Maradona Adana Demirspor'u çalıştırabilirdi
Futbol efsanesi Diego Armando Maradona'nın vefatının ardından 1 yıl geride kalırken, Arjantinli yıldız profesyonel kariyerinin yanı sıra özel hayatında da birçok kişinin hatıralarında yer alıyor
25.11.2021 10:30:00





Maradona'nın teknik direktörlüğünü yaptığı takımlardan Birleşik Arap Emirlikleri Ligi ekibi Al-Fujairah'ın Hollanda kampını düzenleyen organizatör Atalay Mutlu, büyük hayranlık duyduğu efsane futbolcuyla geçirdiği 1 ayı anlattı. Maradona ile 2017 Haziran'da tanıştığını bildiren Mutlu, "Büyük kulüplerimizden biri için Slovakya'ya kamp yeri bakmaya gittiğimde tuhaf bir numaradan arandım. Çok ünlü bir hocalarının olduğunu ve kendilerine yardımcı olup olamayacağımı sordular. Başta hocalarının adını söylemek istemediler, 10 dakika sonra 'Hocamız Diego Armando Maradona.' dediler. Bende bir sessizlik oluştu. 'Hayal mi kuruyorum, biri dalga mı geçiyor.' dedim. Şiir gibi geldi bana. Bu işi yapmak için her şeyi yapacağımı söyledim. Sonra Hollanda'ya geldiler. Maradona'nın kampını düzenlemek benim için gururdu." diye konuştu.
Vefatından 3,5 ay önce Adana Demirspor için temas kurdum
Maradona'nın Türk futboluna bakışına ilişkin Atalay Mutlu, şunları söyledi: "Hollanda'da kaldığı süreç ve anlaşmalarla Diego ile samimiyetimiz arttı. Diego'ya 'Seni bir gün Türkiye'de görmek isterim.' dedim. O da 'Çok mutlu olurum, bir kez Sevilla ile geldim, çok da sevdim. İstanbul müthiş bir şehirdi. Türkiye gibi bir futbol ülkesinde çalışmayı, özellikle İstanbul olursa çok isterim.' dedi. O günlerde Türkiye'den çok sevdiğim bir ağabeyim aradı, 'Adana Demirspor'un Süper Lig'e çıkma ihtimali var, Maradona oraya çok iyi uyum sağlar, görüşebilir misin?' dedi. Yardımcısını aradım, bir gün sonra Diego hatta diyerek beni telekonferansa aldı. Maradona, 'Çok isterim gelmeyi, çok sevinirim ama şu an sağlık durumum iyi değil. Zor yürüyorum, rahatsızım. Beni düşündüğün için teşekkür ederim. Sağlık durumum iyi olursa Türkiye'de çalışmayı çok istiyorum.' dedi. Bu konuşmamız ölümünden 4 ay önceydi. En son da o zaman konuştuk."
Jean-Marie Pfaff'la görüşmeyi reddetti
Maradona ile unutulmaz anıları olduğunu dile getiren Mutlu, Arjantinli efsanenin, kendisini görmek için kamp yaptıkları otele gelen Belçikalı unutulmaz kaleci Jean-Marie Pfaff'la görüşmeyi reddettiğini anlattı. Mutlu, Maradona'nın Pfaff'a çok kızgın olduğunu aktararak şöyle konuştu: "Jean-Marie Pfaff, bir akşam otele geldi, 'Diego ile görüşmek istiyorum.' dedi. Diego'nun yanına gittim, 'Pfaff geldi, seninle görüşmek istiyor.' dedim. Maradona, 'Söyle gitsin.' dedi. Nasıl söyleyebilirim ki. Aradan 45 dakika geçti, Pfaff kapıda bekliyor, Diego içeriden dışarıya çıkmıyor. 'O gitmeden dışarıya çıkmıyorum. Sana sebebini sonra anlatırım.' dedi. Pfaff'a ben söyleyemedim, otel müdürüne söylettik. Pfaff gittikten sonra, Diego bana kızgınlığının sebebini anlattı, 'Dünyanın en iyi kalecisi ve futbolcusu buluşması olacak diye benim adımı kullanmış. Bir futbolcunun veda maçına davet etmişler ama benim hiçbir şeyden haberim yok. Organizasyondan davet de gelmedi. Herkes beni arıyor, benim haberim yok. Benim üzerimden kendi reklamını yapıyor. Çok kızdım, görüşmek istemiyorum, görüşürsem kalbini kırarım.' dedi."
