logo
25 AĞUSTOS 2025

Batının ahlâksız hayatı!

25.06.2002 00:00:00
İki büyük dünya savaşını insanlığa yaşatan çılgın batılılar, başlarına gelen bu felaketlerin kendi ahlâksızlıklarından kaynaklandığını kavrayarak, yeniden düzenlemelere başlamışlardır. Nurenberg Mahkemesi'nin uyguladığı sözde-evrensel hukuki prensipler, Birleşmiş Milletlerde hakim kılınmak istenen ruhla ilan edilen insan hakları Genel Beyannamesi hep bunun teşebbüsleri olduğu söyleniyordu. Zira batı bilhassa Avrupa, kendi coğrafyasında bir daha birbirlerini yemeyecek ve tahrip etmeyecek bir sistem kurmak istiyorlardı. Bir daha aralarında savaş veya yıkım yaşamak istemiyorlardı.

Avrupa Birliği fikri başlangıçta bu amil ile yola koyuldu ve bugünkü siyasi birliğe kadar geldi. Fakat yine bugün saklanılmayacak bir hakikat olarak ortaya çıktı ki; Avrupa Birliği tıpkı diğer batılı birliklerde olduğu gibi kendi dışındaki -öteki- coğrafyaları sömürmek ve yok etmek için en evrensel erdemleri -mesela insani temel hakları, teknolojiyi, ekonomiyi, bilimsel çalışmaları vb.- ve kuralları dahi ahlâksızca kullanabiliyor, istismar edebiliyor, fütursuzca, ikiyüzlüce ihlal edebiliyor...

Olay ve kurumlar hakkında hüküm vermek isteyen kimse esasında "olanı" anlamadıkça "olması gerekeni" sağlam temeller üzerinde kuramaz. "Zoon Politikon" yani; insan sosyal bir mahluktur meşhur deyimini kendisinden önce gelenlerden aktaran Aristoteles, bu manayı kastetmese de bu söz bunu deyimler aslında. Yani insanı bir toplumsal fert olarak algılayarak sosyal kültürel uygarlığın bütün öğelerini bilmeden, halkın moral-manevi boyutunu kavramadan masa başında filozofça hukuki yasaları tasarlamanın hiç bir faydası yoktur. Hatta daha somutlaştırırsak, halkını sefaletler içinde yüzdürenlerin, batı tarzı yaşam biçimini "çağdaşlık" maskesiyle şiddetle insanlara dayatmaya kalkışmasının, doğu toplumunun sonsuz ihtiyaçlarına cevap olmayacağı açıktır. Bu şekil ilan edilecek siyasi ve hukuki bir metin tatbik alanı bulamayacağı gibi, halkın gözünde hiç bir kıymeti de olmayacaktır.

En kötüsü "çağdaşlık" maskesiyle ekonomik ve sosyal tedbirlerle mesela IMF ve Dünya Bankasının dayattığı reçetelerle kendi öz halkına, kendisine yabancı bir hayat biçiminin adeta metazori dayatılmasıdır. Ki bu topyekün milletin inanç ve geleneğine; uygarlığına ahlâksızca savaş açmak olduğu gibi, bütün dünyaya kendi halkını tukaka yapmaktır...

Mesele böyle çözümlenemez.

Bu konuda tarihte bizzat batılı emperyalistlerle mücadelesiyle timsal olmuş Gandi kuru soyut insan hakları beyannamesini ve batılı hayat tarzının halklarına zoraki empozesine karşı çıkmış, bu nedenle cesaretle Birleşmiş Milletlere şöyle sataşmıştı; "... hakların ilanından ne pratik fayda var? Bunları kim gözetip tatbik edecek? Kuvveti elinde bulunduranlar insaf ve vicdan sahibi olmadıkça bu hukuki beyannameler oldukları gibi kalır tatbik imkânı bulmaz".

Yardımcısı Nehru da "...sömürgecilik ve kapitalizm dünyada hüküm sürdükçe, ilan edilen beyannamelerinizin hiç birisinin gerçekleştirilmesi kabil değildir" diyerek söylediklerimizi teyit eder.

Gerçekten de hukuku ister ulusal olsun isterse uluslararası olsun diğer benzer normatif düzenlemelerden mesela; ahlâki temenniden ayıran en belirgin farkı cezai müeyyidesinin (yaptırımının) bulunmasıdır. Zira cezası bulunmayan bir suç, suç olmaktan çıkar ve suçu işleyen lehinde haksızca sosyal imtiyaz oluşturur. İşte Gandi ve Nehru bunu söylüyordu, bir insanlık suçu olan sömürgecilik ile batının kendi kokuşmuş hayat biçiminin metazori empozesi, uluslararası hukukta cezai bir müeyyide bulup uygulanamadığından, aslında hukuken suç olan bu eylemler adeta "Orman Yasası"nı geçerli kılıyor ve kurdun kuzuyu parçalama hakkına dönüşüyor! Bugün buna liberal demokrasi veya pazar ekonomisi ya da kapitalist sistem deniyor!

