Küresel senaryo hep aynı. Sadece sahne ve figüranlar değişiyor. Bu ufak tefek değişiklikle milletler aldatılıyor. Senaryonun yazarı uluslararası örgütlerdir. Bunlardan biri IMF'dir. IMF'nin asli görevi, ülkelerde ekonomik kriz çıkarmaktır. Krizi çıkarır, sonra da kurtarıcı rolünde o ülkeye girer. Girdiği ülkede, iktidarın bir parçası haline gelir. Herşeye karışır, Türkiye'de olduğu gibi. Şunu da çok iyi bilir ki, bu durumdan halk memnun kalmaz. Onun için, halka şirin görünmek maksadıyla bazı işler yapar. Meselâ, kriz şartları olgunlaşınca, krizi önceden haber verir, güya hükümetleri uyarır.IMF, piyasada yaşanan son dalgalanmalarda da aynı oyunu oynadı. Bunu, CHP lideri Deniz Baykal'dan öğreniyoruz. Sayın Baykal, hükümeti, IMF'nin uyarılarına kulak vermemekle suçluyor. Bu, aynı zamanda IMF politikalarını onaylamaktır. Onaylamak da ne kelime, CHP de, AKP gibi IMF'cidir. Esasen CHP, bu görüşünü hiçbir zaman gizlemedi. Seçim kampanyasında, "IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlarla müzakerelerin devam edeceğini, fakat bu kuruluşlara aşırı teslimiyetçiliğin kaldırılacağını, Türkiye'nin iradesini hedef alan ilişkilerin kurulacağını" söylüyordu. Halbuki IMF ile böyle bir ilişki kurmak muhaldır. Çünkü IMF'ye elini veren kolunu kurtaramaz. Neyse ki, CHP iktidara gelemedi. Gelseydi, o da AKP gibi yapacaktı. AKP'nin uyguladığı programın mimarı olan Kemal Derviş'i, milletvekili seçtirmemiş ve bakanlığa hazırlamamış mıydı? Hasılı, IMF'ci partilerin farkı, "IMF programlarını ben daha iyi uygularım" noktasında düğümlenmektedir. CHP lideri Baykal, Radikal Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarla bunu bir kere daha teyit etti. Sayın Baykal, elinde 28 Kasım 2005 tarihli IMF'nin değerlendirme raporu bulunduğunu ve hükümetin bunu saklayarak suç işlediğini iddia ediyor. Diyor ki: "Son ekonomik kriz hükümet için bir sürpriz değildi. Ama hükümet krizin gelmekte olduğunu kamuoyuna duyurmak istemedi, raporu kamuoyundan saklama yoluna gitti, dahası, gerekli önlemleri de almadı. IMF, birinci ve ikinci gözden geçirmeleri değerlendirirken çok ciddi uyarılar ve önlem önerileri içiren bir rapor hazırladı. Hükümet bu raporun yayımlanmasını yasakladı. Bu raporda, Türkiye'nin gerekli önlemleri almaması halinde 2006'da mali kırılganlığındaki artışı önlemenin mümkün olmayacağı öne sürülüyor". Baykal'a göre hükümet, IMF'nin uyarılarını ve önerilerini dikkate alsaydı, kriz olmazdı. Öyleyse, IMF masum, hükümet suçlu, mantık bu.Sayın Baykal, sözlerini söyle sürdürüyor: "Şimdi soruyorum: Hükümet bu raporu neden gizledi? Yatırımcılar IMF ile Türkiye'nin tam uyum içinde olduğunu varsayarken, hükümet toz pembe tablo çizerken, IMF'nin geçen yıl sonunda, 2006'da yaklaşan kriz konusunda hükümeti uyardığı anlaşılıyor. Bu raporun gizlenmesi nedeniyle yaşanan sıkıntılar ağırlaştı. Geldiğimiz noktada mali kriz, hükümeti aşmaya başlıyor. Kritik bir noktaya doğru sürüklendiğimizi görüyorum. Şimdiye dek alınan önlemler, amaca hizmet etmedi" (Radikal Gazetesi, 25 Haziran 2006). Sayın Baykal, hükümete soruyor, biz de millet adına, ona soralım: "Krizin oluşmasının asıl sebebi IMF politikaları değil mi? Böyle konuşmakla IMF'yi temize çıkarmıyor musunuz? Alternatif bir politikanız yoksa, siz de IMF politikalarını uygulayacaksanız, ne diye iktidara talip oluyorsunuz? Duvara tosladığımızı, Milli Ekonomi Modeli'nden başka bir çıkış yolu olmadığını görmüyor musunuz?". Soruları çoğaltmak mümkün. Ama bu kadarı da, iktidar ve muhalefetin aynı yolda olduğunu göstermesi bakımdan yeterli.İşte, böyle iktidar, böyle muhalefet, dahası böyle medya, tabii olarak Türkiye'nin ufkunu karartır. Türkiye'nin değil, dünyanın ufkunu açan gelişmeleri de görmezler, göstermezler. Nedir bu gelişmeler? Bir kere daha söyleyelim. Bu, yerli-yabancı birçok bilim adamını hayran bırakan 'Milli Ekonomi Modeli' ve onun tartışıldığı uluslararası kongrelerdir. "Çok şükür, IMF'den bizi kurtaracak milli bir modelimiz vardır" diyerek, ona sarılması gereken politikacılarımız, hâlâ havanda su dövüyor, hâlâ güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorlar. Ne büyük talihsizlik, değil mi?
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018