Hollandalı ailenin Maradona'ya büyük hayranlığı
Dünyanın her yerinden gelen taraftarlarla otelin önünün her gün dolu olduğunu dile getiren Mutu, yaşadığı ilginç bir olayı ise şöyle anlattı: "Otelin önüne barikatlar kurarak Diego'nun rahat yürümesini sağladık. Akşam 8.00-8.15 civarında her gün 15 dakika fotoğraf çekme programı düzenledik. Bir gün ortama bakmak için dışarıya çıktım, üç çocuklu bir kadın ağlıyordu. 'Yardımcı olabilir miyim?' dedim, 'Diego'yu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyorsun. Günlerdir geliyoruz, fotoğraf çektiremedik.' dedi. Oğluna işaret etti, kimliğini çıkarttı, çocuğun adı Diego Armando. Öbür çocuğunun adı da Maradona'nın hayranı olduğu Ernesto Che Guevara. 'Siz benden daha çok seviyorsunuz, bekleyin.' dedim. Diego'nun yanına gittim, 'Özel bir misafirimiz var, vakit ayırır mısın?' dedim. Kadını ve çocuklarını içeriye aldım, çocuklara ve kimliklerine baktı. Diego'yu o zamana kadar hiç bu kadar duygusal görmemiştim, Hollanda kimliğinin üzerinde kendi ismini gördü, çocuklara ve kadına sarıldı. Onlarla uzun süre ilgilendi, bayağı duygusal anlar yaşadılar. Kadın gittikten sonra, 'Amigo böyle insanlar gelirse bana sorma getir. Bunlar çok özel kişiler.' dedi. Bana da sarıldı, öptü."
Maradona'nın otel çıkışlarında uzaktan kalabalığı incelediğini belirten Mutlu, "Otel çıkışlarında şapkasını indiriyor, kimseye bakmadan ilerliyor. Çocuklu aileler ve engelli çocukları görünce duruyordu. Durması gerektiği yerde durup onlarla ilgileniyordu." dedi. Hollanda'da bulunduğu süreçte Maradona'ya önemli bir firma ile sponsorluk anlaşması da ayarladığını da aktaran Atalay Mutlu, "Diego bir gün, '86 yılında Dünya Kupası'nı kazandığım arkadaşlarım ekibimde. Ben de Al-Fujairah ile cüzi bir rakama anlaştım, benim için reklam, sponsorluk anlaşması yapar mısın? Arkadaşlarıma ekstra kazanç sağlamak istiyorum' dedi. Kısa sürede 3 büyük şirketle anlaştık. Onların çekimleri sırasında daha samimi olduk." ifadelerini kullandı.
Futbol efsanesi Maradona vefatının 1. yılında anılıyor
Geçirdiği kalp krizi sonrası geçen yıl 25 Kasım'da hayatını kaybeden Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona, vefatının birinci yılında anılıyor. Futbolculuğu döneminde Boca Juniors, Barcelona ve Napoli formalarıyla farklı kulvarlarda 9 şampiyonluk yaşayan, Arjantin Milli Takımı'yla 1986 Dünya Kupası'nı kaldırma başarısını gösteren Maradona, futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Çoğu futbol otoritesinin, Brezilyalı Pele ile birlikte "tarihin en iyi futbolcusu" olarak kabul ettiği, kimilerinin ise Pele'den daha yetenekli olduğunu ileri sürdüğü Maradona, 30 Ekim 1960 tarihinde Arjantin'in Buenos Aires kentinde dünyaya geldi. Fabrika işçisi bir baba ile ev hanımı bir annenin çocuğu olan Maradona'nın yeteneği 8 yaşında keşfedilir ve mahalle takımı Estrella Roja'da oynamaya başlar. Altyapısına girdiği Argentinos Juniors ile daha 16 yaşına girmeden profesyonel sözleşme imzalayan Maradona, 1981'de gittiği Boca Juniors'ta şampiyonluk yaşamasının ardından Avrupa'nın büyük kulüplerinden Barcelona'ya transfer oldu.
