logo
04 MAYIS 2024

Mekke dostlarına kavuşuyor

19.02.2004 00:00:00
Resûlullah (sav), Cuma günleri mescidde hutbe irad ederken ayakta durur, bu da O'na meşakkat ve yorgunluk verirdi. Bunu engellemek için mescide bir hurma kütüğü kondu. Peygamberimiz bu kütüğe yaslanır, elindeki asasına da dayanırdı. Bu da yorucu olunca, ashabdan birisi Resûllullah'ın hutbe irad etmesi için yüksekce bir şey yapmayı önerdi. O da kabul etti. Nihayet bir minber yapıldı. Yüksekliği 2 arşın idi. İslâm'daki bu ilk minberin yapılış tarihi Hicretin 8. senesidir.

Böylece Resûlulullah, Cuma hutbelerini burada irad etmeğe başladı. Ne var ki; bu arada gebe veya yavrusundan ayrılmış devenin inlemesine benzer bir ses duyuldu. Resûlullah'ın daha önceleri dayandığı kütük ağlıyordu. Resûlullah, hemen inip elini kütüğe koydu ve onu teselli etti. Kütüğün sesinden mescidin içi çalkalanıyordu.

Resûlullah, kütüğe; geldiği yere dönmeyi, gene yeşillenip hurma vermeyi, ya da cennete dikilmesini, oradaki hayırlı insanların onun hurmasından yemelerini teklif etti. Kütüğün üzerine eğilip cevabını aldı. Kütük, cennete dikilmek istiyordu. Resûlullah şöyle buyurdu; "Temelli yurt olan ahireti gelip geçici yurt olan dünyaya tercih etti. Bu, yanında yapılan zikrullahı dinlemekten uzak kaldığı için ağlıyordu. Eğer kucaklayıp susturmasaydım, muhakkak kıyamete kadar böyle inler dururdu".

Kütük, Resûlullah'a âşık olmanın, sevdalanmanın mükâfatı olarak cennete layık olurken, bir sevda örneğini de ortaya koyuyordu. Ne güzel bir sevda ki, cennette bile yâd edilecekti!

Mekke dostlarına kavuşuyor!

Mekke, Hicretin 8. yılında Ramazan ayı içinde (630 M. Ocak ayı) fethedildi. Fethin sebebi ise Kureyş müşriklerinin, Hudeybiye Antlaşması'nı bozarak, Peygamberimizin müttefiki olan Huzaalıları öldürtmeleriydi. Öldürülenler, 20 veya 23 kişiydi. Resûlullah, himayesine aldığı bu insanların sinsice katledilmesine çok üzüldü. Kureyş müşriklerine bir mektup gönderdi. Mektupta, ya Huzaalıların kan bedellerini ödemelerini, ya da Huzaalıların öldürülmesine aracı olan Benî Bekirler'le ilişkilerini kesmelerini; yoksa kendileriyle savaşacağını bildirdi. Mektubu, ashabdan Demre aracılığıyla gönderdi. Ancak, Kureyşliler elçiyi reddettiler. Daha sonra, bu davranışlarından da pişman oldular ve sahip olduğu nüfuzu gözönüne alarak Ebû Süfyan'ı Medine'ye gönderdiler. Maksatları, Hudeybiye Antlaşmasının süresini uzatmaktı.

