Adana'da ise Türkçe'nin kullanımı daha değişik bir hal aldı. Yeni açılan bir alışveriş merkezinde yer alan dükkanların girişindeki levhalar herkesi şaşkına çeviriyor. Burada yemiş "yemish" kebapçı "kebabchi", şalgam ise "shalgam" oldu.
Türkçe'ye yabancı dil akını
Çukurova Üniversite Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, yaptığı açıklamada, Türkçe'ye son yıllarda Batı dillerinden özellikle de İngilizce'den bir kelime akını olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akalaın, günümüzde yabancı kaynaklı kelime kullanmanın bir özenti haline geldiğini, günlük hayatta, çarşıda, pazarda, radyoda, televizyonda, basında, okulda, sporda kısacası her yerde yabancı kaynaklı kelimelerin artık bilinçsizce kullanıldığını bildirdi. Prof. Dr. Akalın, "güle güle, Allahısmarladık, hoşçakalın, sağlıcakla kalın" yerine kullanılan "baybay, çaav, çüüz" gibi kelimelerin özellikle genç nesil arasında sıkça kullanıldığına dikkat çekerek, "iş bununla da kalmadı, son zamanlarda ünlemlerimiz de değişti. Artık hayret verici bir durum karşısında 'vaaoov' diye sesleniliyor" dedi.
Bazı kelimelerin de ülkemize teknoloji ile birlikte girdiğini ifade eden Prof. Dr. Akalın şöyle konuştu:
"Airconditioner, disket, faks, kamera, kompakt disk, monitör, printır, volkmen bunlardan bazıları. Dilimizin tabii gelişmesi içerisinde bu aletlerin çok az bir kısmına karşılık bulunabilmiştir. Türkçe'mizde dönüşüm, değişim, kabuk değiştirme gibi güzel kelimeler dururken "tranformasyon", uzlaşma varken "konsensüs", üçleme varken "hattrick", engel varken "handikap", gerginlik varken "stres", düzeltme, yenileme gibi ince anlam özelliklerimiz varken "revizyon" kullanılmaya başlandı.
Her yabancı kelime kültürümüzü yok ediyor
Kullanımdan düşen her Türkçe kelimenin kültürümüzden bir parçayı da koparıp götürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Akalın, "Bir kelimeyi kaybetmemiz, bu kelimenin geçtiği bir deyimimizi bir atasözümüzü, bir bilmecemizi kaybetmek demektir" dedi.
Yabancı kaynaklı kelimelerin yanlış anlamda da kullandığını belirten Akalın, şöyle devam etti: "Dilimize Fransızca'dan geçen promosyon (promotion) ilerleme, yükselme, artırma, çoğalma anlamlarındayken, dilimize adeta armağan kampanyası anlamıyla yerleşmiştir.
Öten yandan, sırf yabancı kaynaklı kelime kullanacağım diye okur yazar kişilerimiz ile yanlış kelime kullanmaktadır."
Yabancısı yerlisini unutturuyor
Prof. Dr Akalın, Türk Dil Kurumu'nun, dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarma mücadelesi verdiğini, ancak yaptırım gücü bulunmadığını söyledi.
"Öncelikle toplum olarak ana dilimiz Türkçe'ye sahip çıkma bilincinin yerleştirilmesi gerekiyor" diyen Prof. Dr. Akalın, şunları kaydetti:
"Ayrıca işyeri açma izninin verilmesi sırasında Türkçe ad kullanmayan mağaza ve kuruluşlara izin verilmemelidir. Karaman, Afyon, Kastamonu, Kırşehir gibi pek çok il ve ilçe belediyesi, iş yerlerinin tabelalarında ve reklam amaçlı ilanlarında Türkçe kökenli kelimeler kullanılması konusunda kararlar almışlardır. Türk Dil Kurumu da bu belediyelere onur belgesi vermiştir."
Prof. Dr. Akalın önlem alınmadığı takdirde, kullanılan her yabancı kökenlilerin Türkçe kökenli kelimenin unutulmasına yol açabileceğini belirterek, bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini sözlerine ekledi.
Handan Özsoy / Meltem Koleji-6/A