Maradona Avrupa'da
1982-1984 yıllarında İspanyol kulübü Barcelona'da tüm kulvarlarda 58 maça çıkan ve 38 kez fileleri havalandıran Maradona, 3 kez kupa sevinci yaşadı. Arjantinli yıldız, 1983 yılında Kral Kupası, İspanya Süper Kupası ve La Liga Kupası şampiyonluğuna ulaştı. 1984 yılında efsanesi olacağı İtalyan ekibi Napoli'ye transfer olan Maradona, tüm kulvarlarda 259 maçta forma giydi ve 115 gol attı.
Napoli, Maradona sayesinde ligdeki güçlü takımlarla mücadele edebilecek seviyeye ulaşırken, bu dönemde 2 lig şampiyonluğunun yanı sıra birer kez UEFA Kupası, İtalya Kupası ve İtalya Süper Kupası kulübün müzesindeki yerini aldı. Napoli'nin ardından Sevilla, Newell's Old Boys ve son olarak da eski takımı Boca Juniors'ın formasını giyen Maradona, 1997 yılında aktif kariyerini noktaladı. Formasını giydiği takımlarda tüm kulvarlarda 588 maça çıkan Maradona, 312 gol kaydetti.
1986 Dünya Kupası Maradona'nın ellerinde
Maradona, Arjantin'in 1986'da müzesine götürdüğü FIFA Dünya Kupası'ndaki üstün performansıyla adını tüm dünyaya duyurdu. Turnuvanın çeyrek finalinde İngiltere filelerine elle attığı golle tartışmaların hedefi olan yıldız oyuncu, aynı maçta topu 60 metre taşıyıp 5 kişiye çalım atarak fileleri havalandırdı. Bu gol, 2002'de FIFA tarafından yapılan oylamada "yüzyılın golü" seçildi. Maradonalı Arjantin, 1986 Dünya Kupası finalinde Batı Almanya'yı 3-2 yenerek şampiyonluğa uzandı. Maradona, milli takım formasıyla 91 maça çıkarken, 34 gol attı.
Büyüleyici kariyerinde skandallar eksik olmadı
Arjantin'in 1990 Dünya Kupası'nda finale yükselmesinde büyük pay sahibi Maradona'nın uyuşturucu sorunu, 1991'de kamuoyuna yansıdı. Aynı yıl uyuşturucu kullanmaktan 15 ay ceza alan ünlü futbolcu, yasaklı madde kullandığı gerekçesiyle 1994 Dünya Kupası'ndan ihraç edildi. Bu bağımlılığı yüzünden 2004 ve 2007'de ciddi sağlık sorunları yaşayan Maradona'nın Napoli forması giydiği 1984-1991 yıllarından kalma 37 milyon avrodan fazla vergi borcu, İtalyan yetkililerle sürekli sorun yaşamasına neden oldu.
Teknik direktörlüğü futbolculuğu gibi olmadı
Futbol efsanesi Diego Armando Maradona'nın teknik direktörlük hayatı, aktif kariyerinin aksine pek de başarılı geçmedi. Tarihin en iyi futbolcularından biri olarak gösterilen Arjantinli yıldız, kupalarla dolu bir kariyerden sonra başladıkları teknik direktörlükte hayal kırıklığı yaşatan isimler arasında yer aldı. Maradona, teknik direktörlük hayatına de ülkesinde adım attı. Argentinos Juniors'tan takım arkadaşı Carlos Fren ile 1994'te Textil Mandiyu, 1995'te ise Racing kulüplerini çalıştıran efsane oyuncu, 2008'de Alfio Basile'nin yerine Arjantin Milli Takımı'nın teknik direktörlüğüne getirildi. Kamuoyunun da etkisiyle 2010 Dünya Kupası sürecinde milli takımın emanet edildiği Maradona'nın görevine, Arjantin'in çeyrek finalde karşılaştığı Almanya'ya 4-0 yenilerek elenmesinin ardından son verildi.