Peygamberimiz, Ebû Süfyan'ın ne maksatla gelmekte olduğunu ashabına haber verdi ve; "Fakat istediğini elde edemeden dönüp gidecektir" 1, buyurdu. Gerçekten de Ebû Süfyan, Medine'de çalmadık kapı, başvurmadık kimse bırakmadı. Peygamber Efendimiz'i görmekten utanan Ebû Süfyan, önce kızı Ümmü Habibe'ye gitti. Ümmü Habibe Peygamber Efendimizin zevcesiydi. Ebû Süfyan, kızından şefaat isteyecekti. Fakat Ümmü Habibe, kendisini soğuk karşıladığı gibi, Peygamber Efendimizin oturduğu yere oturmasın diye minderi toplayıp kaldırdı. Ebu Süfyan, kızından şefaat alamadı. Hz. Ebubekir'e, Hz. Ömer'e, Hz. Ali'ye başvurdu. Hatta o zaman henüz küçük birer çocuk olan Hasan ve Hüseyin'in bile kendisi için aracı olmalarını Hz. Fatıma'dan istedi. Ancak istekleri hep reddedildi. Bütün ashab hep aynı şeyi söylüyor; "Resûlullah'a karşı kimse himayeye alınamaz", diyorlardı. Hatta ashabdan en yakın dostu olan Sa'd b. Ubade bile Ebu Süfyan'ı geri çevirdi. 2 Böylece Ebu Süfyan, elleri boş olarak Mekke'ye geri döndü ve olan bitenleri kavmine anlattı. Bu arada Peygamberimiz yol hazırlığına girişti. Bu hazırlığı her ne kadar gizli tutmak istediyse de, ashabtan Hatib b. Ebi Beltea, Kureyşlilere bir mektup yazarak, Peygamberin bu kararını bildirmek istedi. Mektubu bir kadına verdi. Kadın bu mektubu saçlarının arasına gizleyerek yola çıktı. Ancak, vahiyle durumu haber alan Resûlullah, Hz. Ali, Zübeyr b. Avvam ve Mikdat b. Esved'i bu kadını durdurup mektubu almaları için gönderdi. "Mektubu vermek istemezse boynunu vurunuz", buyurdu. Nihayet kadına yetiştiler. Kadın kendisinde mektup olmadığına dair yemin edince geri dönecek oldular. Ancak Hz. Ali; "Allah'a yemin ederim ki, ne Resûlullah yalanlanır, ne de biz yalanlanırız", diyerek kılıcını sıyırdı. Bunun üzerine kadın mektubu çıkarıp verdi. 3

Mektubu alan Peygamberimiz, hemen Hatib b. Ebi Beltea'yı huzuruna çağırarak, sorguya çekti. Hatib, dininden asla dönmemiş olduğunu, ancak fakir ve nüfuzsuz bir kimse olduğundan Mekke'de bulunan ailesine bir zarar gelmesinden korktuğu için böyle bir iş yaptığını itiraf etti. Resûlullah, Hatib'i, Bedir'de bulunduğu ve Cenâb-ı Hakk, bu savaşta bulunanların tümünü yarlığadığını bildirdiği için affetti.
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
10 çocuktan 3'ü bu sorunu yaşıyor
Çocukların kabusu: Toksik ebeveyn
Kazanın üzerinden 81 gün geçti
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
Selvi'nin Kavala çıkışına destek Türkeş'ten geldi
'Düşünmek bile istemiyorum ama...'
40 dakikalık uçuş sonrası geri döndü
AJet uçağında bomba paniği
Görüşmenin ardından açıklama gelmedi
1.5 saatlik görüşmeye 2.5 saatlik izah
Tahmin yürütmek de zor
Elektriğe ve doğal gaza katmerli zam yolda
Çin arabaları Togg'un da baş belası
Togg'dan Tesla'ya 18 kat fark
Zanaatkârlık altın devrini yaşıyor
Kaynakçının maaşı mühendisi ikiye katlıyor
Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar
CHP neyin peşinde?
Beşiktaş uzatmalarda kazandı
Galibiyet golünü 90+7'de Worral attı
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
7 ilçede 14 kişi gözaltına alındı
'Daltonlar' çetesine operasyon
'Artık sağlığım bu görevi yerine getirmeme izin vermiyor'
Genel başkanlığı bırakıyor
10 çocuktan 3'ü bu sorunu yaşıyor
Çocukların kabusu: Toksik ebeveyn
Kazanın üzerinden 81 gün geçti
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
Selvi'nin Kavala çıkışına destek Türkeş'ten geldi
'Düşünmek bile istemiyorum ama...'
40 dakikalık uçuş sonrası geri döndü
AJet uçağında bomba paniği
Görüşmenin ardından açıklama gelmedi
1.5 saatlik görüşmeye 2.5 saatlik izah
Tahmin yürütmek de zor
Elektriğe ve doğal gaza katmerli zam yolda
Çin arabaları Togg'un da baş belası
Togg'dan Tesla'ya 18 kat fark
Zanaatkârlık altın devrini yaşıyor
Kaynakçının maaşı mühendisi ikiye katlıyor
Dost düşman tanımı yapamayan bir iktidar
CHP neyin peşinde?
Beşiktaş uzatmalarda kazandı
Galibiyet golünü 90+7'de Worral attı
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı

İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelan sonrası iki işçi kardeşimize daha ulaştık' dedi.
04.05.2024 07:35:00
Haber Merkezi
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sosyal medya hesabından Erzincan İliç'te meydana gelen heyelan sonrası hayatını kaybeden işçileri arama çalışmalarının devam ettiğini ve iki işçiye daha ulaşıldığını açıkladı.


