logo
25 NİSAN 2024

‘Korku ve kaygılarınızı kontrol edin’

Düzce Üniversitesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Konuk, “Bazı bilim çevrelerinde gerekliliği ve olumlu etkileri tartışılsa da pandeminin yayılmasını önlemek maksadıyla acil koşullar altında alınan okulları kapatma tedbiri; çocukların hem bedensel hem ruhsal, hem de sosyal hayatlarına tesirleri olduğu açıktır” dedi

05.09.2020 05:04:00
‘Korku ve kaygılarınızı kontrol edin’
‘Korku ve kaygılarınızı kontrol edin’
Düzce Üniversitesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Konuk, koronavirüs sürecinin çocuklara etkisi üzerinde durarak, başlaması planlanan yüz yüze eğitim dönemi öncesi ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.
Koronavirüsün tüm dünya çapında eğitim hayatını da olumsuz etkilediğine dikkat çekerek açıklamasına başlayan Prof. Dr. Konuk, "180 ülkedeki okul çağı çocuklarının yüzde 90'ı yaklaşık bir buçuk milyar okul çağı çocuk, pandemi nedeni ile okullarının kapatılması gerçeği ile yüz yüze gelmiştir. Bazı bilim çevrelerinde gerekliliği ve olumlu etkileri tartışılsa da pandeminin yayılmasını önlemek maksadı ile acil koşullar altında alınan okulları kapatma tedbiri; çocukların hem bedensel hem ruhsal, hem de sosyal hayatlarına tesirleri olduğu açıktır. Çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerinin gelişiminde gerileme olabileceği gibi özel bazı ruh sağlığı bozuklukların sıklığında artışlar olabileceği öngörülmekle beraber, bilimsel açıdan elde henüz olumsuz gelişimi doğrulayan veriler eksiktir" şeklinde konuştu

'Mücadele enerjisi iktisatlı kullanılmalı'

Stres teorisyenlerinden Selye'nin genel adaptasyon teorisindeki üç aşamalı stres kaynağına işaret ederek açıklamasını sürdüren Prof. Dr. Konuk, "Alarm safhasında; stresli tehlikeli duruma karşı, gerek kaçmak gerekse savaşmak için gerekli bedensel tepkiler için adrenalin başta olmak üzere hormonal değişiklerle vücut tehdide karşı hazırlıklı hale gelir. Direnç safhasında ilk şok atlatıldıktan sonra beden genel savunma mekanizmalarını harekete geçirir. Tehlikenin uzaması halinde yorgunluk konsantrasyon kaybı sinirlilik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Tükenme safhasında ise yorgunluk tükenme depresyon kaygı ve stres toleransında azalmanın olduğu dönemdir" dedi.
Koronavirüsün ilk kez karşılaşılan bir hastalık olması nedeniyle stres açısından özgün değil, nonspesifik bir stres faktörü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Konuk, "Dolayısıyla anılan aşamalar hem erişkinler hem çocuklar için geçerlidir. Zaman içinde alarm dönemi direnç dönemine o da tükenme dönemine evrilecektir. Hayatın dinamizmi başkaca potansiyel stres ve tehditleri de göz önüne alınarak, bu adaptasyon sürecinin uzun soluklu da olabileceği düşünülerek çocukların mücadele enerjisinin iktisatlı kullanılması elzemdir. Bugün alınan okulların yeniden açılması kararı bilimsel gereklilikler çerçevesinde yarın tekrar kapatılması ya da yeni usullerle yeniden şekillendirilmesi kararı verildiği de her durum değişikliğine yeniden uyum gerekeceğinden bu mücadele enerjisi düzenli kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Ailelerin vesayeti altındalar

Okul çağı çocukların yaş ve eğitim düzeylerine göre; anlayış kabiliyetleri, soyutlama yetenekleri ve icra edebilme kapasitelerinin farklılıklar gösterdiğine vurgu yapan Konuk, "İlkokul okul öncesi ya da orta öğretim öğrencilerinin bu konudaki ihtiyaçları farklı farklıdır. Elbette aileler pandemi sürecine ve bu süreçte yapılan düzenlemelere öncelikle kendilerini adapte etmek daha sonra çocuklarına yönelmek durumundadırlar. Okul çağı çocukları ailelerin vesayeti altındadır. Tıpkı uçaktaki bir tehlike ile karşılaşıldığında şahsın çocuklarından önce kendini öncelemesi gibi. Aksi durumda kendisinden sorumlu yegane bakım kaynağını da yitiren çocuğun eğitiminin planlanması ihtiyacı da dahil pek çok ihtiyacı karşılıksız kalacaktır" şeklinde konuştu.
Ülkemizdeki eğitim sisteminin pandemi olmadan önce de değişik yaş gurubundaki okul çocuklarının uyum kapasiteleri, stres karşısında zorlanma ve baş etme becerileri konusunda hem teorik hem pratik olarak ciddi bir tecrübeye sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Konuk, "Bu anlamda eğitimci profesyonellerimiz olan öğretmenlerimizin yönlendirmeleri, öğrencilerin can kulağı ile dinlemesi ve yapıcı olunması hem ebeveynler hem öğrenciler için daha faydalı sonuçlar doğuracaktır" dedi.

'Daha soğukkanlı davranılması uygun olur'

Bu süreçte korku ve kaygı duyan çocuklara yaklaşım ile ilgili de bilgiler paylaşan Prof. Dr. Konuk, "Zorlama hiçbir koşulda doğru değildir. Ancak olağan zamanlarda bile okul fobisi ayrılık anksiyetesi gibi ruh sağlığı problemleri varlığında çocukların okula gitmelerini temin etmek zorlayıcı bir mesele olabilmekte. Şimdi üstüne salgınla ilgili hem de değişken düzenlemelerin varlığında daha soğukkanlı davranılması uygun olur. Sabırlı ve temkinli olunması ve bu durumların uzun yıllar sürebileceği göz önüne alınarak büyük beklentilere girilmemesi de yatıştırıcı ve faydalı bir yaklaşım olarak zikredilebilir" dedi. İHA

 



'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 25. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
25.04.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla sona erdi.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için yapılan seçimin ilk 24 turunda hiçbir adayın 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 25. tur oylaması yapıldı.

24. turda en fazla oyu alan 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ün katılabildiği oylamada, Kerkez 136, Şentürk ise 131 oy aldı. Seçime katılım 322 olarak kayıtlara geçerken, 13 boş oy kullanıldı, 42 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 26. tur oylamayla devam edilecek. Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.