Mehteran

HDP kongresinde konuşan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan hakkında "Sayın Öcalan" dedikleri için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış.
Halbuki; 2013 yılı Nevruz'unda Abdullah Öcalan mektubu bizzat devlet eliyle Sırrı Süreyya Önder'e verilerek Diyarbakır meydanında okunmuş, Öcalan barış elçisi gibi takdim edilmişti. 
Dönemin hükümet sözcüsü Bülent Arınç'ın "Sayın Öcalan demek artık suç değil, Abdullah Öcalan posteri ve PKK bayrağını taşımak da suç olmaktan çıkartıldı" şeklinde yaptığı basın açıklaması halen hafızamızda.
Yine dün PYD Lideri Salih Müslim'in kırmızı bültenle aranan teröristler listesine alındığı duyuruldu. 
Çok değil 2014 yılında Salih Müslim, Türkiye'ye çağrılmış, devlet olarak kırmızı halı ile karşılayıp Ankara'da ağırlamıştık. 
Ne garip; bugün kırmızı bültenle aradığımızı dün kırmızı halı ile karşıladık. 
Salih Müslim son bir iki yıl içinde yaptıkları nedeniyle mi terörist oldu?  
Salih Müslim; 1983'te Abdullah Öcalan ile tanıştı. 
Yıllarca Kandil'de kaldı. 
2003'te PYD'nin kuruluşunda yer aldı.
2010'da PYD'nin başkanı oldu. 
Yine bugün diyoruz ki; PYD=PKK. 
Doğru.
Doğru da, PYD'nin 2003 yılında PKK yöneticilerinin talimatı ile kurulduğunu yeni mi öğrendik!
Yine PYD'nin arkasında ABD'nin olduğu malum, 5000 TIR silah verdiği de?
ABD'ye kızıyoruz. "İki yüzlü davranıyor" diyoruz. Bu da doğru ancak belli ki ABD'ye kızarak geri adım attıramıyoruz.
Şöyle bir soru sorayım:
ABD'ye bugüne kadar yaptıklarının hangisinin bedelini ödettik?
Örneğin teröristlere 5000 TIR silah verdi. Vermeyeceğine dair söz verdiği halde silah vermeye devam etti. 
Bir bedel ödedi mi!
Bugüne kadar yaptıkları yanına kâr kalan ABD'nin şimdiden sonra yapacaklarına engel olamazsınız!
Ayrıca bir yandan sert mesajlar verip, diğer yandan dost ve müttefik tanımlamasına devam etmeniz ve ABD'li yetkileri en güzel şekilde ağırlamaya devam etmeniz inandırıcılığınızı kaybetmenize neden oluyor. 
İktidar, mehteri çok seviyor. Hemen her resmi açılışta mehteran ekibi yeri hazır. 
Ancak mehteri fazla özümsemiş olacak ki; politikalarına da yansımaya başlamış: 
Bir ileri iki geri?