Kamu-Sen Açlık ve yoksulluk sınırının ücretlerin oldukça üzerinde seyrettiği Türkiye'de vatandaşların karnını doyurabilmek için ucuz olan ekmeğe yöneldikleri belirlendi.
Araştırmaya göre, Danimarka'da 71 kilo, Finlandiya'da 51, Almanya'da 62, İtalya'da 68, Hollanda'da 60 ve İspanya'da 58.5 kilo olan kişi başına yıllık ekmek tüketimi, Türkiye'de 128 kiloya kadar çıkıyor.
Ete, peynire para yetmiyorTürkiye'de et, peynir ve süt gibi ürünlerin tüketiminin ise Avrupa ülkelerinin yarısı kadar olduğu belirlendi. Açıklamada, "Kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak ve diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla vatandaşlarımız gıda harcamalarından tasarruf etmek zorunda kalmaktadırlar" denildi. AB'de ortalama 100-110 litre olan yıllık kişi başına süt tüketimi Türkiye'de 18-20 litreye, 88 kilo olan ortalama et tüketimi 16 kiloya ve 10-15 kg olan peynir tüketimi de Türkiye'de 7 kiloya kadar düşüyor. Buna göre, Türkiye'de günlük kişi başına 54 gram süt, 44 gram et, 28 gram peynir tüketilirken, Danimarka'da kişi başına 296 gram süt, 276 gram et, 52 gram peynir tüketildiği belirlendi.Türkiye'nin bireylerin sağlığına ve zeka gelişimine önemli katkıları olduğu bilinen deniz mahsulleri tüketiminde de Avrupa'nın oldukça gerisinde olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, yıllık kişi başına İtalya'da ortalama 24.6 kilo, Fransa'da 31.2 kilo, İspanya'da 44.7 kilo ve Japonya'da 60 kilo deniz mahsulü tüketilirken Türkiye'de yıllık kişi başına ortalama deniz mahsulü tüketimi 7.5-8 kiloda kalıyor. Dünyada ortalama kişi başına düşen su ürünü tüketimi ise yıllık 16 kilo düzeyinde bulunuyor.
IMF politikaları çöplüklere sürüklüyorBir ülkede sağlıklı nesillerin yetişmesinin dengeli beslenmeyle yakından ilgili olduğu belirtilen açıklamada, "Son yıllarda uygulanan yanlış ücret politikaları ve IMF destekli ekonomik programlar, vatandaşlarımızı dengeli beslenmek şöyle dursun, çöplüklerde karınlarını doyurmaya mahkum etmiştir" denildi. Hükümet mutlaka adil bir ücret politikası geliştirmesi, asgari ücret ve memur maaşlarını bir çok kuruluşun yaptığı açlık ve yoksulluk sınırı çalışmalarını dikkate alarak, günün şartlarına göre yeniden belirlemesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Aksi taktirde halkının büyük çoğunluğu toplayıcılık yaparak geçinen yoksul ve sağlıksız bir toplum durumuna geleceğiz" denildi.
Araştırmaya göre, Danimarka'da 71 kilo, Finlandiya'da 51, Almanya'da 62, İtalya'da 68, Hollanda'da 60 ve İspanya'da 58.5 kilo olan kişi başına yıllık ekmek tüketimi, Türkiye'de 128 kiloya kadar çıkıyor.
Ete, peynire para yetmiyorTürkiye'de et, peynir ve süt gibi ürünlerin tüketiminin ise Avrupa ülkelerinin yarısı kadar olduğu belirlendi. Açıklamada, "Kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak ve diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla vatandaşlarımız gıda harcamalarından tasarruf etmek zorunda kalmaktadırlar" denildi. AB'de ortalama 100-110 litre olan yıllık kişi başına süt tüketimi Türkiye'de 18-20 litreye, 88 kilo olan ortalama et tüketimi 16 kiloya ve 10-15 kg olan peynir tüketimi de Türkiye'de 7 kiloya kadar düşüyor. Buna göre, Türkiye'de günlük kişi başına 54 gram süt, 44 gram et, 28 gram peynir tüketilirken, Danimarka'da kişi başına 296 gram süt, 276 gram et, 52 gram peynir tüketildiği belirlendi.Türkiye'nin bireylerin sağlığına ve zeka gelişimine önemli katkıları olduğu bilinen deniz mahsulleri tüketiminde de Avrupa'nın oldukça gerisinde olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, yıllık kişi başına İtalya'da ortalama 24.6 kilo, Fransa'da 31.2 kilo, İspanya'da 44.7 kilo ve Japonya'da 60 kilo deniz mahsulü tüketilirken Türkiye'de yıllık kişi başına ortalama deniz mahsulü tüketimi 7.5-8 kiloda kalıyor. Dünyada ortalama kişi başına düşen su ürünü tüketimi ise yıllık 16 kilo düzeyinde bulunuyor.
IMF politikaları çöplüklere sürüklüyorBir ülkede sağlıklı nesillerin yetişmesinin dengeli beslenmeyle yakından ilgili olduğu belirtilen açıklamada, "Son yıllarda uygulanan yanlış ücret politikaları ve IMF destekli ekonomik programlar, vatandaşlarımızı dengeli beslenmek şöyle dursun, çöplüklerde karınlarını doyurmaya mahkum etmiştir" denildi. Hükümet mutlaka adil bir ücret politikası geliştirmesi, asgari ücret ve memur maaşlarını bir çok kuruluşun yaptığı açlık ve yoksulluk sınırı çalışmalarını dikkate alarak, günün şartlarına göre yeniden belirlemesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Aksi taktirde halkının büyük çoğunluğu toplayıcılık yaparak geçinen yoksul ve sağlıksız bir toplum durumuna geleceğiz" denildi.