Madde kullanımına ceza değil, tedavi gerek
Yeni araştırmalar, madde bağımlılığına uygulanan cezaların suç tekrarını azaltmadığını, aksine bağımlılık döngüsünü güçlendirdiğini ortaya koydu
20.10.2025 15:00:00 / Güncelleme: 20.10.2025 15:52:49
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology dergisinde yayımlanan (Ekim 2025) çok merkezli çalışmaya göre, madde kullanım bozukluğu olan bireylerde yeniden suç işleme riski, tedaviye erişimi olmayan gruplarda iki kattan fazla.
22 bin kişilik geniş kapsamlı inceleme
Araştırma, 2015–2022 arasında farklı Avrupa ülkelerinde izlenen 22.000 hükümlü ve denetimli bireyin verilerini değerlendirdi.
Katılımcıların %28'inde alkol, %17'sinde opioid, %12'sinde amfetamin kullanım bozukluğu saptandı.
Bu bireylerin %41'i cezaevine yeniden dönerken, madde kullanmayanlarda bu oran yalnızca %19'da kaldı.
Çalışmanın en dikkat çekici bulgusu, ceza süresinin uzunluğunun tekrarı azaltmaması oldu.
Yani "daha ağır cezalar" yerine tedavi odaklı yaklaşımlar suç döngüsünü kırmada çok daha etkili.
Bağımlılık bir suç değil, hastalıktır
Araştırmacılar, bağımlılığın "irade zayıflığı" değil, nörolojik ve psikiyatrik temelli bir hastalık olduğuna vurgu yapıyor.
Madde kullanan bireylerde;
• Depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve anksiyete oranı %45'e ulaşıyor.
• Çoğu, tahliye sonrası hiçbir tedavi desteği alamadan tekrar aynı çevreye dönüyor.
Bu durum "ceza – kullanım – yeniden ceza" şeklinde kısır bir döngü yaratıyor.
Rehabilitasyon, tekrarı yarıya indiriyor
ABD ve Kuzey Avrupa'da yapılan karşılaştırmalarda, ceza yerine bağımlılık tedavisi uygulanan bireylerde suç tekrarı %60'tan %25'e düşüyor.
Uzmanlara göre, tedavi programları sadece bireyi değil, toplumu da koruyor:
"Madde kullanıcısını cezalandırmak, yalnızca semptomu bastırır; tedavi etmek ise nedenini ortadan kaldırır."
Türkiye için ne anlama geliyor?
Türkiye'de bağımlılık tedavisi çoğunlukla sağlık sistemi üzerinden yürütülüyor. Ancak adli vakalarda sağlık–adalet koordinasyonu sınırlı.
Uzmanlar, cezaevlerinde ve denetimli serbestlik süreçlerinde bağımlılık odaklı rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca, AMATEM ve ÇAMATEM'lerde psikososyal destek ve meslek edindirme programlarının eklenmesi öneriliyor.
Sonuç
Yeni bulgular açık bir gerçeği gösteriyor:
Madde kullanımına ceza vermek, kullanımın tekrarlamasını engellemiyor.
Çözüm, cezalandırmada değil; tedavide, istihdamda ve toplumsal rehabilitasyonda.
"Bağımlıyı cezalandırmak toplumu korumaz; ama onu tedavi etmek, hem insanı hem toplumu kurtarır."
Hazırlayan: Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Kaynak: Bórquez, I., Goldmann, E., Del Villar, P., Droppelmann, C., Mundt, A. P., & Larroulet, P. (2025). Trajectories of mental health symptoms, suicide attempts and substance use disorders among women after prison release in Santiago, Chile. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 1-13.
22 bin kişilik geniş kapsamlı inceleme
Araştırma, 2015–2022 arasında farklı Avrupa ülkelerinde izlenen 22.000 hükümlü ve denetimli bireyin verilerini değerlendirdi.
Katılımcıların %28'inde alkol, %17'sinde opioid, %12'sinde amfetamin kullanım bozukluğu saptandı.
Bu bireylerin %41'i cezaevine yeniden dönerken, madde kullanmayanlarda bu oran yalnızca %19'da kaldı.
Çalışmanın en dikkat çekici bulgusu, ceza süresinin uzunluğunun tekrarı azaltmaması oldu.
Yani "daha ağır cezalar" yerine tedavi odaklı yaklaşımlar suç döngüsünü kırmada çok daha etkili.
Bağımlılık bir suç değil, hastalıktır
Araştırmacılar, bağımlılığın "irade zayıflığı" değil, nörolojik ve psikiyatrik temelli bir hastalık olduğuna vurgu yapıyor.
Madde kullanan bireylerde;
• Depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve anksiyete oranı %45'e ulaşıyor.
• Çoğu, tahliye sonrası hiçbir tedavi desteği alamadan tekrar aynı çevreye dönüyor.
Bu durum "ceza – kullanım – yeniden ceza" şeklinde kısır bir döngü yaratıyor.
Rehabilitasyon, tekrarı yarıya indiriyor
ABD ve Kuzey Avrupa'da yapılan karşılaştırmalarda, ceza yerine bağımlılık tedavisi uygulanan bireylerde suç tekrarı %60'tan %25'e düşüyor.
Uzmanlara göre, tedavi programları sadece bireyi değil, toplumu da koruyor:
"Madde kullanıcısını cezalandırmak, yalnızca semptomu bastırır; tedavi etmek ise nedenini ortadan kaldırır."
Türkiye için ne anlama geliyor?
Türkiye'de bağımlılık tedavisi çoğunlukla sağlık sistemi üzerinden yürütülüyor. Ancak adli vakalarda sağlık–adalet koordinasyonu sınırlı.
Uzmanlar, cezaevlerinde ve denetimli serbestlik süreçlerinde bağımlılık odaklı rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca, AMATEM ve ÇAMATEM'lerde psikososyal destek ve meslek edindirme programlarının eklenmesi öneriliyor.
Sonuç
Yeni bulgular açık bir gerçeği gösteriyor:
Madde kullanımına ceza vermek, kullanımın tekrarlamasını engellemiyor.
Çözüm, cezalandırmada değil; tedavide, istihdamda ve toplumsal rehabilitasyonda.
"Bağımlıyı cezalandırmak toplumu korumaz; ama onu tedavi etmek, hem insanı hem toplumu kurtarır."
Hazırlayan: Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Kaynak: Bórquez, I., Goldmann, E., Del Villar, P., Droppelmann, C., Mundt, A. P., & Larroulet, P. (2025). Trajectories of mental health symptoms, suicide attempts and substance use disorders among women after prison release in Santiago, Chile. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 1-13.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.