İnsanın dünya sahnesine çıkarılışının gayesi, Cenab-ı Hakk'a kulluktur. İbadetlerin özü ve mayası ise zikirdir. Resulullah (sav): "Zikirle Allah arasında perde yoktur" buyurmuştur.
Kulluğun zirvesi de nefsin tezkiyesi, Allah ile kulun arasındaki bütün mania ve perdelerin aradan kalkmasıdır. İnsan ister farketsin ister fark etmesin bütün hayatı bu ana gaye sayesinde anlam kazanır. İnanan, kululuk yolunu benimseyen insan, kendisine takdir edilen plan ve programa uyarak gittikçe mesafeyi kısaltır ve bu insanını yönü daima zirveye doğru olur.
İnanmayan insan ise, esasen hedefe varmak için çırpındığı halde aradığı şeyin ne olduğunu bilemediğinden ümitsiz bir arayış içindedir.; yönü kulluktan, kendi asıl cevherinden ve neticede Allah'tan kaçışa doğrudur. İman ettikten sonra kulluğun reçetesi mesabesinde olan ibadetlere yönelmek zaruridir. İbadetin de nihai durağı veya en kamil şekli zikirdir. Daha doğrusu ibadetlerin özü, mayası zikirdir. Resulullah (sav): "Zikirle Allah arasında perde yoktur" (Dehlevi) buyurmaktadır.
Zikir; lügatta anmak hatırlamak anlamına gelir. Istılahta ise, Cenab- Hakk'ın azametini düşünmek; ayrıca; Kur'an, namaz, oruç, hatta peygamber manalarına gelmektedir. Zikirde iki türlü mana ağırlık kazanmaktadır. Unutulan şeyi hatırlamak, unutmamak için sürekli hatırda tutmak. Zikirde ulaşılmak istenen, birinci mana olup, ikincisi yardımcı unsundur.
Kulluğun zirvesi de nefsin tezkiyesi, Allah ile kulun arasındaki bütün mania ve perdelerin aradan kalkmasıdır. İnsan ister farketsin ister fark etmesin bütün hayatı bu ana gaye sayesinde anlam kazanır. İnanan, kululuk yolunu benimseyen insan, kendisine takdir edilen plan ve programa uyarak gittikçe mesafeyi kısaltır ve bu insanını yönü daima zirveye doğru olur.
İnanmayan insan ise, esasen hedefe varmak için çırpındığı halde aradığı şeyin ne olduğunu bilemediğinden ümitsiz bir arayış içindedir.; yönü kulluktan, kendi asıl cevherinden ve neticede Allah'tan kaçışa doğrudur. İman ettikten sonra kulluğun reçetesi mesabesinde olan ibadetlere yönelmek zaruridir. İbadetin de nihai durağı veya en kamil şekli zikirdir. Daha doğrusu ibadetlerin özü, mayası zikirdir. Resulullah (sav): "Zikirle Allah arasında perde yoktur" (Dehlevi) buyurmaktadır.
Zikir; lügatta anmak hatırlamak anlamına gelir. Istılahta ise, Cenab- Hakk'ın azametini düşünmek; ayrıca; Kur'an, namaz, oruç, hatta peygamber manalarına gelmektedir. Zikirde iki türlü mana ağırlık kazanmaktadır. Unutulan şeyi hatırlamak, unutmamak için sürekli hatırda tutmak. Zikirde ulaşılmak istenen, birinci mana olup, ikincisi yardımcı unsundur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.