Manevi Mimar Hacı Ömer Hüdai Baba-III

Hacı Ömer Hüdai Baba, Köğenk'den sırtına bir çuval pamuk alıp, Urfa'ya şeyhine götürmek üzere yola çıkar. Şeyhi Dede Osman Avni Baba da evinde hanımıyla pamuk meselesini konuşuyorlarmış. Hanımı, "Efendi yatak yapacağım bana pamuk lazım, git getir" diyor. Dede Osman Avni Baba: "Nereden alayım, elde yok" diyor. Hanımı da pamuğu getirmesi hususunda ısrar ediyor. Dede Osman Avni Baba da "yok" diyor. Tam bu münakaşa üzerine sırtında pamuk çuvalıyla sadık müridi Hacı Ömer Hüdai Hz.leri haneyi saadetlerine geliyor. Bu durumdan çok memnun olan Dede Osman Avni Baba, müridi Hacı Ömer Hüdai Hz.lerine o baha biçilmez mübarek nazarı çevirir. O anda Hacı Ömer Hüdai Hz.lerini 124 bin Peygamber Efendilerimizle görüştürür. Hacı Ömer Hüdai Baba şöyle der : "O anda 124 bin peygamberle görüştüm. Hepsi de saç¬lı idi. İçlerinde tek İbrahim Aleyhisselam saçsızdı". (Celal Mısır Hocaefendinin notlarından alınmıştır.)Şeyh'i tarafından irşada memur edilir. Harput'a gelir, ardından Perçençten Kövenk(Güntaşı) köyüne taşınır, Oraya yerleşir. Kövenk, Elazığ'ın 20 km. güneydoğusunda bulunmaktadır.Bu arada Arapgir'den dönerken, Keban'a varmadan Saraycık köyü yakınlarında bulunan Malatya yol ayrımında bir kafile yolda kalmıştır. Bu Tali paşa komutasında bir birliğin kafilesidir. Görevliler yaylı tabir edilen bir arabayla uğraşmaktadırlar. Durumu bir süre uzaktan seyreder. Tamir ettikleri tekeri bir türlü yerine takamazlar. Hüdai Baba dayanamayarak yanlarına gelir, arabanın altına sokularak, "destur" deyip koca yaylıyı omuzladıktan sonra Paşa'nın yanındaki görevliler tekeri yerine takarlar. Bu olayı seyreden Tali Paşa "Sofu biz Hicaz'a gidiyoruz, şayet gelmek istersen seni de götürelim" der. (Aydoğmuş, Günerkan "Harput Kültünde Din Alimleri" Manas Yay, Elazığ, s.203).Hüdai Baba, Tali Paşa'nın beklenmeyen teklifiyle Hac farizasını da yerine getirmiştir. Hicaza giderken Şeyh'inin "Hacı Ömer" hitabının anlamını düşünmüş, sırrına vakıf olmuş ve Şeyh'inin kerameti yerine gelmiştir.Bir gün Şeyh'i Ömer Ruhani Hazretlerini görmek için Arapgir'e gitti. Fakat Şeyh'i ona kapıyı açmadı. Ne kadar ısrar ettiyse de çare olmadı. Hacı Ömer Hüdai, Şeyh'inin eşiğine kapandı, yalvardı, yakardı. Bu hale dayanamayan Arapgirli Ömer Baba onu içeri alıp dedi ki, "Evlat, artık benim yapabileceğim bir şey yoktur. Ben seni getirebileceğim yere kadar getirdim. Buradan öteye seni ancak Dede Efendi götürür.Var git nasibini ve feyzini Urfa'da ara." der.Ayrıca Hacı Ömer Hüdai Hazretleri Arapgirli Şeyh'i Ömer Efendi'ye hizmeti sırasında, Sevgili Peygamberimiz ve Piri Abdulkadir Geylâni Hazretlerinden aldığı manevi bir işaretle Şeyh'i onu Urfalı Dede Osman Avni Baba'ya intisap etmesini söyler.Arapgirli Ömer Baba ona "Hacı Ömer, vakit tamam. Benden alacağın kalmadı, ilmin kemale ulaştı bir tek feyzin eksik. Onun anahtarı da Urfa'dadır. Gidip Osman Dede' den alacaksın. Var git işine, Allah dostun, Hızır yoldaşın olsun." der ve ikisi de gözleri yaşlı bir şekilde birbirlerinden ayrılırlar. (Aydoğmuş, Günerkan "Harput Kültünde Din Alimleri" Manas Yay,S. Elazığ, s.204).