-Bir-
Zaman’da yazan Prof. Dr. İskender Pala Habertürk’te Balçiçek Pamir’in programında, “Neşet Ertaş’ın türkülerinde de erotizm var” dedikten sonra, “Bir tenhada can cananı bulunca…” diye başladığınızda istediğiniz sahneyi üretebilirsiniz demiş ve daha başka örnekler de vererek, “Müstehcen Türküler yasaklansın” buyurmuş…
İlahi İskender Hoca…
Biz, “Bir tenhada can cananı bulunca” denildiğinde bir seher vakti Rabbimizle baş başa kalmayı ve O(c.c.)’nunla halleşmeyi düşünürüz.
Aklımıza bu gelir ve böyle bir nimeti dünyalık hiçbir şeyle değişmeyiz.
Zinayı serbest bırakan ve Peygamberimize hakaret içeren videoyu 15 gün internet ortamından kaldırmayan bir hükümetten müstehcendir diye türküleri yasaklamayı önermek yerine, ders verdiğiniz nesillere, o türkülerden bu manaları üretmenin aklını ve ufkunu vermek daha uygun değil mi?
İskender Hocanın “Tombul tombul memeler” için ne diyeceksin dediğini duyar gibi oluyorum, çünkü o türküyü de örnek vermiş. Biz deriz ki o mısralar “Rızık Allahtan(c.c.)’dır” diyor, başka bir şey değil. Nitekim halkımız, “Ağılda oğlak doğar, çayırda otu biter” dememiş midir? Çocuk doğunca annenin göğsü de işte böyle rızık çeşmesi olur. Bu kadar yeter herhalde…
Velhasıl Âşıklar bir mum yakar. O mum bazen kendilerini de tutuşturur başkalarını da. Kimileri de yanan o mumdan nefsin karanlığını aydınlatır, aklına ve kalbine inen perdeleri kül eder.
Yani bıçak gibi bir şeydir âşığın söylediği. Cerrahın elinde şifa, katilin elinde cinayet âletine dönüşür.
Bize böyle öğretiyorlar efendim.
-İki-
Cemil Meriç, “Millet hafızadır” der.
Batı, Türk milletine hafızasını kaybettirmek için önce ona ait “kavramların içini boşaltır.”
Meselâ “vatan” yerine “yurt” der.
“Vatan” denildiğinde şehitler, gaziler akla gelir. Vatana “Yurt” denildiğinde artık, “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini” veya “Bu vatan kimin” unutulur. Çünkü “yurt” her ne kadar aynı anlama geliyorsa da, üzerinde yaşanılan yeri çağrıştırır.
Batı ikinci aşamada “kavramların kısırlaştırılması” nı başlatır.
Meselâ “Selâm”ın yerini “Günaydın” alır. Ve böylece “Selâm”ın çağrıştırdığı bütün kavramlar, Cennet (Dar’us-Selâm), Namaz, Allah’ın esmalarından Es-Selâm ve Selâm’la ilgili ayetler, hadisler ve daha pek çok şey Müslüman Türk’ün hayatından çıkmış olur.
Batı üçüncü aşamada içi boşaltılan ve kısırlaştırılan millî kavramların yerine kendi kavramlarını, kelimelerini koyar…
Meselâ “İnşallah” yerine “Umarım!” dedirtir.
Biz de tutar mesela, “Umarım canlı yayına bağlanabiliriz” deriz. Oysa, “İnşallah” dememiz gerekir... “Umarım”ı yabancı dizilerden “İnşallah” dememek için ateistler böyle çevirmiştir ve bilerek bilmeyerek Batı’nın tuzağına hem kendileri düşmüş hem yeni nesilleri düşürmüşlerdir.
Meselâ “Empati” de “Hemhal olmanın” yerine konmuştur.
“Empati” kendini karşı tarafın yerine koymak, “Hemhâl olmak” ise karşı taraftakinin hâli ile hâllenmektir.
İkincinin ağırlığı ve birincinin hafifliğini bilmem idrak edebiliyor muyuz?
Düşününce siz, daha nicelerini hatırlayacaksınız…
-Üç-
Bize, “Sen bazı şahsiyetleri çok övüyorsun; insanları yüzlerine karşı övmek doğru değil, senin bunu bilmen lâzım” diyorlar.
Bilmez olur muyum, elbette biliyorum.
Lâkin!
Bizim övdüğümüz kişiler bize göre Ayder Yaylası ve Anzer Balı gibi kişiler. Hem Turizm Bakanlığı, hem bölge halkı, hem bin bir çiçek ile temiz hava ve bol gıdadan anlayanlar ve balın hasını bilenler Ayder Yaylasını ve Anzer Balını övüyor, insanların ilgisini bu değerlere teksif etmek için uğraşıyorlar.
Bu övgülerden Ayder Yaylası ve Anzer Balının haberi var mı? Yok! Peki, bu övgülere ihtiyaçları var mı? Yok... Övülmeyi isteyen onlar mı? Hayır! Bu övgüler Yaylaya ve Bal yapan arılara bir kazanç sağlıyor mu?
Hayır…
Aksine bu övgüler Ayder Yaylası ile Anzer Balını yapan arılara yük oluyor. Amma yayla da, arılar da bu yüke çoktan razılar.
