ABD'nin en son İstanbul'daki NATO zirvesinde kaynatılıp olgunlaştırılan Büyük Ortadoğu Projesi'ndeki pişkinliği, bu uğurdaki işgal ve katliam ihtirası, Rusya'nın Kuzey Osetya bölgesindeki "rehine krizi"nde ister istemez "Amerika bu işin neresinde?" sualini gündeme getiriyor.
AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan'a gelince, BOP'un bölgedeki Amerikancı taşeronu olma hususundaki aşkı ve bu bağlamdaki atraksiyonları, AKP'yi de bu "soru"nun içine atıyor.
Bu bağlamda Erdoğan'ın, "Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapacağız" ifadesi basit bir cümle olmadığı gibi, yakın geçmişteki İran ziyaretinde Bush'un "BOP elçisi" gibi konuşma ve tavsiyeleri de altı çizilmeye değerdir.
Artık herkesin ma'lumü; BOP'un ana ekseni "terörizm bahanesiyle Amerika'nin bölgemizdeki hakimiyetini" tesis etmek. BOP'un mimarlarının daha önce birkaç kez ilan ettiği üzere Ortadoğu-Avrasya hattına çöreklenmek.
ABD'nin bu "vahşi ihtirası"ndan, kendisini "stratejik ortak" olarak vehmeden AKP iktidarındaki Türkiye, Gürcistan ve Hindistan hariç, bölgedeki devletler rahatsız, tepkili, tedirgin, endişeli...
Bu bağlamda geçmişin "hadım olmuş süper güç"ü Rusya ve İran, çok farklı ve hayli tedirgin...
ABD, Afganistan ve Irak'ı BOP için laboratuar olarak kullandı; sonuçlar ürkütücü... Dolayısıyla BOP için bölge ülkelerini ya "gönüllü taşeron" olarak kullanma ve ya da zoraki bile olsa razı etme yöntemini kullanmaya mecbur hissediyor kendini.
BOP namına "zoraki razı etmeyi düşündüğü devletler"e belden aşağı vuruyor. Bu, ABD'den görmeye aşina olduğumuz "klasik yöntem"...
Güneydoğumuzu yıllarca kanatan PKK'yı Kandil dağlarından veya "tampon bölge"den besler, Çekiç güç"le semirtir; ardından bunları kendi eliyle Kenya'da bize teslim eder, İmralı'da doktor kontrolünde ikamete aldırır.
Afganistan'da Rusya'ya karşı Gulbettin Hikmetyar'ı bir zamanlar destekler, ardından önceki gün olduğu gibi başına bombalar yağdırır, genç ihtiyar demeden sülalesini yerle bir eder.
Saddam'ı kapı komşularıyla dalaştırır, o vesile ile bölgeye iner; ardından yine onu bahane ederek işgal ettiği Irak topraklarından kubur faresi gibi karga tulumba ortaya çıkartır.
Gürcistan'da yıllarca taşeron olarak kullandığı Şevardnadze'nin koltuğunu bir bahane ile altından çeker, ardından onun yerine "genç bir taşeron" yerleştirir, oraları kendine üs yapar, genç taşerona da Rusya'ya kafa tutturur; "reel politik icabı" onun da kafasını kopartması gerektiği yerde de kafasını kopartır.
Bu işler, artık ABD'nin rutin yöntemi oldu.
Böylesi bir perspektif ortada iken, Rusya Devlet Başkanı Putin'in "BOP'un bölgedeki gönüllü sözcüsü Erdoğan"ı ziyaretine denk düşen bir vakitte Kuzey Osetya rehine krizinin patlaması basit bir iş, basit bir tesadüf değildir.
Bu kriz, öyle Çeçenlerle filan da alakası yoktur; zaten Çeçen yetkililer rehine işi ile kendilerinin bir bağlantısı olmadığını deklare ettiler. Çeçenler yapsalar, zaten, biz yaptık derler, gizlemezler; onlarda o yürek eskiden beri var.
