Dini bayramlarımızdan ikincisi olan Kurban Bayramına iman dolu gönüllerle sağlık, sükun ve huzur içinde kavuşmanın mutluluğu var gönlümüzde. Bilindiği gibi bayramlar, sevinç ve neşe günleridir.Bu neşeyi bizler güzel yurdumuzda yaşarken milyonlarca Müslüman kardeşimiz kutsal topraklarda Hac ibadetini yerine getirmek için bulunmakta.İslam'ın beş şartından birisi olan Hac ibadetini yerine getirip bu kutsal şerefe erdikten sonra kurban keserek bayram yapan Hacı kardeşlerimize, bizler de keseceğimiz kurbanlarla iştirak ediyoruz?Gümüşhane'de özellikle köyümüzde kurban bayramı günlerini hatırlıyorum. Bir film şeridi gibi akıp gidiyor gözümden o yıllar?Her yörenin kendine has bayram günleri var elbet ama bizim diyarda bir başka olur bayram heyecanı.Zamanın şartlarına göre ya bir koç ya da büyük baş bir hayvanı kurban etmenin verdiği dini vecibeyi yerine getirmenin onurunu her yıl yaşamak için kurban bayramının yolunu o zamanın çocukları olarak dört gözle beklerdik. Özellikle ilk öğretim yıllarındaki bayram günleri bir başkaydı. Babamın aldığı bayramlıkları sabahın erken saatlerinde giyerek bayram namazına koştuğumuz anları dün gibi hatırlıyorum.Bayram sabahının ilk ışıkları ile bazen bizim evde toplanılır ve camiye gidilirdi. Salih, Fehmi, İbrahim amcaların sohbetleri, annemin çayı ve mütevazı ikramları ile demlenir o coşkuyla karşılardık bayramı.Mahallemizde yediden yetmişe herkes toplanır ve birlikte bayram sohbetleri yapılırdı. Bayramlaşmalarda ziyaretçilere verilen en güzel ikram, kurban etinden yapılan kavurma ve tatlı idi.Rahmetli babaannemden dinlediğim bir bayram alışkanlığı vardı ki çok dikkatimi çekmişti. Şöyle anlatmıştı: "Kurban bayramının birinci günü herkes kendi kurbanını keser ve yakın çevresi ile bayramlaşırdı. İkinci günü topluca karşı mahallelere gidilir onlarla bayramlaşır ve akşam dönülürdü. Ertesi gün karşı mahalleler bizim tarafa gelir ve birlikte olurduk. Bu sayede aramızda aile, akrabalık ve komşuluk bağları pekişirdi. Küskün olanları barıştırırdık".Şimdi bugün bu alışkanlığın çok uzağında değil miyiz sevgili okur. Ekonomik ve sosyal yaşamdaki erozyon her geçen gün bizi biz yapan değerlerimizi tek tek alıp götürmüyor mu?!...Bayramlar, bizlere yeni bir gayret dini ve dünyevi çalışmalarımızda yeni bir hız kalplerimizdeki iman nuruna yeni bir parlaklık kazandırması açısından bir fırsattır sevgili dostlar.Mevlam; hepimize bayramları gerçek anlamda değerlendirme basireti versin. Cömertliğimizi artırsın. Gerçek mutluluk ve huzuru tanıma şansını lütfetsin. Bayramınız mübarek olsun?Eskişehir'den okuyuculara baki selamlar.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012