BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, İsviçre'nin Burgenstock şehrinde sonuçlanan Kıbrıs müzakereleri hakkında bir açıklamada bulundu.
Verilmiş hükmün sahte duruşmaları
Müzakerelerin son gecesinde, İsviçre'nin Burgenstock şehrinde taa işin başından bu tarafa ısrarla altını çizdikleri şekliyle bir "Kıbrıs tiyatrosu" sahnelendiğini, Türk milletini yanıltmaya dönük, kamuoyunu yönlendirecek bir tezgah kurulduğunu söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, "Tam bir medya illüzyonu ve hokus pokus ile yalanı, gerçek gibi göstermeye çalışmışlardır. Büyük bir âlâ-yı vâlâ ile tertiplenen oyun ve şamataya bakacak olursanız sanki Kıbrıs elden çıkmıyor, Kıbrıs fethediliyor. İsviçre'de müthiş bir pazarlık ve müzakere yaşandı zannediliyor" dedi. Gerçeğin ise son derece çıplak bir şekilde karşımızda durduğunu, KKTC'nin fethedilmekte bulunduğunu, vatandaşlarımız azınlık haline getirilip, asimile ediliyor olduğunu belirten Prof. Dr. Haydar Baş, "Üstelik tüm bunlara aylar öncesinden karar verildi. İsviçre'de Türk milletine izletilenler verilmiş bir hükmün sahte duruşmalarını icra etmekten ibaretti" şeklinde konuştu.
İllüzyonla gizlenen gerçekler
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Burgenstock'taki son gece, yalanlardan, sahte görüntülerden ve samimiyetsiz duruşlardan ayıklandığında geriye kalan hakikatleri maddeler halinde şöyle dile getirdi:
1- Nisan ayında referandum oylamasının ardından en geç 2 ay içinde 100 bin Rum Kuzey'e yerleştirilecektir.
2- 100 bin Rum'un Kuzey'e gelmesi demek aynı anda 100 bin Türk'ün de evinden, köyünden, işyerinden kısaca yaşadığı yerlerden kopartılması demektir. Yani en iyi koşullarda KKTC'nin % 65'i yer değiştirecektir. Böyle bir nüfus hareketi tarihin hiç bir döneminde görülmemiştir.
3- Anlaşmanın kabulü ile birlikte KKTC tarihe karışırken, vatan toprakları masa başında cömertçe dağıtılmıştır.
4- Annan Planı ile tam bağımsızlık, siyasal egemenlik tamamen kaybedilirken elde tutulan haklar azınlık seviyesine çekilmektedir. İşin daha da ilginç tarafı Annan Planı kısa bir süre sonra bu azınlık haklarını bile eritecektir.
5- Annan Planı iki kesimliliğe dayalı bir model değil "üniter devlet" ağırlıklı bir yapı ortaya koyuyor. Kıbrıs Türk halkına egemenlik hakkı tanımıyor. Türklere verilen haklar ve çıkarlar, "denge" sağlamak uğruna Rumlara verilenler yanında hafif bile kalmıyor. Çünkü plan Kıbrıs devleti için Rumları ve çoğunluğunu esas alan bir yapı ve düzen öngörüyor.
6- Türk kamuoyunun dikkati ısrarla derogasyonlar üzerine yoğunlaştırılmakta, sanki istisnalar AB hukuku haline gelince her şey yolunda imiş gibi bir hava oluşturulmaktadır. Oysa ortada bu derogasyonu kabul edecek bir söz ve irade yoktur. İkincisi bu istisnaları delecek yüzlerce hüküm birer bubi tuzağı olarak planda mevcuttur. Örneğin başkanlık Konseyi'ni anlatan 2. Paragrafta "dönüşümlü başkanlık" sistemi düzenlenirken "eğer konsey başka türlü karar vermemişse" ifadesinin eklenmiş olması, düzenlemenin ileride havada kalmasının yolunu açmaktadır.
7- Görüşmelerde hiç bir şekilde "bu anlaşma en iyimser koşullarda işlese dahi Rumların Türklere sağlayacağı üstünlük ve bu anlaşmadan KKTC'nin çekilmesi başlığı" işlenmemiştir. Dolayısıyla anlaşma bu haliyle KKTC'yi dönüşü olmaz bir yola sokarken, kurulacak devletin bir federasyon dahi olmadığının ispatıdır. Eğer öyle olsaydı KKTC'nin birlikten ayrılma koşulları da Annan Planı'nda düzenlenirdi.
8- Başbakan'ın imza konusundaki Rumların önüne çıkan tavrı ise manidarın da ötesindedir. Yunan Başbakanının KKTC'yi teslim almasına rağmen daha fazla şey istemesi gibi bir tavrın çeyreği bile bizimkilerde yoktur. Fakat Başbakan, imzayı atmadık diye üzülmemelidir. Çünkü millet, kendilerini bu imzayı atmış kabul etmektedir.
İş yine "içeriden" kotarıldı
Nereden bakılırsa bakılsın Kofi Annan Planı'nın, KKTC'yi tasfiye etmekte ve Türkiye'nin son iki asır içinde Batı dünyasına doğru gerçekleştirdiği tek ileri adımı püskürtmekte olduğuna dikkat çeken BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "İşin en acı tarafı bu operasyon cephede değil masa başında icra edilmekte ve bir devletin kendi ellerimizle yıkılışı bir düğün-bayram gibi sunulmaktadır. Tarih tekerrür ederek bu medeniyetin evlatlarını cephede alt edemeyenler bir kez daha bu işi 'içerden' kotarmaktadırlar."