Geriye tek seçenek kalıyor; BOP tezgahında kör ısrar taşıyan ABD'nin, "BOP'un bölgesel sözcüsü" Erdoğan'ı ziyaretinden önce Putin'e "okkalı bir terör dersi" vererek Rusya'yı yumuşatmak... BOP konusunda Erdoğan'ın İran'da elde edemediği hasılatı, Putin'in ziyaretinde elde etmeye katkı için...
Putin'e, "Gördün mü senin terör meselen, sadece Çeçenlerle sınırlı değil; Rusya'nın tamamında BOP'umuza ortak katkıda bulunmayı gerektirecek rehineler krizi ve uçak düşürmeler yaşanıyor, aklını başına devşir" mesajını bilfiil vermek olarak kendini gösteriyor.
ABD'nin, yalandan bahanelerle ülkeleri işgal dahil BOP namına her türlü "belden aşağı vurma" yöntemlerini kullanabilecek kadar muhteris olduğunu fark edenler, böyle bir mesajın ABD tarafından Rusya'ya verilebileceğini ihtimal haricinde göremezler. BOP'un bir parçası olmakta ısrarcı olan AKP'yi de, bu "stratejik ortaklık vehmi" devam ettiği müddetçe, bölgemizde Rusya veya bir başka ülke ile alternatif bir strateji içinde olmayı beklemezler, bekleyemezler.
AKP iktidarı, bölgemizin gerçekten huzura kavuşması, bölgemizden ve ülkemizden terörizm belasının defolması ve bunun sağlanması bağlamında bölgesel alternatifler oluşturulması hususunda gerçekten samimi bir niyeti varsa, yapacağı ilk iş ve atacağı öncelikli adım, Amerika'nın "BOP çukurunda debelenmek"ten kurtulmaktır.
AKP bunu yapamayacağına, yapmayacağına göre; Türkiye'ye BOP'a bulaşmamış milli bir iktidar şarttır.
Aksi halde bölgedeki belden aşağı krizler ve sürpriz terörizm vukuatı, hep BOP'un bir parçası olarak sürüp gider.
AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan'a gelince, BOP'un bölgedeki Amerikancı taşeronu olma hususundaki aşkı ve bu bağlamdaki atraksiyonları, AKP'yi de bu "soru"nun içine atıyor.
Bu bağlamda Erdoğan'ın, "Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapacağız" ifadesi basit bir cümle olmadığı gibi, yakın geçmişteki İran ziyaretinde Bush'un "BOP elçisi" gibi konuşma ve tavsiyeleri de altı çizilmeye değerdir.
Artık herkesin ma'lumü; BOP'un ana ekseni "terörizm bahanesiyle Amerika'nin bölgemizdeki hakimiyetini" tesis etmek. BOP'un mimarlarının daha önce birkaç kez ilan ettiği üzere Ortadoğu-Avrasya hattına çöreklenmek.
ABD'nin bu "vahşi ihtirası"ndan, kendisini "stratejik ortak" olarak vehmeden AKP iktidarındaki Türkiye, Gürcistan ve Hindistan hariç, bölgedeki devletler rahatsız, tepkili, tedirgin, endişeli...
Bu bağlamda geçmişin "hadım olmuş süper güç"ü Rusya ve İran, çok farklı ve hayli tedirgin...
ABD, Afganistan ve Irak'ı BOP için laboratuar olarak kullandı; sonuçlar ürkütücü... Dolayısıyla BOP için bölge ülkelerini ya "gönüllü taşeron" olarak kullanma ve ya da zoraki bile olsa razı etme yöntemini kullanmaya mecbur hissediyor kendini.
BOP namına "zoraki razı etmeyi düşündüğü devletler"e belden aşağı vuruyor. Bu, ABD'den görmeye aşina olduğumuz "klasik yöntem"...
