Batı, insanlık tarihindeki en büyük kopuştur... Tanrıdan ve ilahi bütün hakikatlerden, kıymetlerden kopuş... Üçyüz yılı aşmayan kısa bir süredeki bu kopuşla, insanlık kendini bilerce yıldır bağlı bulnduğu inançlarndan, köklü her türlü insani geleneğinden, yerleşik düzeninden koparıp ayırmaya neden oldu.
Ve bu kopuşta kapitalizm, komünizm, emperyalizm, sömürgeciliği yücelten bütün akımlar, hatta terörizm ve ulusçuluk denilen siyasi modernizasyonlar bu üçyüz yılın son ikiyüz yılında yaşandı... İnsanlar hayvanlar yerine konursa, onun reisi de Faust'un iblise dair tarif ettiği insanların efendisi değil, bilakis; "Fare ve sıçanların büyüğü efendisi, tahtakurusu, bit, kurbağa ve sineklerin reisi" olacaktır.
Bugün batının dünyaya göstermeye çalıştığı "dünya", kafalarda oluşturulan sahte imajlar dünyasıdır. Batılı kafalarda bunun dışında bir dünya da yoktur. Batılı ideologlarca fundemantalizm veya radikal İslam ya da siyasi İslam diye nitelendirilip, terörizmin ve kötülüğün simgesi yapılan akımların bütünü, bu batı kaynaklı, altyapısını bu tahayyuli imajından alan ve batılı teorisyenlerin oluşturduğu hayali şeylerdir.
Her şeyiyle yapay imajların evrenidir burası. Baksanıza çevremize fotoğraflarla, reklam afişleriyle, filmleriyle, televizyonun büyülü kutusuyla, yol işaretleriyle hasılı; insan elinden çıkmış yapay bir resimleştirme, görselleştirmeyle kuşatılmış durumdayız. "Bir resim binlerce söze bedeldir" ifadesi apaçık günümüzü açıklıyor. Bugün batı dünyasının iletişim teorisi bu görsel enformasyon üzerine inşa edilmiş. Hipotezler, düşünceler hep buna dayandırılmış, hayat "Doğu" ve "Batısı" ile tamamen bunlarla anlamlandırılmış...
Krokiler, diyagramlar, grafikler, resimler ve buna benzer göstergelerle imgelenen sahte alemde "Çağdaş Hayat" dile gelir. Bu ise zihnî faaliyetlerin bu şekil yönlendirildiği, saptırıldığı, gerçeklerin ve bu gerçekliğin altındaki mahiyetin kısaca gerçekliğin perdelenmesi, örtü üstüne örtü örtülmesi demek.
Bu iimajların hiçbirisi bizim hakiki dünya anlayışına, bizim geleneksel kaynaklara dayanmaz ve nihayetinde bizim sahici dünyaya yabancı tamamen Batılının kendi dünyasına göre yeniden üretip kullandığı, kendi amacına uygun şekillendirdiği ve görmek istediği görüntülerdir. Bu uydurma şeylerin bize geleneksel sahih yolla ulaşmış ve bizim el'an yaşadığımız hayatla hiçbir bağlantısı, doğrudan hiçbir ilgisi yoktur.
Bugün Amerika'nın savaş ilan ettiğini iddia ettiği şey (!) kendi batılı kültür ve değerlerinin, kendi batılı modern aygıtlarının ürettiği ve kendi zaviyesinden ortaya koyduğu sahte imajlar dünyasıdır. Bu yarattığı imajlar şayet Batı dünyasında kötülüğe, teröre, şiddete ve tahribata sebep olmuşsa, Batı bunun kökenlerini, bunun altyapısını, kendi hayali kibir dünyasında ve kendi sapkın değerlerinde aramalıdır .
Batı -kötü niyetle- kendi ürettiği imaj terör bombasının kendi elinde infilak etmesinin psikozunda hareket ederek, uğradığı saldırıyı başka yerlerde, kendi dünyasının üçyüz yıldır mağdur ettiği coğrafyalarda araması beyhude bir arayıştır!
