilmek için önce bu duygularla tanışmamız hatta ilk önce farkına varmamız gerekebilir. Müminlerin birbirlerine olan sevgileri muhabbetullah okyanusundan beslenir. Allah (cc) muhabbeti olanların mutlaka birbirlerine de muhabbetleri vardır. Allah (cc) bir insana sevgisini bahşettiyse ona en değerli hediyeyi vermiştir çünkü ufuklarımızı açan, acıları geçer kılan, sıkıntıları kolaylaştıran, gönüle her dem bir ferahlık veren Allah sevgisidir.Mümin Allah'ı (cc) ne kadar çok hatırlayabilirse, diliyle ve gönlüyle anabilirse, darlıkta ve genişlikte kendi iç dünyasına huzur getirmiş olur. Bizler Allah'ı (cc) yeterince bilip tanıyamadığımızı biliyoruz. Gönül gözümüz açılmış olsa "hikmet" denen kavramdan nasibimizi almış olsak belki sıkıntılar bizi bu kadar bunaltmazdı. Allah (cc) cümle darda kalmışlara genişlikler versin. Muhabbetullah'tan bahsetmiştik:Allah'a muhabbet duymak, sevgi beslemek ve davranışlarına buna göre bir düzen vermek de bir başkasında görülerek özenilen bir şey olmalı. Dikkat edersek Allah'a en çok dost olanlar, insanların da en yakın dostlarıdır. Çünkü muhabbetullah insani sevgileri de güçlendirir, meşhur deyimle "yaratılan Yaratan'dan ötürü sevilir". Hem Allah'a sevgisi olanı sevmek için bir çok sebep vardır. Çünkü muhabbetullah Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmayı gerektirir. Okuduğumuz kadarıyla bunlar çok yüce hallerdir, ancak biz çabalamakta olalım. Sevgiyi hale yansıtabilmek samimiyet, ihlas ve kemal gerektirir. Peki kamil olmaktan bu kadar uzakken sevgiyi, muhabbetullahı nasıl hal edineceğiz?Gerçekten zor soru, ancak her derdin dermanı olarak bildiğimiz, kıymetli hazine "zikrullah" var, inşaallah kıymetini bilenlerden oluruz.