Kur'an-ı Kerim'in insana uyarısı

Kur'an-ı Kerim'in içinde, birkaç yerde Allah'ın âyetleri üzerine körler ve sağırlar gibi kapanmayı yermekte; her âyet üzerinde akıl ve idrâk gücüyle durmayı tavsiye etmektedir. Basit ve düzensiz bilgi kırıntılarıyla ciddi bir araştırma yapmadan din ve Kur'an hakkında konuşmak çok sakıncalıdır.
Hz. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Kur'an'ı doğru tefsir edenin sevabı yoktur; yanlış tefsir eden ise kendine cehennemden yer beğensin."
Düşünmeden ondan yüz çevirmek, araştırmadan onu reddetmek kalp körlüğünün alametidir. Böyle yapanlar kıyâmet günü kör olarak haşredilirler. İlgili âyetle bilhassa bu hususa dikkat çekiliyor ve gerçeği araştırmanın lüzumu belirtiliyor. İsra suresi 72. ayette şöyle denmektedir: "Bu dünyada kimin (kalbi) kör olursa, o kişi ahirette de kör olur ve yolunu daha fazla şaşırır."
İslâm dinini ve Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a.)'i iyi anlayabilmek için evvela Kur'an-ı Kerim'in mahiyetini iyi anlamak gerekir. Kur'an-ı Kerim, kendi kendini tarif etmektedir. Kur'an-ı Kerim, Allah kelamı olup, Yüce Yaratan tarafından akıl ve sıfat bakımından üstün kıldığı biz insanların aklî ve fikrî fıtratına uygun olarak, anlaşılır bir üslup ile kitap olarak indirilmiştir. İçerdiği bilgiler insanın anlayabileceği şekilde ilim, irfan, feyz, güzel ahlak ve insana lazım olacak tüm bilgilerin açıklandığı, rahmet, bereket, ruhlara ve bedenlere şifa, yol gösterici, kötülüklerden sakındırıcı sonsuza kadar varlığını sürdürecek rehber bir kitaptır.
Lokman suresi 27. ayette şöyle denmektedir: "Eğer yeryüzünde olan tüm ağaçlar kalem olsa, deniz de mürekkep olsa, yedi deniz ona eklense, onlar biter ama Allah'ın kelâmı sona ermez. Kuşkusuz, Allah üstündür ve hikmet sahibidir." 
Denizin yüzeyi ayrı, derinlikleri de ayrı bir hayat kaynağıdır. Kur'an'ın zâhiri ayrı, bâtını da ayrı bir hayat ve ilim kaynağıdır. Her fert aklı ve idraki ölçüsünde ondan feyz alır.
Kur'an-ı Kerim'i kendini tarifine bakalım:
"İşte o kitapta yalan, riya, şüphe yoktur, o muttakiler (korunmak isteyenler) için hidayetçidir. Onlar gayba iman ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. (Bakara; 2-3).
"O; Allah'tır, (O'ndan başka) tanrı yoktur, ancak O vardır. O, daima yaşayan, yarattıklarına hayat vermeye devam edendir." (Âl-i İmran, 2).
"O, sana kitabı, öncekileri onaylayıp doğrulamak üzere hakla indirmektedir. Daha önce (de) insanlara doğru yolu göstermek için Tevrat'ı ve İncil'i indirmişti. Bir de ayırt eden Furkan'ı indirdi. Allah'ın âyetlerini tanımayanlar var ya, şüphesiz ki onlara şiddetli bir azap vardır. Öyle ya, Allah'ın izzeti var, intikamı da vardır." (Âl-i İmran, 3).
"(Bu), kendisiyle (insanları) uyarasın diye sana indirilen bir kitaptır. Bundan dolayı, göğsünde bir darlık olmasın. O, mü'minlere bir uyarıdır." (Â'raf, 2).
"Elif, lâm, râ. Bunlar, sağlam ve hikmet dolu kitabın ayetleridir. İçlerinden bir adama, 'İnsanları uyar, mü'minlere de kendilerine Rableri katında doğruluk makamı olduğunu müjdele' diye vahiyde bulunmamız, insanlar için çok acayip bir durum mudur? Kâfirler, 'Bu apaçık bir sihirbaz' dediler." (Yunus, 1-2).
"Elif, lâm, râ. Bu, işi sağlam yapan ve yaptığında hikmet bulunan, her şeyden haberdar olan Allah'ın katından gelen, ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış olan kitaptır." (Hûd, 1).
"Elif, lam, râ. Bunlar apaçık olan kitabın ayetleridir." (Yusuf, 1).
"Biz, Kur'an'dan mü'minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiririz. Bu, zalimlerin ancak hüsranını artırır." (İsra, 82).
"Emin ol ki sen, gerçekten peygamberlikle gönderilen elçilerdensin." (Yasin, 3).
"Bu kitabın bölüm bölüm indirilmesi, çok güçlü ve yaptığını sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunan Allah tarafındandır." (Zümer, 1).