AB süreciyle vatan ve milleti, suni gerginliklerle de devleti nihayet bölmeyi başardınız, ey etkililer ve yetkililer.
Gözünüz aydın olsun!
Gözün aydın Avrupa... Gözün aydın Haçlı! Gözün aydın Amerika!
Gözünüz aydın, ey hain gözleri bizim üzerimizde, vatanımız, milletimiz, değerlerimiz ve tarihi coğrafyamızdaki potansiyel kudretimiz üzerinde olanlar!
Gözünüz aydın ey Sevr tezgâhtarları!
Üsküdar'ı geçmek de ne demek, Meclis'i ve hatta Çankaya'yı bile geçtiniz.
Milletin bölük pörçük edilmesine yanardık bugüne kadar. Şimdi buna, devletin de bölük-pörçük edilmesine yanmayı ilave etmek zorundayız.
Bölünmüşlük tâ zirveye kadar ulaştı.
Bu vebal büyük, bu vebal büyüklerin...
Yürekleri dağıttılar. Milletimizin köklü değerlerini örselediler. Sosyal dokuyu zayıflattılar. İdealleri, enerjileri, çalışma azimlerini yok ettiler; kızıl elmaları çürüttüler.
O güzelim neslimizi hormonlu televole güruhuna çevirdiler.
Birlik mayası atacak yerde ihtilaf ektiler, nifak tohumları serptiler.
Kuvvet yürektendir. Kudret milletin birliğinden doğar. Birliği olmayanın devleti kalır, ne onuru.
Bu yürekleri böldüler; kudreti, kuvveti yitirdiler...
Derken AB icad oldu, mertlik bozuldu.
Yüreksizlik en büyük talihsizliklere açılan kapıdır... Aslanı kediye çevirdiler.
Şimdi anladınız mı, Süleymaniye'de başımıza çuval geçirenlere karşı niçin kükreyemediğimizi?
Şimdi kavrayabildiniz mi, Lozan'dan bu yana Musul ve Kerkük'te varolagelen kırmızı çizgilerimizi üç-beş dolarla silip süpürenlere karşı niçin çıt çıkaramadığımızı?
Şimdi anladınız mı, işgalci Amerika'nın tam da "body-gard"lığına soyunmuşken bizi oldum olası öylece ayazda bırakmalarına niçin ses bile çıkaramadığımızı?
Şimdi anladınız mı, Amerika'nın Sömürge Valisi Bremer'in "Sizin ecdadınız 400 yıl buraları sömürmüş" deme cüretine karşılık neden Dışişlerimiz'in "Cehaletine vermek lazım" türünden "light beyanat" dışında onurluca kükreyecek bir yürek ortaya koyamadığını? Bakan Abdullah Gül'ün, neden bak şu domuz çobanının torununun konuşuklarına, diyemediğini anladınız mı şimdi?
Bizim bu yüreksizliğimiz, bu dağınıklığımız, bu parçalanmışlığımız, bu ideal, azim ve onurumuza düşkünlükten yoksunluğumuz, bu miskinlik, atalet ve başkalarından dilenme alışkanlığımız var olduğu müddetçe artık düşmana bile hacet kalmaz.
Üç dolarlık yürek taşıyanlar, aslan gibi kükreyemezler; olsa olsa ancak kedi yavrusu gibi miyavlarlar.
Şimdi anladınız mı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin ne kadar hayati olduğunu?
Şimdi anladınız mı, benim hatırladığım 1978'den beri ülkemizin gençliğine, milletimizin hamuruna birlik mayası atmak için çırpınan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar haklı olduğunu?
Şimdi anladınız mı, bölgemizdeki ve tarihi coğrafyamızdaki tüm global-işbirlikçi yerel oyunların asıl hedefinin 5 bin yıllık tarihin, bin yıllık İslam medeniyetinin ve 80 yıllık Cumhuriyet mirasının sahibi aziz milletimiz olduğunu yüreğinden haykıran BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar haklı olduğunu?
Şimdi anladınız mı, yıllardan beri tek çare Kuvay-ı Milliye ruhuna yeniden kavuşmak diyen ve bu uğurda gece gündüz, yağmur çamur, dere tepe demeden koşuşturan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar tutarlı ve isabetli olduğunu?
Şimdi anladınız mı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yüreğinin, liderliğinin, söylemlerinin, proje ve programlarının Türkiye'miz için ne kadar vazgeçilmez, ne kadar zaruri olduğunu?
Var mı O'ndan başka iksiri, projesi, programı, Kuvay-ı Milliye ruhuyla donanmış yüreği olan bir başka lider, bir başka önder? Var diyen beri gelsin...
O halde artık Türkiye'mize, kendimize yazık etmeyelim. Etmeyelim ki, bizi kurtlar sofrasında evirip çevirmeye başlayan oburların iştahlarını kursaklarına tıkayalım.
