Mardin'de yaşanan katliam sonrası özellikle belirli çevreler koruculuk sistemini hedef tahtasına koydu.Bizde zaten adettir, bir kişi ya da grup suç işlese, o kişi ya da kişilerden ziyade, onların dahil olduğu bütün sistem yargılanır, topun ucuna konur.Yani sepette bir elma çürükse hepsi çürük kabul edilir ve topyekun sepetin çöpe atılmasının hesabı yapılır.Kuş gribinde de benzer bir şey yapılmamış mıydı?Kuş gribi var diye, tavukların hasta olup olmadığı bakılmaksızın çoğunluğu itlaf edildi, bu arada birileri nemalanmış oldu, ardından da kene vakalarına maruz kaldık.Bir işi yaparken nedenini niçinini tam sorgulamıyoruz, faydasını zararını hesaba katmıyoruz, sonucunu hiç düşünmüyoruz. Bir feveran kopuyor, birileri ekranlara boy boy çıkıyor, bilip bilmeden yorumlar yapıyor, ardından da birilerinin işine gelecek şekilde ülke ve millet aleyhine kararlar alınıyor.Özellikle taviz sürecinin ivme kazandığı son yıllarda bu manzara oldukça sık tekrarlanıyor.Bu son katliam olayı sonrası da benzer bir tablo yaşandı. Yok koruculuk şöyle, yok koruculuk böyle, bölücü terör örgütünün ağzıyla yorumlar vs.Öncelikle koruculuk sistemine niçin ihtiyaç duyuldu, bugüne kadar faydası oldu mu, yoksa olmadı mı biraz irdeleyelim.Koruculuk sistemi, PKK'nın 15 Ağustos 1984 tarihinde başlattığı silahlı saldırılar sonrasında gündeme geldi. Köy Koruculuğu Kanunu 26 Mart 1985 tarihinde, 18 Mart 1924'te çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu'nun 74. maddesine yapılan iki ek madde ile dönemin başbakanı olan Turgut Özal hükümeti tarafından çıkarıldı.PKK köylere baskınlar yapıyor, kadın, çocuk, yaşlı demeden toplu katliamlar yapıyor ve güvenlik güçlerimiz bu saldırılara müdahale etmede yetersiz kalıyordu.Koruculuk sistemiyle o bölgenin insanlarına yetkiler verilmiş ve en azından güvenlik güçleri olaylara müdahil olana kadar köylülerin direnmesi, saldırıların önceden tespit edilmesi ve engellenmesi sağlanmıştır.Koruculuk sistemiyle birçok kişinin de PKK'nın yanında yer almasının önü kesilmiş, PKK'nın yıllardır hedeflediği süreç geciktirilmiş ve önlenmiştir.Peki, PKK'nın saldırıları bitti mi? Hayır. PKK ABD, AB, İsrail ve de Irak'ın kuzeyinden aldığı destekle daha güçlü bir hale geldi. Daha güçlü silahlarla, daha sinsi ve de daha yaygın saldırılar yapıyor.Karakolları basıyor, askerlerimizi toplu olarak katlediyor.Güneydoğu ve doğu illerimizdeki vatandaşlarımıza olan baskıları ise dünden az değil. O günden farklı olarak PKK bugün Irak'ın kuzeyinde gücünü topladığı bir ortama kavuştu, Türkiye'de ise kendisine siyasal bir zemin buldu. Bu siyasal zemin ve siyasilerimizin basiretsizliği sebebiyle PKK'nın ideolojisi şehirlere de yayıldı. AB ve ABD'nin baskıları sebebiyle bu siyasal zemin genişliyor ve ülkemiz Irak gibi bölünmeye, federasyona itiliyor.Şimdi dönelim koruculuk sistemine?Koruculuk sistemi bazı eksiklikleri olsa bile, içlerinde üç beş çürük elma olsa bile PKK terörünün ve PKK'nın siyasal hedeflerinin önünde duran en önemli engellerden biridir.Koruculuk sistemini PKK istemiyor, PKK'nın siyasal açılımı istemiyor, ülkemiz üzerinde hesapları aşikar olan ABD, AB, İsrail istemiyor, bölünme sevdalıları istemiyor? Bunların istememelerinin sebeplerini gayet iyi anlıyoruz da, milletimizi temsil ettiğini iddia eden siyasilerimize ne oluyor, milletin parasıyla beslenen yorumculara, köşe yazarlarına ne oluyor?Onlara göre bugün koruculuk sistemi kaldırılmalı, neden, 8 kişi katliam yapmış; peki birkaç polis cinnet geçirip de birilerini öldürdüğünde emniyet teşkilatını toptan kaldırmak mı gerekiyor?Ya da bir iki asker yanlış yaptı diye toptan TSK'yı mı kaldıralım?Devletin birkaç memuru ya da yetkilisi rüşvet ve yolsuzluk yapıyor diye devleti mi feshedelim?Bu nasıl mantık?Bugün bölge teröre karşı direnebiliyorsa koruculuk sistemi sayesindedir. Burada yapılması gereken bazı eksik ve hatalar varsa bunların masaya yatırılıp çözümlenmesidir.Yoksa pire var diye yorgan toptan yakılırsa, bu PKK'nın istediği olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İran, Hürmüz Boğazı kartını kullanır mı? / 21.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- İsrailli sunucu: “Finalde Türkiye var” / 19.06.2025
- Geçmiş olsun Sayın Ümit Özdağ / 18.06.2025
- İsrail için sadece Tahran değil, Ankara yolu da açıldı! / 17.06.2025
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025