Çünkü onlara o yükü Allah(c.c.) yüklemiş, başka çareleri yok…
Zaman’da yazan Prof. Dr. İskender Pala Habertürk’te Balçiçek Pamir’in programında, “Neşet Ertaş’ın türkülerinde de erotizm var” dedikten sonra, “Bir tenhada can cananı bulunca…” diye başladığınızda istediğiniz sahneyi üretebilirsiniz demiş ve daha başka örnekler de vererek, “Müstehcen Türküler yasaklansın” buyurmuş…
İlahi İskender Hoca…
Biz, “Bir tenhada can cananı bulunca” denildiğinde bir seher vakti Rabbimizle baş başa kalmayı ve O(c.c.)’nunla halleşmeyi düşünürüz.
Aklımıza bu gelir ve böyle bir nimeti dünyalık hiçbir şeyle değişmeyiz.
Zinayı serbest bırakan ve Peygamberimize hakaret içeren videoyu 15 gün internet ortamından kaldırmayan bir hükümetten müstehcendir diye türküleri yasaklamayı önermek yerine, ders verdiğiniz nesillere, o türkülerden bu manaları üretmenin aklını ve ufkunu vermek daha uygun değil mi?
İskender Hocanın “Tombul tombul memeler” için ne diyeceksin dediğini duyar gibi oluyorum, çünkü o türküyü de örnek vermiş. Biz deriz ki o mısralar “Rızık Allahtan(c.c.)’dır” diyor, başka bir şey değil. Nitekim halkımız, “Ağılda oğlak doğar, çayırda otu biter” dememiş midir? Çocuk doğunca annenin göğsü de işte böyle rızık çeşmesi olur. Bu kadar yeter herhalde…
Velhasıl Âşıklar bir mum yakar. O mum bazen kendilerini de tutuşturur başkalarını da. Kimileri de yanan o mumdan nefsin karanlığını aydınlatır, aklına ve kalbine inen perdeleri kül eder.
Yani bıçak gibi bir şeydir âşığın söylediği. Cerrahın elinde şifa, katilin elinde cinayet âletine dönüşür.
Bize böyle öğretiyorlar efendim.
-İki-
Cemil Meriç, “Millet hafızadır” der.
Batı, Türk milletine hafızasını kaybettirmek için önce ona ait “kavramların içini boşaltır.”
Meselâ “vatan” yerine “yurt” der.
“Vatan” denildiğinde şehitler, gaziler akla gelir. Vatana “Yurt” denildiğinde artık, “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini” veya “Bu vatan kimin” unutulur. Çünkü “yurt” her ne kadar aynı anlama geliyorsa da, üzerinde yaşanılan yeri çağrıştırır.
Batı ikinci aşamada “kavramların kısırlaştırılması” nı başlatır.
Meselâ “Selâm”ın yerini “Günaydın” alır. Ve böylece “Selâm”ın çağrıştırdığı bütün kavramlar, Cennet (Dar’us-Selâm), Namaz, Allah’ın esmalarından Es-Selâm ve Selâm’la ilgili ayetler, hadisler ve daha pek çok şey Müslüman Türk’ün hayatından çıkmış olur.
Batı üçüncü aşamada içi boşaltılan ve kısırlaştırılan millî kavramların yerine kendi kavramlarını, kelimelerini koyar…
Meselâ “İnşallah” yerine “Umarım!” dedirtir.
Biz de tutar mesela, “Umarım canlı yayına bağlanabiliriz” deriz. Oysa, “İnşallah” dememiz gerekir... “Umarım”ı yabancı dizilerden “İnşallah” dememek için ateistler böyle çevirmiştir ve bilerek bilmeyerek Batı’nın tuzağına hem kendileri düşmüş hem yeni nesilleri düşürmüşlerdir.
Meselâ “Empati” de “Hemhal olmanın” yerine konmuştur.
“Empati” kendini karşı tarafın yerine koymak, “Hemhâl olmak” ise karşı taraftakinin hâli ile hâllenmektir.
İkincinin ağırlığı ve birincinin hafifliğini bilmem idrak edebiliyor muyuz?
Düşününce siz, daha nicelerini hatırlayacaksınız…
-Üç-
Bize, “Sen bazı şahsiyetleri çok övüyorsun; insanları yüzlerine karşı övmek doğru değil, senin bunu bilmen lâzım” diyorlar.
Bilmez olur muyum, elbette biliyorum.
Lâkin!
Bizim övdüğümüz kişiler bize göre Ayder Yaylası ve Anzer Balı gibi kişiler. Hem Turizm Bakanlığı, hem bölge halkı, hem bin bir çiçek ile temiz hava ve bol gıdadan anlayanlar ve balın hasını bilenler Ayder Yaylasını ve Anzer Balını övüyor, insanların ilgisini bu değerlere teksif etmek için uğraşıyorlar.
Bu övgülerden Ayder Yaylası ve Anzer Balının haberi var mı? Yok! Peki, bu övgülere ihtiyaçları var mı? Yok... Övülmeyi isteyen onlar mı? Hayır! Bu övgüler Yaylaya ve Bal yapan arılara bir kazanç sağlıyor mu?
Hayır…
Aksine bu övgüler Ayder Yaylası ile Anzer Balını yapan arılara yük oluyor. Amma yayla da, arılar da bu yüke çoktan razılar.
Çünkü onlara o yükü Allah(c.c.) yüklemiş, başka çareleri yok…
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015