logo
29 MART 2024

Kur'an'da Ehl-i Beyt

20.11.2011 00:00:00
Birçok tefsir ve hadis kitaplarında bu ayeti kerimedeki "Ehl-i Beyt"ten maksadın, Peygamber'in Ehl-i Beyt'i ve onların da, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s.) olduğu açıklanmıştır.

Bu ayet açık bir şekilde Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Kur'an'daki isimlerinden birisinin "Zikir" olduğunu vurgulamaktadır. Bazıları ayette geçen "Zikir"den maksadın Kur'an olduğunu düşünebilirler. Ancak bu yanlış bir varsayımdır. Zira ayet, Allah tarafından gönderilenin "Zikir" olduğunu ve ardından "Zikir"in resul olduğunu vurgulamış ve bunlardan sonra "O size Allah'ın ayetlerini tilavet eder" şeklinde nazil olmuştur. Zikirden maksat Kuran olmuş olursa Kuran'ın kendisinin kendisini tilavet etme olgusu ortaya çıkar. Oysa Kuran hakkında böyle bir düşüncenin yanlış olduğu açıktır. Zira Kuran'ın kendisi kendisini tilavet edemez aksine Kuranı tilavet eden "Resul" unvanında tanımlanan "Zikir" yani Hz. Muhammed (s.a.v.)'dir. Kısacası, Talak suresi on birinci ayette geçen "Zikir"den maksat Hz. Peygamber (s.a.v.)'dir.

"Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun"Bir diğer ayette Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun." (Nahl, 43)  Bu ayette zikirden maksat Hz. Peygamber (s.a.v.), zikir ehlinden maksat ise Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Ehl-i Beytidir. (Tefsir-i Bürhan, c. 2, s. 369) Dolayısıyla Allah-u Teâlâ Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ehline-Ehl-i Beyt'ine sorulmasını beyan buyurmuştur. Yukarıda zikredilen ayetlerin tamamı aynı hedefi ve amacı takip etmektedir. Mezkur ayetler bir bütün olarak yan yana incelendiğinde bu zümrenin Ehl-i Beyt olduğu anlaşılır. Zira Al-i İmran suresinin 33. ayetine göre "Al-i İbrahim" seçilmiş bir zümredir. Fatır suresinin 32. ayetine göre bu seçkin zümre Hz. Peygamber (s.a.v.)'den sonra "kitap ilmini miras alan, hayırlarda önde giden" Ehl-i Beyt imamlarıdır. Bu seçkin ve kitaba varis olan zümre Vakıa suresinin 10. ve 11. ayetlerinde "önde gidenler ve mukarreb makamında olanlar" olarak nitelendirilmiştir. Seçkin, kitaba vâris, mukarreb makamında olanlar Al-i İmran suresinin 7. ayetinde "İlimde kökleşenler-derinleşenler" olarak anlatılmıştır. Yine bu zümre Vakıa suresinin 79. ayetinde "Kur'an'a temizlenenlerden başkası dokunamaz" şeklinde beyan olunmuştur. Ahzab suresi 33. ayete göre de temizlenenlerden maksat Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'idir. Nitekim, bu seçkin zümreye Nahl suresi 43. ayette "Zikir ehli" olarak vurgu yapılmıştır. Ayetlerde de görüldüğü gibi, "Al-i İbrahim", "kitap ilmini miras alanlar, hayırlarda önde gidenler", "mukarreb makamında olanlar", "İlimde kökleşenler-derinleşenler", "temizlenenler", "Zikir ehli" olanlardan maksat Ehl-i Beyt'tir. Bu gerçeklerden dolayı Allah-u Teala risaletin karşılığı olarak onların meveddetlerini, itaatlerini farz kılmıştır. Bunlardan dolayı ümmet, hidayet ve saadeti için seçilen, hayırlarda önde giden, mukarreb makamında olan, zikir ehli ve temizlenen Ehl-i Beyt imamlarına tutunmalı, İslam dinini ve Kur'an'ı onların beyanı ile anlamaya ve yaşamaya çalışmalıdırlar. İşte bundan dolayı, bu hakikatin tasdiki için Allah Resulü "Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum, onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla delalete düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve benim itretim Ehl-i Beytimdir. Bu ikisi kevser havuzu üzerinde bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra onlara nasıl davranacaksınız" şeklinde buyurmuştur.

