Nevruzla birlikte vatandaşın endişeleri ciddi ciddi arttı. Ne oluyor demeye başlandı, bundan sonra ne olacak diye endişeler başladı. Kamuoyunun gazının alınması gerekiyordu. İşte MHP mitingi ve İsrail'in özür dileme senaryosu tam da bu zaman dilimine denk geldi. MHP'nin Bursa mitinginde, mitinge katılanların "Öl de ölelim, vur de vuralım" sloganına karşılık MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Onun da zamanı gelecek" demesi sıradan bir ifade değildir. Öteden beri konuşulan, çatışma senaryolarının ne kadar mesafe aldığını göstermektedir. Milleti açılımlarla, vaatlerle bölemeyeceğini bilenler, bir iç çatışma çıkarmak istemektedir. MHP bilerek veya bilmeyerek böyle bir senaryoya alet olmaktadır. Sorunun kaynağı milletin kendisi değildir. Türk ve Kürtler etle kemik gibi birbirine kaynamış durumdadır. Kanunla, kuralla bu birlikteliğin bozulması mümkün değildir. Bu birlikteliğin tarihi geçmişi olduğu gibi ideal birliği de vardır. Aynı dini ve aynı kültürü paylaşan insanlar olarak karışım değil bir bütünün parçaları olmuştur. Sorun yönetim sorunudur. Sorunun kaynağı siyasidir. Teşhis yanlış konmuştur; Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır. Sorunun kaynağı millet gibi gösterilirse işte o zaman kıyamet kopmuş demektir. Karşılıklı güven bunalımı ve muhtemel bir çatışma milletimiz için tam bir yıkım olacaktır. MHP, TBMM'sinde farklı davranmakta, sokaklarda farklı konuşmaktadır. Çözüm kavganın tarafı olmak değil, sorunun sahibi olmaktan geçer. Arap Baharı adı altında Arap devletlerinde yaşananları görüyoruz. Camilerde bile can emniyeti kalmamıştır, ülkeler yıkılmış harabeye dönmüştür. İnsanların can, mal, namus, din ve vicdan hürriyeti kalmamıştır. Aç, biilaç kalmış ve vatan cüda olmuşlardır. ABD, elini rahatlatmak için Türkiye-İsrail işbirliğinin aleni olmasını istiyor Mütareke basını sanki Türkiye'nin başka meselesi kalmamış gibi ısrarla, İsrail'in Türkiye'den, pardon Erdoğan'dan özür dilediğini manşetlere taşıyor. Diplomatik bir vesika yok ama üfürüyorlar da üfürüyorlar. 'İsrail hizaya geldi' diyorlar. Zafer naraları atıyorlar. Gerçek hiç de dedikleri gibi değil. İsrail Başbakanı Netanyahu, yaptığı açıklamada Ortadoğu'da özellikle Suriye'de ortaya çıkan direnci yenmek için Türkiye ile açıktan ittifak etmemiz gerek diyor. Şunu da belirtelim, İsrail yetkilileri "Gazze'deki ablukayı kaldırmadık" diye Türk basınına cevap veriyor. Peki, 3 yıldan beri devam eden Mavi Marmara'da katliamın tartışmalarında ne oldu da İsrail ağız değiştiriyor. İsrail, ABD ve Türkiye arasındaki hareketlenmenin sebebi nedir dersiniz? Cevap: Yeni Türkiye, yeni Ortadoğu, yeni Kafkasya, yeni Afrika kısacası ABD'nin bölgemizi işgal projesinde sıkışması ve yeni bir manevra yapma ihtiyacı duymasıdır. İşte ülkemizde cereyan eden gelişmeleri büyük işgal resminin, küçük kareleri olarak okumak gerekmektedir. Ey millet uyan ve kendine gel.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024