Sözgelimi Pascal da sanki geçmişten bugünkü Avrupa Birliği hülyasını görürcesine şöyle sitem eder "İnsan, dünyanın idaresini hangi esaslara göre artık düzenleyecek? Kişilerin keyfine göre mi? Ne kargaşa! Adalete göre mi? Oysa insan adaleti bilmez ki! Gerçekten onu bilseydi... Pirene dağlarının bir yanında doğru olan şey, öte yanında yanlış olmazdı..." derken kendi batılı soydaşlarına olan güvensizliğini haykıracaktır.

Bu da şunu gösterir; insana adaleti gösterecek yüce ahlaki değerler sıkalası ne kadar lazım ise bir o kadar bunları uygulayacak ahlâk sahibi, adalet sever insanlara ve buna malik medeniyetlere, irfan ve kültürüne ihtiyaç var. Mesele burada düğümlenir; çağdaş dünyanın insanları da irfani medeniyetleri de yoktur zira. Ve sahip olduğunu zannettiği insanlar ise "Homoeconomicus"tur yani; para, makam ve cinsi şehvet sapıklarıdır!...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Adnan Ulutaş / diğer yazıları
Arama çalışmaları devam ediyor
Rus yüzücü İstanbul Boğazı'nda kayboldu
Gazze'de son 24 saatte 11 insan daha açlıktan öldü
Şara: ‘İsrail ile güvenlik anlaşması konusunda görüşülüyor’
Bakan'ın şovu sosyal medyaya takıldı
Bakan Uraloğlu'na radar cezası
Serbest piyasada döviz fiyatları
TL 15 yılda dolar karşısında yaklaşık yüzde 2628 değer kaybetti
Sınırlarımız yol geçen hanı... Vahim tabloyu Bakanlık açıkladı
7 ayda 41,7 milyar liralık kaçak eşya ve uyuşturucu ele geçirildi
Trabzon-Cidde uçağı acil iniş yaptı
Nedeni motor arızası
Marmara Adası'nda arazi yangını
Rüzgarın etkisiyle büyüdü
İsrail Genelkurmay Başkanı'ndan Netanyahu'ya çağrı
'Ateşkes anlaşması hemen kabul edilmeli'
Galatasaray içerde dışarda kazanmaya devam ediyor
Kayserispor 0-4 Galatasaray
Balıkesir sallanmaya devam ediyor
Sındırgı'da 4.8 büyüklüğünde deprem
Trabzonspor sahasında Antalyaspor'u mağlup etti
3 haftada 3 gol 9 puan
İsrail Yemen'e saldırdı
Başkent Sana hedef alındı
Norveç'ten Ukrayna'ya destek
695 milyon dolarlık silah verilecek
Lavrov'dan Batılılara suçlama
'Müzakereleri engellemeye çalışıyorlar'
Kilis'te 2 yaşındaki kız çocuğu kayboldu
Küçük Arıc Aljaroukh'a nerede?
Arama çalışmaları devam ediyor
Rus yüzücü İstanbul Boğazı'nda kayboldu
Gazze'de son 24 saatte 11 insan daha açlıktan öldü
Şara: ‘İsrail ile güvenlik anlaşması konusunda görüşülüyor’
Bakan'ın şovu sosyal medyaya takıldı
Bakan Uraloğlu'na radar cezası
Serbest piyasada döviz fiyatları
TL 15 yılda dolar karşısında yaklaşık yüzde 2628 değer kaybetti
Sınırlarımız yol geçen hanı... Vahim tabloyu Bakanlık açıkladı
7 ayda 41,7 milyar liralık kaçak eşya ve uyuşturucu ele geçirildi
Trabzon-Cidde uçağı acil iniş yaptı
Nedeni motor arızası
Marmara Adası'nda arazi yangını
Rüzgarın etkisiyle büyüdü
İsrail Genelkurmay Başkanı'ndan Netanyahu'ya çağrı
'Ateşkes anlaşması hemen kabul edilmeli'
Galatasaray içerde dışarda kazanmaya devam ediyor
Kayserispor 0-4 Galatasaray
Balıkesir sallanmaya devam ediyor
Sındırgı'da 4.8 büyüklüğünde deprem
Trabzonspor sahasında Antalyaspor'u mağlup etti
3 haftada 3 gol 9 puan
İsrail Yemen'e saldırdı
Başkent Sana hedef alındı
Norveç'ten Ukrayna'ya destek
695 milyon dolarlık silah verilecek
Lavrov'dan Batılılara suçlama
'Müzakereleri engellemeye çalışıyorlar'
Kilis'te 2 yaşındaki kız çocuğu kayboldu
Küçük Arıc Aljaroukh'a nerede?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.