Sivri dilli olmasıyla tanınan Maradona, 2 yıllık milli takım teknik direktörlüğü süresince de rahat durmadı. Arjantin'in 2010 Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandığı, elemelerdeki Uruguay galibiyeti sonrası basın mensuplarına hakaret eden Maradona'ya, FIFA tarafından 2 ay ceza verildi. Daha sonra El-Vasl, El-Fujairah, Dorados de Sinaloa ve Gimnasia de La Plata takımlarını çalıştıran Maradona, parlak futbolculuk kariyerinin gerisinde kaldı.
Vefatından 3,5 ay önce Adana Demirspor için temas kurdum
Maradona'nın Türk futboluna bakışına ilişkin Atalay Mutlu, şunları söyledi: "Hollanda'da kaldığı süreç ve anlaşmalarla Diego ile samimiyetimiz arttı. Diego'ya 'Seni bir gün Türkiye'de görmek isterim.' dedim. O da 'Çok mutlu olurum, bir kez Sevilla ile geldim, çok da sevdim. İstanbul müthiş bir şehirdi. Türkiye gibi bir futbol ülkesinde çalışmayı, özellikle İstanbul olursa çok isterim.' dedi. O günlerde Türkiye'den çok sevdiğim bir ağabeyim aradı, 'Adana Demirspor'un Süper Lig'e çıkma ihtimali var, Maradona oraya çok iyi uyum sağlar, görüşebilir misin?' dedi. Yardımcısını aradım, bir gün sonra Diego hatta diyerek beni telekonferansa aldı. Maradona, 'Çok isterim gelmeyi, çok sevinirim ama şu an sağlık durumum iyi değil. Zor yürüyorum, rahatsızım. Beni düşündüğün için teşekkür ederim. Sağlık durumum iyi olursa Türkiye'de çalışmayı çok istiyorum.' dedi. Bu konuşmamız ölümünden 4 ay önceydi. En son da o zaman konuştuk."
Jean-Marie Pfaff'la görüşmeyi reddetti
Maradona ile unutulmaz anıları olduğunu dile getiren Mutlu, Arjantinli efsanenin, kendisini görmek için kamp yaptıkları otele gelen Belçikalı unutulmaz kaleci Jean-Marie Pfaff'la görüşmeyi reddettiğini anlattı. Mutlu, Maradona'nın Pfaff'a çok kızgın olduğunu aktararak şöyle konuştu: "Jean-Marie Pfaff, bir akşam otele geldi, 'Diego ile görüşmek istiyorum.' dedi. Diego'nun yanına gittim, 'Pfaff geldi, seninle görüşmek istiyor.' dedim. Maradona, 'Söyle gitsin.' dedi. Nasıl söyleyebilirim ki. Aradan 45 dakika geçti, Pfaff kapıda bekliyor, Diego içeriden dışarıya çıkmıyor. 'O gitmeden dışarıya çıkmıyorum. Sana sebebini sonra anlatırım.' dedi. Pfaff'a ben söyleyemedim, otel müdürüne söylettik. Pfaff gittikten sonra, Diego bana kızgınlığının sebebini anlattı, 'Dünyanın en iyi kalecisi ve futbolcusu buluşması olacak diye benim adımı kullanmış. Bir futbolcunun veda maçına davet etmişler ama benim hiçbir şeyden haberim yok. Organizasyondan davet de gelmedi. Herkes beni arıyor, benim haberim yok. Benim üzerimden kendi reklamını yapıyor. Çok kızdım, görüşmek istemiyorum, görüşürsem kalbini kırarım.' dedi."