Tathir Ayeti"Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt'ten her çeşit pislik ve kötülüğü giderip sizi tertemiz kılmak ister." (Ahzab Sûresi, 33). Birçok tefsir ve hadis kitaplarında bu ayet-i kerimedeki "Ehl-i Beyt"ten maksadın, Peygamber'in Ehl-i Beyt'i ve onların da, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s.) olduğu açıklanmıştır. Peygamber'in (s.a.v.) zevcesi Ümmü Seleme'den nakledilen bir hadiste de şöyle geçer: "Peygamber (s.a.v.) Ümmü Seleme'nin evinde bir yatakta yatmıştı ve üzerine de bir Hayber abası örtmüştü. O sırada Fatıma (a.s.) biraz yemek getirdi. Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "(Ey Fatıma!) Kocanı ve çocukların Hasan ve Hüseyin'i benim yanıma çağır." O da onları çağırdı. Yemeği yedikleri sırada Peygamber'e (s.a.v.) şu ayet nazil oldu: "Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt'ten her çeşit pislik ve kötülüğü giderip sizi tertemiz kılmak ister."Peygamber (s.a.v.) üzerindeki abanın fazlasını onların (Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in) üzerine örttü, daha sonra elini abadan çıkarıp göğe kaldırarak şöyle dua etti: "Allah'ım, bunlar benim Ehl-i Beytim ve bana ait olan kimselerdir; öyleyse her türlü pisliği ve kötülüğü onlardan gider ve onları tertemiz kıl."Tathir ayetinin Ehl-i Beyt hakkında nazil olduğunu nakleden bir çok ehli sünnet alimi vardır. Onlardan bazıları şunlardır; 1-Sahih-i Müslim, Ehl-i Beyt'in faziletleri babı. c.5. S.36, h.2424. 2- Sahih- Tirmizi, c.5. s. 351, h. 3205. 3- Müsned-i Hanbel, c.4, s. 107. 4- Müstedrek-i Hakim, c.3, s. 133 ve 147 ve c. 2, s. 416. 5- Hasaisi Nesei, s. 33. 6- İbn-i Hacer, El- İsabe, c.2, s. 509. 7- Tefsir-i Fahri Razi, c. 25, s. 209. 8- Tefsir-i Taberi, c. 22, s. 6. Evet, Kuran-ı Kerim, Ehl-i Beyt'ten (a.s.) bu şekilde bahsetmekte ve onların her çeşit pislikten, günahtan, heva ve hevesten pak ve temiz olduklarını belirtmektedir. Bunun için, onların amelleri ve şahsiyetleri bütün Müslümanlara örnektir. Kuran-ı Kerim'in onları bu şekilde tanıtmasından maksat, ümmete onların yüce makam ve değerlerini açıklayarak, ümmetin onlara tabi olmasını, şeriatı kavrayıp, ilahî hükümleri anlamakta onlara başvurmasını sağlamak, görüş farklılıklarında, anlayış ve inanç çelişkilerinde onları amelî bir ölçü tayin etmektir. Kurân-ı Kerim'in, birçok ayette bu manayı tekit etmesi, Ehl-i Beyt'in (a.s.) Hz. Peygamber'den sonra Müslümanların rehberi olduklarını açıkça gözler önüne sermektedir.

