Körfez şehitlerine

Şu Körfez harbi nedir var mı dünyada eşi

En vahşi orduların yükleniyor dördü beşi

En uygun yol bularak geçmek için Basra'ya

Kaç bin Coni dağılmış ufacık bir karaya

Ne hayasızca saldırı, dünyanın gözü batılı

İşte gösterdiği vahşetle o malum bir Batılı

Top tüfekten daha sık bomba atan uçaklar

Füze sağnağı altında bir anda boşalan kucaklar

Ey şehit oğlu şehit ne kadar da yüce emelin

Hayran bırakır melekleri sana eşsiz amelin

Sana ağuşunu açmış da bekler Peygamber

Cennet kokusu kanın kokusuz kalır misk-ü amber

Sana dar gelmeyecek makberi melekler kazsın

Gömmek istesek seni Kevser'e heyhat sığmazsın

Şu sahraya bir baksana toz toprak kum ve taşlar

Parçalanmış vücutlar etrafa yayılmış da başlar

Kafa, göz, kol, çene, el, ayak, baş, parmak

Yağıyor da sahraya, hepsi sağnak sağnak

Eski düzen yeni düzen bütün ehl-i salibin

Yüzü beş yüzü hatta sırtlan sürüsü misali bin

Kaçışıyor masumlar ilahi aynen mahşer

Uzaktan seyreder taş kesilmiş de sanki beşer

Ne büyüksün ki imanın durdurur ehl-i salibi,

Yetiş imdada sen ey sonsuz merhamet sahibi

Gözünü kan bürümüş şu, soysuzun ordusu

Ebrehe'nin ahfatı, haçlının kalan son tortusu

Vurulup böğründen alnından uzanmış yatıyor

Bir avuç soysuz yüzünden nice haneler batıyor

İlâhî döktürme, sana iman edenlerin kanını

Heder etme namusları, yaktırtma masum canını

Yetim bırakma çocukları dul kalmasın bacılar

Her şeye Kadir sensin ilahî bitsin bu acılar

Perişan halde bırakma sana yönelen kulları

Masum anaları, sakat babaları öksüzü dulları

Yer altında yatan yüzlerce dostunun hürmetine

Değdirtme soysuz elini kulunun harim-i ismetine

İlâhî ancak budur Neyanî'nin gelen elinden

Kopan gönlünden, dua olarak çıkan dilinden

Aşık Neyanî