Bakan Bayraktar yaptığı paylaşımda, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmalarında iki işçi kardeşimize daha ulaştık. Diğer 5 madencimize ulaşmak için de ekiplerimiz 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürüyor. İşçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum' ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Erzincan İliç'te 13 Şubat'ta Çöpler Altın Madeni sahasında siyanürlü liç yığının göçmesi sonucu toprağın kayması üzerine 9 işçi göçük altında kaldı. Liç yığını altında kalan 9 maden işçisinden 35 yaşındaki Uğur Yıldız'ın cansız bedenine kazadan 53 gün sonra ulaşılmıştı. 

Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...

AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş, Osman Kavala'nın yeniden yargılanma talebini eleştirenlere tepki gösterdi, "Konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali birilerini rahatsız mı ediyor?" diye sordu.
04.05.2024 07:29:00
Haber Merkezi
Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...
Tuğrul Türkeş'ten Selvi'nin Osman Kavala çıkışına destek: Düşünmek bile istemiyorum ama...
AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'in Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen Osman Kavala çıkışı gündem oldu. Türkeş X hesabından yaptığı paylaşımda Kavala'nın avukatlarının yeniden yargılama talep etmesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Osman Kavala Davası'nın uluslararası arenada Türkiye'yi zor duruma soktuğunu belirten Türkeş, Kavala'nın serbest bırakılması yönünde Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin kaleme aldığı ve MHP cephesinden ağır eleştiriler gelen yazıyı savundu.



Osman Kavala Davası'na vakıf olmayan kişilerin konuya dair görüş bildirdiğini savunan Türkeş ''Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?'' sorusunu sordu.

Türkeş'in açıklaması ve konuya dair soruları şöyle: 

'DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM AMA...'

''Türkiye'nin hem uluslararası alanda hem de iç hukuk açısından önemli bir davası olan ''Osman Kavala'' davasının avukatları, yargılamanın yenilenmesi dilekçesi vermişler.

Malumunuz Osman Kavala 2 yıldır yargılanıyor ve tutuklu. Konu medyada yer aldı.

Bir sürü (hukukçu) ve hukukçu sıfatı taşımayan kişiler davaya vakıf değilken ve en önemlisi dilekçenin tümünü görmeden konunun aleyhine fikir beyan etmeye başladılar.

Ben şahsen merak ediyorum bu kişiler neye dayanarak ve neye karşı çıktılar.

A- Abdulkadir Selvi'nin meseleyi yazmış olmasına mı?

B- Osman Kavala'nın nihayet tahliye olma ihtimalinin yüksek olmasına mı?

C- Türkiye'nin uluslararası arenada haksız ithamlardan kurtulmasına mı?

D- Kendilerinin bunu akıl edememesine mi?

E- Onların oluşturmaya çalıştıkları gri ortamdan sislerin dağılıyor olmasına mı?

F- Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?.''

Ankara-Erzincan seferi yapan uçak bomba ihbarı nedeniyle geri döndü

AJet'in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü.
04.05.2024 07:20:00 / Güncelleme: 04.05.2024 07:36:22
İhlas Haber Ajansı
Ankara-Erzincan seferi yapan uçak bomba ihbarı nedeniyle geri döndü
Ankara-Erzincan seferi yapan uçak bomba ihbarı nedeniyle geri döndü
Edinilen bilgilere göre AJet'in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55'te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü.



Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi.

Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, 'AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55'te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış' şeklinde anlattı.



Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise 'Saat 12'ye beş kala bindik. Uçak Ankara'ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz' dedi.

Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan astsubay şehit oldu

Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ata Göçmen, tedavi gördüğü hastanede şehit oldu.
04.05.2024 07:03:00
Haber Merkezi
Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan astsubay şehit oldu
Yıldırım düşmesi sonucu yaralanan astsubay şehit oldu
Milli Savunma Bakanlığı, konuyla ilgili olarak bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "3 Mayıs tarihinde, yıldırım düşmesi sonucunda yaralanarak hastaneye sevk edilen kahraman silah arkadaşımız Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ata Göçmen, tedavi gördüğü hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştur." denildi.


logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.