Mübahele Ayeti"(Ey Peygamber!) Sana gelen bilgiden sonra, kim seninle bu hususta tartışacak olursa, de ki: Gelin, çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra Allah'ın lânetini yalancıların üzerine kılalım." (Âl-i İmran, 61)Tarihçiler ve müfessirler, İslâm tarihinde meydana gelen çok önemli bir olayı nakletmişlerdir ki, bu olay, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Ehl-i Beyti'nin (Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin) Allah (c.c) katında olan değerlerini ve Müslümanların arasında olan makamlarını açıkça ortaya koymuştur."Mübahele" olarak anılan bu olayı tarihçiler, müfessirler ve raviler şöyle nakletmişlerdir: "Hıristiyan olan Necran kabilesinden bir heyet, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yanına gelip onun peygamberliği hakkında bahsedip delil isteyince, Allah-u Teâlâ bu ayet-i kerimeyi nazil ederek Hz. Peygamber'e; Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i yanına alıp çöle çıkmasını, Hıristiyanlara da kendi hanım ve çocuklarıyla birlikte çöle çıkmalarını, sonra da Allah'tan yalancıların üzerine lânet ve cezasını indirmesi için dua etmelerini emretti."Zemahşerî, Keşşaf adlı tefsirinde şöyle yazıyor:  "Hz. Peygamber (s.a.v.), Necran Hıristiyanlarını mübahele etmeye çağırdığı zaman dediler ki: "Müsaade edin, dönüp bu konuda biraz düşünelim. Kendi aralarında toplanıp konuştukları zaman, fikir sahipleri olan Akıb'e dönerek: "Ey Mesih'in kulu! Senin görüşün nedir?" diye sordular. O da şöyle dedi: "Ey Hıristiyan Cemaati! Andolsun Allah'a ki, siz Muhammed'in Allah tarafından gönderilen bir peygamber olduğunu ve O'ndan hak bir kitap getirmiş olduğunu biliyorsunuz. Allah'a andolsun ki, peygamberi ile mübahele eden hiçbir ümmetin büyükleri diri kalmamış ve küçükleri de büyümemiştir. Eğer onunla mübahele ederseniz, gerçekten hepimiz helâk oluruz. Bununla beraber yine de kendi dininizin üzerinde kalmak isterseniz, bu şahısla (Muhammed'le) vedalaşın ve kendi diyarınıza dönün." Bu arada Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Hüseyin'i kucağına almış, Hz. Hasan'ın elinden tutmuş, peşi sıra Hz. Fatıma ve onun peşi sıra da Hz. Ali olduğu halde geldi ve: "Ben dua ettiğim zaman siz de âmin deyin." diye buyurdular.Necran papazı bu manzarayı görünce, Hıristiyanlara dönerek şöyle dedi:"Ey Hıristiyan topluluğu! Ben öyle simalar görüyorum ki, Allah bir dağı onların hürmetine yerinden koparmak istese, koparır. Onlarla mübahele etmeyin. Eğer mübahele ederseniz, helâk olursunuz ve kıyamet gününe kadar yeryüzünde bir Hıristiyan kalmaz. Bunun üzerine Hıristiyanlar, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e dediler ki: "Ey Ebe'l-Kasım! Biz seninle mübahele etmemeye karar verdik; sen kendi dininde kal, biz de kendi dinimizde."

