YSK'nın "adalet" yerine "istikrarı" önceleyen kararı İMF ile gözden geçirme anlaşmasının kabulü ve iktidarın asker gönderme eğilimine Meclis'ten bir direniş gelmeyeceği beklentisi "piyasaları uçurdu".
Zaten piyasalar dediğimiz faili meçhul iktidar odağı ne hikmetse ABD-İMF ve AB lehine rüzgar esince uçuyor, aksi bir rüzgarda düşüyor.
Ancak bu pembe rüzgarın ardında ekonomide biçak sırtı bir durum var.
Zaman zaman dışarıdan estirilen rüzgarlarda iyimser havalar yayılmasına rağmen, ekonomide birçok farklı senaryo gelişebilir.
Enflasyonda gözlenen nisbi düşüşün estirilen iyimser havanın ardında en önemli etken TL'nin değerlenmesi.
Ters döviz ikamesi ithal girdi fiyatlarını düşürüp, borç yükünü nisbeten azaltsada ekonominin asıl sorunu olan istihdam-büyüme ve ihracata darbe vurarak ciddi bir stres biriktirdiği gözlerden kaçmamalı.
Türk Lirasının değerlenmesi hem talep çekici, hem maliyet-itici enflasyonu firenler gözüküyor. Ancak bu geciçi durum sadece faizleri yükselterek borç çevirme sorununu kısa vadede çözmüş gözüküyor.
Ne var ki orta vadede borç ana para ve faizini yükseltmekte, uzun vadede devalüasyonu zorunlu kılarak büyük bir krize ana rahmi işleri görmektedir.
Yani paradoksal bir biçimde kısa vadede borç sorununu çözmüş gibi gözüken döviz düşüşü, uzun vadede enflasyonu azdırıcı, borç miktarını artırıcı, büyümeyi durdurucu bir etki yapıyor.
Geriye dönük olarak baktığımız zaman 2001 Şubat krizi, 94 krizi, 87 krizi gibi bütün büyük krizler Türk Lirasının aşırı değerlenmesi ve buna bağlı olarak cari işlemler açığının artması ile tetiklenmiştir.
Özellikle 2001 krizi öncesi günleri bir hatırlayalım. Tıpkı bu günlerde olduğu gibi pembe tablolar çiziyor, siyaset ve iş dünyası artık önümüzü görüyoruz diyordu.
Bir tek Prof. Dr. Haydar Baş itiraz ediyordu. Sonuçta herkes yanıldı, BTP lideri Baş haklı çıktı.
Bence bu gün ekonominin nereye gittiğini ve gerçek çözümün ne olduğunu da Prof. Dr. Haydar Baş'tan dinlersek iyi olacak.
Zaten piyasalar dediğimiz faili meçhul iktidar odağı ne hikmetse ABD-İMF ve AB lehine rüzgar esince uçuyor, aksi bir rüzgarda düşüyor.
Ancak bu pembe rüzgarın ardında ekonomide biçak sırtı bir durum var.
Zaman zaman dışarıdan estirilen rüzgarlarda iyimser havalar yayılmasına rağmen, ekonomide birçok farklı senaryo gelişebilir.
Enflasyonda gözlenen nisbi düşüşün estirilen iyimser havanın ardında en önemli etken TL'nin değerlenmesi.
Ters döviz ikamesi ithal girdi fiyatlarını düşürüp, borç yükünü nisbeten azaltsada ekonominin asıl sorunu olan istihdam-büyüme ve ihracata darbe vurarak ciddi bir stres biriktirdiği gözlerden kaçmamalı.
Türk Lirasının değerlenmesi hem talep çekici, hem maliyet-itici enflasyonu firenler gözüküyor. Ancak bu geciçi durum sadece faizleri yükselterek borç çevirme sorununu kısa vadede çözmüş gözüküyor.
Ne var ki orta vadede borç ana para ve faizini yükseltmekte, uzun vadede devalüasyonu zorunlu kılarak büyük bir krize ana rahmi işleri görmektedir.
Yani paradoksal bir biçimde kısa vadede borç sorununu çözmüş gibi gözüken döviz düşüşü, uzun vadede enflasyonu azdırıcı, borç miktarını artırıcı, büyümeyi durdurucu bir etki yapıyor.
Geriye dönük olarak baktığımız zaman 2001 Şubat krizi, 94 krizi, 87 krizi gibi bütün büyük krizler Türk Lirasının aşırı değerlenmesi ve buna bağlı olarak cari işlemler açığının artması ile tetiklenmiştir.
Özellikle 2001 krizi öncesi günleri bir hatırlayalım. Tıpkı bu günlerde olduğu gibi pembe tablolar çiziyor, siyaset ve iş dünyası artık önümüzü görüyoruz diyordu.
Bir tek Prof. Dr. Haydar Baş itiraz ediyordu. Sonuçta herkes yanıldı, BTP lideri Baş haklı çıktı.
Bence bu gün ekonominin nereye gittiğini ve gerçek çözümün ne olduğunu da Prof. Dr. Haydar Baş'tan dinlersek iyi olacak.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014