Milletimizin ve elitlerin gündemi

"Kürt açılımı" vaveylası, millet ile elit tabaka arasındaki uçurumu bir kez daha ortaya koydu.Bir avuç elit var: Siyasi elitler, bürokrat elitler, medya elitleri, akademik elitler, sermaye elitleri... Sivil elitler ve hatta asker elitler! 70 milyonluk bir Türk milleti var, halk var.Elit kesim, halka gündem dayattı, dayatıyor. Siyaset dayattığı gibi?Kürt açılımı da böyle bir gündem dayatması? Türk milletinin böyle bir gündemi yoktu çünkü!Evet, topyekun milletimizin terör gündemi vardı, canlarını feda eden şehitler ve bedenlerinin bir kısmını yitiren gaziler yürekleri dağlıyor. Dün dağlıyordu, bugün de dağlıyor.Ancak elitlerin Kürt açılımı vaveylası ile, milletimizin bu kanayan terör yarası çok farklı karakterde gündemler!Elitler, milletin çocuklarını katleden Apo ve yandaşlarının ağzıyla konuşuyor, onların seslendirdiklerine paralel açılımları seslendiriyor, devlete silah bıraktırma aklı veriyor, böylece Apo ve dağdakilere meşruiyet kazandırıyorlar. Milletin evlatları ise yine eskisi gibi can vermeye devam ediyor.Elitler, Kürt açılımı vaveylasıyla anayasal ve yasal imtiyazlı "millet içinden farklı bir halk", "millet içinden farklı bir azınlık" türetmeye çalışıyor. Millet ise, asırlardan beri, aynı ailenin bireyleri haline gelmiş, et ve kemik gibi tek vücut olmuş varlığını ilelebet devam ettirmenin telaşını taşıyor.Anayasa ve yasalar da bu "bir ve tek millet" arasında hiçbir eşitsizlik içermiyor, hiçbir ayrımcılık yapmıyor.Kürt, Türk, Laz, Arap, Acem, Çerkez?vs tamamı, Türk milletinin bizzat kendisidir, Türk vatandaşıdır. Türk vatanının ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bizzat sahibidir. herkes, her Türk vatandaşı, hukuk önünde eşit hak ve eşit mükellefiyetlere sahiptir. Ancak Rum, Ermeni ve sair gayr-ı Müslimler ise azınlıklardır ve azınlık hukukuna sahiptirler.Herkesin hak, hürriyet ve mükellefiyetleri devletin hukuku, koruması ve teminatı altındadır.Devlet, işte bu hukuk devletidir.Kürt açılımı vaveylasıyla bu temel noktalarda oynamak, devletin varlığı ve milletin birliğiyle oynamaktır.Elitlerin oyunu budur.Milletimizin böyle bir oyunu yoktur, böyle bir oyunda yeri yoktur.Milletimizin çeşitli kesimleri zaman zaman mağduriyetler yaşamışlardır. Ancak bunlar anayasal ve yasal mağduriyetler değil, yani hukuk devletinin yaşattığı mağduriyetler değil; bilakis devlet idaresini ve kamu gücünü elinde tutan siyasilerin icraatları yüzündendir. Bu gerçekleri ortaya koyan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, tam bu noktada oyunları bozuyor; o halde bu bağlamda hesaba çekilmesi gereken devletin kendisi değil, bilakis devlet idaresini ve kamu gücünü kullanarak milletimizi mağdur eden siyasilerdir, diyor.Siyasiler, milletimizi mağdur etmeye devam ediyor.Milletimiz, bugün de siyasilerin mağduru!Vakıa ortada? Halkın gündemi, uzun zamandan beri "tek"ledi: İş ve aş!Türk millet için, cennet vatanda, bereketli Anadolu ve Trakya topraklarında iş yok, aş yok? Gidecek bir başka yer de yok! Türk milletinin, Türkiye'den başka vatanı ve sığınacağı bağrı yok!Halkın kaymak tabakasının, yani elitlerin, böyle bir problemi yok! Birçoklarının ikinci pasaportları var, Türkiye dışında kapak atacakları "ecnebi ikamet"leri var. Dilediklerinde sığınacakları ecnebileri var! Milletin "iş ve aş gündemi"ni sadece "mide meselesi" olarak görenler yanılıyor. İş ve aş, milletimizin birlik ve dirlik meselesi, devletin tasfiyesi meselesi halini aldı. Ülkenin ilk 500 büyük sanayi kuruluşunun 179'unun zarar ettiğini ve çöktüğünü açıkladıkları bu ekonomik batakta, iş ve aş problemi, devlet ve millet meselesidir. Devlet ve milletin bileği bu noktadan bükülüyor, sırtı yere getiriliyor? Prof. Dr. Baş'tan gayrı, millet ve devletin bileğinin bükülmesini önleyecek, sırtını yerden kurtaracak projesi olan bir başka devlet ve siyaset adamı yok! Bu gerçeği görmeyen milletin sırtı yerden kurtulmaz, bu siyasete kavuşamayan devlet de tasfiye olmaktan kurtulamaz!