Hollandalı ailenin Maradona'ya büyük hayranlığı
Dünyanın her yerinden gelen taraftarlarla otelin önünün her gün dolu olduğunu dile getiren Mutu, yaşadığı ilginç bir olayı ise şöyle anlattı: "Otelin önüne barikatlar kurarak Diego'nun rahat yürümesini sağladık. Akşam 8.00-8.15 civarında her gün 15 dakika fotoğraf çekme programı düzenledik. Bir gün ortama bakmak için dışarıya çıktım, üç çocuklu bir kadın ağlıyordu. 'Yardımcı olabilir miyim?' dedim, 'Diego'yu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyorsun. Günlerdir geliyoruz, fotoğraf çektiremedik.' dedi. Oğluna işaret etti, kimliğini çıkarttı, çocuğun adı Diego Armando. Öbür çocuğunun adı da Maradona'nın hayranı olduğu Ernesto Che Guevara. 'Siz benden daha çok seviyorsunuz, bekleyin.' dedim. Diego'nun yanına gittim, 'Özel bir misafirimiz var, vakit ayırır mısın?' dedim. Kadını ve çocuklarını içeriye aldım, çocuklara ve kimliklerine baktı. Diego'yu o zamana kadar hiç bu kadar duygusal görmemiştim, Hollanda kimliğinin üzerinde kendi ismini gördü, çocuklara ve kadına sarıldı. Onlarla uzun süre ilgilendi, bayağı duygusal anlar yaşadılar. Kadın gittikten sonra, 'Amigo böyle insanlar gelirse bana sorma getir. Bunlar çok özel kişiler.' dedi. Bana da sarıldı, öptü."
Maradona'nın otel çıkışlarında uzaktan kalabalığı incelediğini belirten Mutlu, "Otel çıkışlarında şapkasını indiriyor, kimseye bakmadan ilerliyor. Çocuklu aileler ve engelli çocukları görünce duruyordu. Durması gerektiği yerde durup onlarla ilgileniyordu." dedi. Hollanda'da bulunduğu süreçte Maradona'ya önemli bir firma ile sponsorluk anlaşması da ayarladığını da aktaran Atalay Mutlu, "Diego bir gün, '86 yılında Dünya Kupası'nı kazandığım arkadaşlarım ekibimde. Ben de Al-Fujairah ile cüzi bir rakama anlaştım, benim için reklam, sponsorluk anlaşması yapar mısın? Arkadaşlarıma ekstra kazanç sağlamak istiyorum' dedi. Kısa sürede 3 büyük şirketle anlaştık. Onların çekimleri sırasında daha samimi olduk." ifadelerini kullandı.
Futbol efsanesi Maradona vefatının 1. yılında anılıyor
Geçirdiği kalp krizi sonrası geçen yıl 25 Kasım'da hayatını kaybeden Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona, vefatının birinci yılında anılıyor. Futbolculuğu döneminde Boca Juniors, Barcelona ve Napoli formalarıyla farklı kulvarlarda 9 şampiyonluk yaşayan, Arjantin Milli Takımı'yla 1986 Dünya Kupası'nı kaldırma başarısını gösteren Maradona, futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Çoğu futbol otoritesinin, Brezilyalı Pele ile birlikte "tarihin en iyi futbolcusu" olarak kabul ettiği, kimilerinin ise Pele'den daha yetenekli olduğunu ileri sürdüğü Maradona, 30 Ekim 1960 tarihinde Arjantin'in Buenos Aires kentinde dünyaya geldi. Fabrika işçisi bir baba ile ev hanımı bir annenin çocuğu olan Maradona'nın yeteneği 8 yaşında keşfedilir ve mahalle takımı Estrella Roja'da oynamaya başlar. Altyapısına girdiği Argentinos Juniors ile daha 16 yaşına girmeden profesyonel sözleşme imzalayan Maradona, 1981'de gittiği Boca Juniors'ta şampiyonluk yaşamasının ardından Avrupa'nın büyük kulüplerinden Barcelona'ya transfer oldu.
Maradona Avrupa'da
1982-1984 yıllarında İspanyol kulübü Barcelona'da tüm kulvarlarda 58 maça çıkan ve 38 kez fileleri havalandıran Maradona, 3 kez kupa sevinci yaşadı. Arjantinli yıldız, 1983 yılında Kral Kupası, İspanya Süper Kupası ve La Liga Kupası şampiyonluğuna ulaştı. 1984 yılında efsanesi olacağı İtalyan ekibi Napoli'ye transfer olan Maradona, tüm kulvarlarda 259 maçta forma giydi ve 115 gol attı.