Ve bu kopuşta kapitalizm, komünizm, emperyalizm, sömürgeciliği yücelten bütün akımlar, hatta terörizm ve ulusçuluk denilen siyasi modernizasyonlar bu üçyüz yılın son ikiyüz yılında yaşandı... İnsanlar hayvanlar yerine konursa, onun reisi de Faust'un iblise dair tarif ettiği insanların efendisi değil, bilakis; "Fare ve sıçanların büyüğü efendisi, tahtakurusu, bit, kurbağa ve sineklerin reisi" olacaktır.
Bugün batının dünyaya göstermeye çalıştığı "dünya", kafalarda oluşturulan sahte imajlar dünyasıdır. Batılı kafalarda bunun dışında bir dünya da yoktur. Batılı ideologlarca fundemantalizm veya radikal İslam ya da siyasi İslam diye nitelendirilip, terörizmin ve kötülüğün simgesi yapılan akımların bütünü, bu batı kaynaklı, altyapısını bu tahayyuli imajından alan ve batılı teorisyenlerin oluşturduğu hayali şeylerdir.
Her şeyiyle yapay imajların evrenidir burası. Baksanıza çevremize fotoğraflarla, reklam afişleriyle, filmleriyle, televizyonun büyülü kutusuyla, yol işaretleriyle hasılı; insan elinden çıkmış yapay bir resimleştirme, görselleştirmeyle kuşatılmış durumdayız. "Bir resim binlerce söze bedeldir" ifadesi apaçık günümüzü açıklıyor. Bugün batı dünyasının iletişim teorisi bu görsel enformasyon üzerine inşa edilmiş. Hipotezler, düşünceler hep buna dayandırılmış, hayat "Doğu" ve "Batısı" ile tamamen bunlarla anlamlandırılmış...
Krokiler, diyagramlar, grafikler, resimler ve buna benzer göstergelerle imgelenen sahte alemde "Çağdaş Hayat" dile gelir. Bu ise zihnî faaliyetlerin bu şekil yönlendirildiği, saptırıldığı, gerçeklerin ve bu gerçekliğin altındaki mahiyetin kısaca gerçekliğin perdelenmesi, örtü üstüne örtü örtülmesi demek.
Bu iimajların hiçbirisi bizim hakiki dünya anlayışına, bizim geleneksel kaynaklara dayanmaz ve nihayetinde bizim sahici dünyaya yabancı tamamen Batılının kendi dünyasına göre yeniden üretip kullandığı, kendi amacına uygun şekillendirdiği ve görmek istediği görüntülerdir. Bu uydurma şeylerin bize geleneksel sahih yolla ulaşmış ve bizim el'an yaşadığımız hayatla hiçbir bağlantısı, doğrudan hiçbir ilgisi yoktur.
Bugün Amerika'nın savaş ilan ettiğini iddia ettiği şey (!) kendi batılı kültür ve değerlerinin, kendi batılı modern aygıtlarının ürettiği ve kendi zaviyesinden ortaya koyduğu sahte imajlar dünyasıdır. Bu yarattığı imajlar şayet Batı dünyasında kötülüğe, teröre, şiddete ve tahribata sebep olmuşsa, Batı bunun kökenlerini, bunun altyapısını, kendi hayali kibir dünyasında ve kendi sapkın değerlerinde aramalıdır .
Batı -kötü niyetle- kendi ürettiği imaj terör bombasının kendi elinde infilak etmesinin psikozunda hareket ederek, uğradığı saldırıyı başka yerlerde, kendi dünyasının üçyüz yıldır mağdur ettiği coğrafyalarda araması beyhude bir arayıştır!
Adnan Ulutaş / diğer yazıları
- Bir medeniyetin iflası nedir bilir misin? / 23.07.2002
- Demokrasi kabusu / 17.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-II / 12.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-I / 11.07.2002
- Hangi zaman? / 10.07.2002
- Hangi ruh? / 09.07.2002
- Zulmün hukuku olmaz / 03.07.2002
- Batının ahlâksız hayatı! / 25.06.2002
- Avrupalaşma ihaneti / 19.06.2002
- Alçaklığın adı hukuk oldu! / 16.05.2002
- Demokrasi kabusu / 17.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-II / 12.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-I / 11.07.2002
- Hangi zaman? / 10.07.2002
- Hangi ruh? / 09.07.2002
- Zulmün hukuku olmaz / 03.07.2002
- Batının ahlâksız hayatı! / 25.06.2002
- Avrupalaşma ihaneti / 19.06.2002
- Alçaklığın adı hukuk oldu! / 16.05.2002