Seçilmişlerin karşısında kim durabilir!Hz. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurdu: "Eğer mübahele etmiyorsanız, öyleyse İslâm dinini kabul edin ve Müslüman olun ki, Müslümanların menfaat ve zararlarına ortak olasınız." Hıristiyanlar bunu kabul etmeyince, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Öyleyse sizinle savaşacağım." Onlar şöyle dediler: "Bizim Arap milleti ile savaşmaya gücümüz yoktur. Fakat seninle bir anlaşma yapmaya hazırız. Eğer bizimle savaşmaz, bizi korkutmaz ve bizi kendi dinimizden döndürmezseniz, her yıl size iki bin tane elbise veririz. Bundan başka, bir de demirden dokunan otuz adet zırh veririz." Peygamber (s.a.v.) de buna razı oldu ve daha sonra şöyle buyurdu:"Canım elinde olan Allah'a andolsun ki, Necran ehlinin helâk olma vakti gelip çatmıştı. Eğer onlar mübahele etmiş olsalardı, şüphesiz ki suretleri değiştirilip maymun ve domuz olacaklardı ve bu sahra onlar için ateşten bir cehenneme dönecekti. Hatta ağaçların üstündeki kuşlar da dahil olmak üzere Necran ehlinin hepsi helâk olacaktı ve bir yıl bile geçmeden bütün Hıristiyanlar yok olup gideceklerdi."Ehl-i Sünnet'in büyük müfessirlerinden Fahr-i Razî de, Tefsir-i Kebir adlı eserinde şöyle demiştir: "O gün Peygamber üzerinde siyah, yünden dokulu bir parçayla, mübahale için şehirden dışarı çıktı. Hüseyin'i şefkat dolu kucağına almış ve Hasan'ın da ellerinden tutmuştu. Hz. Fatıma (a.s.) hazretin ardından, Ali'de (a.s.) Fatıma'nın (a.s.) ardından hareket ediyordu. Peygamber onlara şöyle buyurdu: "Ben Allah'a dua ederken siz de amin deyin." Fahri Razi daha sonra şöyle eklemiştir: Bil ki, bu hadisin doğru olduğuna tefsir ve hadis ehli ittifak ve icma etmişlerdir."Bu ayette dakik edebî incelikler vardır ki, onlara da dikkat etmek gerekir. Mesela; ayet-i kerimede "çocuklarımız, kadınlarımız ve kendilerimiz"denilerek Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a.s.) Hz. Peygamber'e izafe edilmiştir.Eğer bu olay pratikte gerçekleşmez ve Hz. Peygamber (s.a.v.) amelî olarak isimlerini zikrettiğimiz o mukaddes zatlarla mübaheleye çıkmasaydı, bu sözlerle başka şahısların akla gelmesi mümkündü. Mesela; "kadınlarımız" kelimesiyle Hz. Fatıma (a.s.) ve Peygamber (s.a.v.)'in diğer kızları ve "kendilerimiz" kelimesiyle de yalnızca Peygamber (s.a.v.)'in kendisi anlaşılabilirdi. Ancak Peygamber-i Ekrem'in başkalarını değil de bu dört şahsiyeti mübahele için kendisiyle götürmesi, bize şunu bildirmektedir: Bu ümmetin kadınlarının en seçkini ve onların örneği, Hz. Fatıma (a.s.)'dır ve ümmetin evlatlarının en seçkini, Hz. Hasan (a.s.) ile Hz. Hüseyin (a.s.)'dir ve Kur'an-ı Kerim onları Peygamber'in evlatları olarak kabul etmiştir. "Kendilerimiz" kelimesiyle de Kur'an-ı Kerim, Hz. Ali'yi Peygamber'in kendi canı sayılacak bir makama sahip olduğunu açıklamıştır.Mübahele ayetinin Ehl-i Beyt hakkında nazil olduğunu nakleden bir çok Ehl-i Sünnet alimi vardır. Onlardan bazıları şunlardır: 1- Sahih-i Müslim, c.2, s.108. 2- Müsnedi Ahmed, c.1, s.185. 3-Sahih-i Tirmizi, c.2, s.66. 4-Tefsiri Taberi, c.3, s.213. 5-Tefsiri Beyzavi, c.2, s.32