Napoli, Maradona sayesinde ligdeki güçlü takımlarla mücadele edebilecek seviyeye ulaşırken, bu dönemde 2 lig şampiyonluğunun yanı sıra birer kez UEFA Kupası, İtalya Kupası ve İtalya Süper Kupası kulübün müzesindeki yerini aldı. Napoli'nin ardından Sevilla, Newell's Old Boys ve son olarak da eski takımı Boca Juniors'ın formasını giyen Maradona, 1997 yılında aktif kariyerini noktaladı. Formasını giydiği takımlarda tüm kulvarlarda 588 maça çıkan Maradona, 312 gol kaydetti.
1986 Dünya Kupası Maradona'nın ellerinde
Maradona, Arjantin'in 1986'da müzesine götürdüğü FIFA Dünya Kupası'ndaki üstün performansıyla adını tüm dünyaya duyurdu. Turnuvanın çeyrek finalinde İngiltere filelerine elle attığı golle tartışmaların hedefi olan yıldız oyuncu, aynı maçta topu 60 metre taşıyıp 5 kişiye çalım atarak fileleri havalandırdı. Bu gol, 2002'de FIFA tarafından yapılan oylamada "yüzyılın golü" seçildi. Maradonalı Arjantin, 1986 Dünya Kupası finalinde Batı Almanya'yı 3-2 yenerek şampiyonluğa uzandı. Maradona, milli takım formasıyla 91 maça çıkarken, 34 gol attı.
Büyüleyici kariyerinde skandallar eksik olmadı
Arjantin'in 1990 Dünya Kupası'nda finale yükselmesinde büyük pay sahibi Maradona'nın uyuşturucu sorunu, 1991'de kamuoyuna yansıdı. Aynı yıl uyuşturucu kullanmaktan 15 ay ceza alan ünlü futbolcu, yasaklı madde kullandığı gerekçesiyle 1994 Dünya Kupası'ndan ihraç edildi. Bu bağımlılığı yüzünden 2004 ve 2007'de ciddi sağlık sorunları yaşayan Maradona'nın Napoli forması giydiği 1984-1991 yıllarından kalma 37 milyon avrodan fazla vergi borcu, İtalyan yetkililerle sürekli sorun yaşamasına neden oldu.
Teknik direktörlüğü futbolculuğu gibi olmadı
Futbol efsanesi Diego Armando Maradona'nın teknik direktörlük hayatı, aktif kariyerinin aksine pek de başarılı geçmedi. Tarihin en iyi futbolcularından biri olarak gösterilen Arjantinli yıldız, kupalarla dolu bir kariyerden sonra başladıkları teknik direktörlükte hayal kırıklığı yaşatan isimler arasında yer aldı. Maradona, teknik direktörlük hayatına de ülkesinde adım attı. Argentinos Juniors'tan takım arkadaşı Carlos Fren ile 1994'te Textil Mandiyu, 1995'te ise Racing kulüplerini çalıştıran efsane oyuncu, 2008'de Alfio Basile'nin yerine Arjantin Milli Takımı'nın teknik direktörlüğüne getirildi. Kamuoyunun da etkisiyle 2010 Dünya Kupası sürecinde milli takımın emanet edildiği Maradona'nın görevine, Arjantin'in çeyrek finalde karşılaştığı Almanya'ya 4-0 yenilerek elenmesinin ardından son verildi.
Sivri dilli olmasıyla tanınan Maradona, 2 yıllık milli takım teknik direktörlüğü süresince de rahat durmadı. Arjantin'in 2010 Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandığı, elemelerdeki Uruguay galibiyeti sonrası basın mensuplarına hakaret eden Maradona'ya, FIFA tarafından 2 ay ceza verildi. Daha sonra El-Vasl, El-Fujairah, Dorados de Sinaloa ve Gimnasia de La Plata takımlarını çalıştıran Maradona, parlak futbolculuk kariyerinin gerisinde kaldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.