Güneydoğumuzu yıllarca kanatan PKK'yı Kandil dağlarından veya "tampon bölge"den besler, Çekiç güç"le semirtir; ardından bunları kendi eliyle Kenya'da bize teslim eder, İmralı'da doktor kontrolünde ikamete aldırır.
Afganistan'da Rusya'ya karşı Gulbettin Hikmetyar'ı bir zamanlar destekler, ardından önceki gün olduğu gibi başına bombalar yağdırır, genç ihtiyar demeden sülalesini yerle bir eder.
Saddam'ı kapı komşularıyla dalaştırır, o vesile ile bölgeye iner; ardından yine onu bahane ederek işgal ettiği Irak topraklarından kubur faresi gibi karga tulumba ortaya çıkartır.
Gürcistan'da yıllarca taşeron olarak kullandığı Şevardnadze'nin koltuğunu bir bahane ile altından çeker, ardından onun yerine "genç bir taşeron" yerleştirir, oraları kendine üs yapar, genç taşerona da Rusya'ya kafa tutturur; "reel politik icabı" onun da kafasını kopartması gerektiği yerde de kafasını kopartır.
Bu işler, artık ABD'nin rutin yöntemi oldu.
Böylesi bir perspektif ortada iken, Rusya Devlet Başkanı Putin'in "BOP'un bölgedeki gönüllü sözcüsü Erdoğan"ı ziyaretine denk düşen bir vakitte Kuzey Osetya rehine krizinin patlaması basit bir iş, basit bir tesadüf değildir.
Bu kriz, öyle Çeçenlerle filan da alakası yoktur; zaten Çeçen yetkililer rehine işi ile kendilerinin bir bağlantısı olmadığını deklare ettiler. Çeçenler yapsalar, zaten, biz yaptık derler, gizlemezler; onlarda o yürek eskiden beri var.
Geriye tek seçenek kalıyor; BOP tezgahında kör ısrar taşıyan ABD'nin, "BOP'un bölgesel sözcüsü" Erdoğan'ı ziyaretinden önce Putin'e "okkalı bir terör dersi" vererek Rusya'yı yumuşatmak... BOP konusunda Erdoğan'ın İran'da elde edemediği hasılatı, Putin'in ziyaretinde elde etmeye katkı için...
Putin'e, "Gördün mü senin terör meselen, sadece Çeçenlerle sınırlı değil; Rusya'nın tamamında BOP'umuza ortak katkıda bulunmayı gerektirecek rehineler krizi ve uçak düşürmeler yaşanıyor, aklını başına devşir" mesajını bilfiil vermek olarak kendini gösteriyor.
ABD'nin, yalandan bahanelerle ülkeleri işgal dahil BOP namına her türlü "belden aşağı vurma" yöntemlerini kullanabilecek kadar muhteris olduğunu fark edenler, böyle bir mesajın ABD tarafından Rusya'ya verilebileceğini ihtimal haricinde göremezler. BOP'un bir parçası olmakta ısrarcı olan AKP'yi de, bu "stratejik ortaklık vehmi" devam ettiği müddetçe, bölgemizde Rusya veya bir başka ülke ile alternatif bir strateji içinde olmayı beklemezler, bekleyemezler.
AKP iktidarı, bölgemizin gerçekten huzura kavuşması, bölgemizden ve ülkemizden terörizm belasının defolması ve bunun sağlanması bağlamında bölgesel alternatifler oluşturulması hususunda gerçekten samimi bir niyeti varsa, yapacağı ilk iş ve atacağı öncelikli adım, Amerika'nın "BOP çukurunda debelenmek"ten kurtulmaktır.
AKP bunu yapamayacağına, yapmayacağına göre; Türkiye'ye BOP'a bulaşmamış milli bir iktidar şarttır.
Aksi halde bölgedeki belden aşağı krizler ve sürpriz terörizm vukuatı, hep BOP'un bir parçası olarak sürüp gider.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019