Kelimeler Ayeti"Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı da Rabbi bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O tövbeleri daima kabul edendir, merhameti bol olandır." (Bakara, 37)İbn-i Abbas Hz. Resulullah'a (s.a.v.), bu ayetin tefsirini sorarak  "Âdem (a.s.), hangi kelimeleri aldı da Rabbi onun tövbesini kabul etti?" dedi. Hz. Resulullah şöyle buyurdu: "Âdem, Allah'a şöyle yalvarmıştı: "Ey Rabbim, Muhammed (s.a.v.), Ali, Fatma, Hasan ve Hüseyin' in hakkı için beni bağışla." Böylece yüce Allah Âdem'in bu kelimeler ile yalvarışından dolayı onun tövbesini kabul etti."Bu ayetin Ehl-i Beyt hakkında nazil olduğunu nakleden bir çok ehli sünnet aliminden bazıları şunlardan ibarettir: 1-Tefsir-ül Levami, c.1, s.215. 2-Dürr-ül Mensur, c.1, s.60. 3-Yenabi-ül Mevedde, s.98.4-Menakıb-i İbni Meğazili, s.63.

İki Deniz Ayeti"Birbirleriyle kavuşup karşılaşmak üzere  iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İkisinden de inci ve mercan çıkar." (Rahman, 19-22)Bazı rivayetlerde nakledildiğine göre bu ayetlerde geçen iki denizden maksat Hz. Ali ve Hz. Fatıma'dır. Berzahtan maksat Hz. Peygamber (s.a.v.)'dir. İnci ve mercandan da maksat imam Hasan ve imam Hüseyin'dir. Bu ayeti bu şekilde tefsir eden ve ayet hakkındaki rivayertleri bu doğrultuda nakleden bir çok ehli sünnet âliminden bazıları şunlardır: 1- Dürr-ül Mensur, c.6, s.142. 2-Ruh-ül Meani,c.27, s.93. 3-Menakıb-i İbni Meğazili, s.339. 4-Yenabi-ül Mevedde, s.118.İşte nakledilen bu ayetler ve daha nakledilmeyen nice ayetler Ehl-i Beyt'in makam ve faziletlerini inanlara açıklayarak onlara itaatin farz olduğunu vurgulamaktadır.Sözlerimin sonunda Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu'nu objektif ve tarafsız olarak yapılmasını sağlayan ve bu vesile ile meveddetleri ve itaatleri farz olan Ehl-i Beyt imamlarının İslam âlemine doğru bir biçimde anlatılmasına, gerek TV programlarında gerek yazmış olduğu eserlerinde ve bu tür sempozyumlarda öncü olan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza, değerli dava arkadaşlarına, gönüldaşlarına, bu programda emeği geçenlere ve değerli basın mensuplarına teşekkürlerimi sunarım?
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'

YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın yaptığı Ramazan ayı nedeniyle oy sayımı sırasında iftar saatinde kısa bir mola verilmesi talebinin reddedildiğini ve sayımın aralıksız yapılacağını açıkladı.
29.03.2024 07:40:00 / Güncelleme: 29.03.2024 07:42:27
İhlas Haber Ajansı
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak
Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nca Yüksek Seçim Kurulu'na gönderilen yazıda, sandık kurullarınca saat 17.00 itibarıyla sayım ve döküm işlemlerine başlanacağı ancak Ramazan ayı içerisinde bulunulması nedeniyle sadece su ile orucun açılması durumunda sağlıklı bir oy sayımının yapılamayacağı, sandık kurulu görevlilerinin iftar saatinde kısa bir mola verip veremeyeceği konusu gündeme belirtildi.

Konuyu inceleyen ve kararını açıklayan YSK, Bahçe Seçim Kurulunun talebinin, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 'Zarfların açılması, oyların sayım ve dökümü' başlıklı 100'üncü maddesinin birinci fıkrasında, 'Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır' hükmü bulunduğu hatırlatıldı. YSK'nın Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerine Dair 138 Sayılı Genelgesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğuna dikkati çeken kurul, bu sebeple 'oy sayım ve döküm işlemlerinin aralıksız yapılması gerektiğine' oy birliğiyle karar verildiği paylaşıldı.

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.