Gözünüz aydın olsun!
Gözün aydın Avrupa... Gözün aydın Haçlı! Gözün aydın Amerika!
Gözünüz aydın, ey hain gözleri bizim üzerimizde, vatanımız, milletimiz, değerlerimiz ve tarihi coğrafyamızdaki potansiyel kudretimiz üzerinde olanlar!
Gözünüz aydın ey Sevr tezgâhtarları!
Üsküdar'ı geçmek de ne demek, Meclis'i ve hatta Çankaya'yı bile geçtiniz.
Milletin bölük pörçük edilmesine yanardık bugüne kadar. Şimdi buna, devletin de bölük-pörçük edilmesine yanmayı ilave etmek zorundayız.
Bölünmüşlük tâ zirveye kadar ulaştı.
Bu vebal büyük, bu vebal büyüklerin...
Yürekleri dağıttılar. Milletimizin köklü değerlerini örselediler. Sosyal dokuyu zayıflattılar. İdealleri, enerjileri, çalışma azimlerini yok ettiler; kızıl elmaları çürüttüler.
O güzelim neslimizi hormonlu televole güruhuna çevirdiler.
Birlik mayası atacak yerde ihtilaf ektiler, nifak tohumları serptiler.
Kuvvet yürektendir. Kudret milletin birliğinden doğar. Birliği olmayanın devleti kalır, ne onuru.
Bu yürekleri böldüler; kudreti, kuvveti yitirdiler...
Derken AB icad oldu, mertlik bozuldu.
Yüreksizlik en büyük talihsizliklere açılan kapıdır... Aslanı kediye çevirdiler.
Şimdi anladınız mı, Süleymaniye'de başımıza çuval geçirenlere karşı niçin kükreyemediğimizi?
Şimdi kavrayabildiniz mi, Lozan'dan bu yana Musul ve Kerkük'te varolagelen kırmızı çizgilerimizi üç-beş dolarla silip süpürenlere karşı niçin çıt çıkaramadığımızı?
Şimdi anladınız mı, işgalci Amerika'nın tam da "body-gard"lığına soyunmuşken bizi oldum olası öylece ayazda bırakmalarına niçin ses bile çıkaramadığımızı?
Şimdi anladınız mı, Amerika'nın Sömürge Valisi Bremer'in "Sizin ecdadınız 400 yıl buraları sömürmüş" deme cüretine karşılık neden Dışişlerimiz'in "Cehaletine vermek lazım" türünden "light beyanat" dışında onurluca kükreyecek bir yürek ortaya koyamadığını? Bakan Abdullah Gül'ün, neden bak şu domuz çobanının torununun konuşuklarına, diyemediğini anladınız mı şimdi?
Bizim bu yüreksizliğimiz, bu dağınıklığımız, bu parçalanmışlığımız, bu ideal, azim ve onurumuza düşkünlükten yoksunluğumuz, bu miskinlik, atalet ve başkalarından dilenme alışkanlığımız var olduğu müddetçe artık düşmana bile hacet kalmaz.
Üç dolarlık yürek taşıyanlar, aslan gibi kükreyemezler; olsa olsa ancak kedi yavrusu gibi miyavlarlar.
Şimdi anladınız mı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin ne kadar hayati olduğunu?
Şimdi anladınız mı, benim hatırladığım 1978'den beri ülkemizin gençliğine, milletimizin hamuruna birlik mayası atmak için çırpınan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar haklı olduğunu?
Şimdi anladınız mı, bölgemizdeki ve tarihi coğrafyamızdaki tüm global-işbirlikçi yerel oyunların asıl hedefinin 5 bin yıllık tarihin, bin yıllık İslam medeniyetinin ve 80 yıllık Cumhuriyet mirasının sahibi aziz milletimiz olduğunu yüreğinden haykıran BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar haklı olduğunu?
Şimdi anladınız mı, yıllardan beri tek çare Kuvay-ı Milliye ruhuna yeniden kavuşmak diyen ve bu uğurda gece gündüz, yağmur çamur, dere tepe demeden koşuşturan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne kadar tutarlı ve isabetli olduğunu?
Şimdi anladınız mı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yüreğinin, liderliğinin, söylemlerinin, proje ve programlarının Türkiye'miz için ne kadar vazgeçilmez, ne kadar zaruri olduğunu?
Var mı O'ndan başka iksiri, projesi, programı, Kuvay-ı Milliye ruhuyla donanmış yüreği olan bir başka lider, bir başka önder? Var diyen beri gelsin...
O halde artık Türkiye'mize, kendimize yazık etmeyelim. Etmeyelim ki, bizi kurtlar sofrasında evirip çevirmeye başlayan oburların iştahlarını kursaklarına tıkayalım.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019