Kul hakkı ve Milli Ekonomi Modeli

İnsanımızın gerek bireysel hataları ve gerek ülkeyi yöneten iradenin yaptığı yanlışlar yüzünden ciddi ekonomik zorluklar içerisinde olduğu maalesef acı bir gerçektir. Borcu borçla ödemek, ödemeye çalışmak adeta başarı oldu.
Etrafımızda çokça duyduğumuz "kartı kartla kapatıyorum" sözleri sıradanlaştı adeta. Orta gelir ve altı, yani insanımızın kahir çoğunluğu ekonomik sıkıntılar içerisinde boğuşmaktadır. Bu insanlar içinde bazı kısmı iflasını borcu borçla ödeyerek ertelemekte, bazısı ise gemileri yakıp iflas bayrağını çekmiştir. Hele bir de iyi niyetli olup borcunu ödemek istediği halde ödemeyi başaramıyorsa bu insana dünya zindandan da beterdir.
Açıkçası insanımızın yüzündeki umutsuzluk ifadesini okumak için âlim olmaya gerek yok.
Çaresizlik içerisinde olan toplumun bir ümidi, çıkış kapısı yok mudur peki?
Elbette var.
Hem de inançlı insanları kul hakkından kurtaracak, sunacağı imkânlarla herkesin rahat nefes alabileceği hayatı yaşatacak, insanları çıkmazdan kurtaracak güneş gibi aşikâr Milli Ekonomi Modeli var.
Hem dünyasını mamur edecek hem de elde edeceği maddi imkânlarla borçlu insanı borcundan azat edecek bir model. Yani en basitinden tabirle, kendi kaynaklarını kendin kullanarak yaşadığın topraklarda köle değil efendi gibi yaşatacak bir model.
Elbette basit bir aracın ya da bir geminin kaptanı olmadan yola revan olamayacağı gibi bu modelin de bir üstadı vardır. Hem de bütün dünyanın tanıdığı bir lider. Ancak bazıları, nasıl ki kâfirler peygamberimizi öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanıdıkları halde kabul etmek istedilerse, o lideri de görmezden gelmek istemektedirler. Bunu televizyon programlarından, haberlerden de müşahede ediyoruz. 
Günahları açıkça işleyenleri destekleyenlerin kararmış kalp aynalarında göremedikleri Üstad, insanlığın kurtuluşudur. Bu insan şüphesiz Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Ne mutlu O'nunla birlikte olanlara.