Burada alt bir bölüm olarak ifade etmek lazım ki, Milli Devletin sadece vatandaşlarına değil, aynı zamanda ekosisteme, bitkilere, hayvanlara ve çevreye karşı da sorumluluğu bulunmaktadır.
Çünkü ekosistemde meydana gelen her türlü tahribat direkt olarak insan hayatını olumsuz etkilemekte; diğer yandan böyle bir etkileme olmasa dahi canlıların canlı olmalarından dolayı hakları vardır?
Devletin birlik ve beraberliği zedelenmeyecektirEsasında var olan her şey, kendi varlık kulvarı içerisinde haklar taşır; bu hakların yaşanması ve teminat altına alınması elbette devletin garantisindedir. Milli Devlet, bireylerin, başkalarının haklarına zarar vermeyecek, devletin ve milletin birlik ve beraberliğini zedelemeyecek şekilde istedikleri gibi yaşamalarını temin etmek zorundadır. Hatta özgürlüğün sınırları yasalarla çizilirken; bireylerin kendilerine zarar vermelerine engelleyecek köklü eğitimim de onlara verilmesi gerekmektedir.
Kaynaklar millete aittirGünümüzde iki yanlış birden yapılmaktadır. Birincisi gelişmekte olan ve geri kalmış olan ülkeler, kendi milletlerine ait olan her türlü yer altı ve yerüstü kaynaklarını global firmalara devretmektedir. Oysa bu kaynaklar ve gelirler, millete ait olmalıdır. Global firmalara verilen imtiyazlar ve öncelikler, milletin sahip olması gereken haklarının yabancılara devredilmesi demektir. Kabul etmek gerekir ki, bir ailede miras, çocuklara aittir; yabancı şahıslara değil... Aynen bunun gibi, bir ülkenin zenginlikleri, o ülkenin çocuklarına ve vatandaşlarına aittir. Bugün maalesef bunun tam tersi yapılmakta; Tahkim yolu ile de millete ait haklar global sermaye sahiplerine devredilmektedir. Diğer taraftan özellikle ABD'ye baktığımız zaman; göçmenlerin, üçüncü sınıf insan konumunda olduklarını görmekteyiz. Göçmenler, gerek maddi, gerekse hukuki alanda ABD vatandaşları ile ne eşit haklara, ne de eşit imkanlara sahiptirler. Halbuki Türk milletinin kültüründe "misafir için her zaman sofraya bir tabak fazla konur, ola ki bir misafir gelir" diye? Ve "evin bir odası misafir odası" diye ayrılır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Yuri Kadak / Rektör, Sosyal Bilimler Enstitüsü Estonya- TalinnProf. Dr. Baş, insanlık ve bilim adına bir yüzakı bilgedirÖzelleştirme hareketine en hızlı katılanlar, sosyalist bloktan ayrılan ülkeler oldu. Rusya ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere bütün devlet işletmeleri hızla el değiştirdi. Neoliberal ideoloji, bu ülkelerde öyle kök saldı ki, bugün Avrupa Birliği pazar ekonomisini toplumun ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmeye çalışırken; Estonya ve Letonya buna direniyor. Bu noktada sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın üç tane uluslar arası kongre yapılan Milli Ekonomi Modeli, bilimsel yol gösteriyor, çözüm ve proje sunuyor, labirentleri ortadan kaldırıyor. Nitekim, Estonya ve Letonya'dan birçok bilim adamı ve ekonomi uzman, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve kendileriyle bizzat tanışmak için bu kongrelere iştirak ettiler, hayli istifade ettiler. Estonya ve Letonya, bu Milli Ekonomi Modeli kongrelerinden edindiği yol haritalarıyla kendilerini garanti altına aldılar. Yirminci yüzyıl sonlarında, devlet ve vatandaş arasındaki bağın hiçbir mantıki gerekçeye dayanmadan yıpratılması, hatta koparılmaya çalışılarak dengelerin zorlanması çok ciddi problemlerden biri? Eserde benim en önemli bulduğum yön bu problemi telafi eden bir mekanizmayı somutlaştırması ve formülleştirmesi.
Çünkü ekosistemde meydana gelen her türlü tahribat direkt olarak insan hayatını olumsuz etkilemekte; diğer yandan böyle bir etkileme olmasa dahi canlıların canlı olmalarından dolayı hakları vardır?
Devletin birlik ve beraberliği zedelenmeyecektirEsasında var olan her şey, kendi varlık kulvarı içerisinde haklar taşır; bu hakların yaşanması ve teminat altına alınması elbette devletin garantisindedir. Milli Devlet, bireylerin, başkalarının haklarına zarar vermeyecek, devletin ve milletin birlik ve beraberliğini zedelemeyecek şekilde istedikleri gibi yaşamalarını temin etmek zorundadır. Hatta özgürlüğün sınırları yasalarla çizilirken; bireylerin kendilerine zarar vermelerine engelleyecek köklü eğitimim de onlara verilmesi gerekmektedir.
Kaynaklar millete aittirGünümüzde iki yanlış birden yapılmaktadır. Birincisi gelişmekte olan ve geri kalmış olan ülkeler, kendi milletlerine ait olan her türlü yer altı ve yerüstü kaynaklarını global firmalara devretmektedir. Oysa bu kaynaklar ve gelirler, millete ait olmalıdır. Global firmalara verilen imtiyazlar ve öncelikler, milletin sahip olması gereken haklarının yabancılara devredilmesi demektir. Kabul etmek gerekir ki, bir ailede miras, çocuklara aittir; yabancı şahıslara değil... Aynen bunun gibi, bir ülkenin zenginlikleri, o ülkenin çocuklarına ve vatandaşlarına aittir. Bugün maalesef bunun tam tersi yapılmakta; Tahkim yolu ile de millete ait haklar global sermaye sahiplerine devredilmektedir. Diğer taraftan özellikle ABD'ye baktığımız zaman; göçmenlerin, üçüncü sınıf insan konumunda olduklarını görmekteyiz. Göçmenler, gerek maddi, gerekse hukuki alanda ABD vatandaşları ile ne eşit haklara, ne de eşit imkanlara sahiptirler. Halbuki Türk milletinin kültüründe "misafir için her zaman sofraya bir tabak fazla konur, ola ki bir misafir gelir" diye? Ve "evin bir odası misafir odası" diye ayrılır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Yuri Kadak / Rektör, Sosyal Bilimler Enstitüsü Estonya- TalinnProf. Dr. Baş, insanlık ve bilim adına bir yüzakı bilgedirÖzelleştirme hareketine en hızlı katılanlar, sosyalist bloktan ayrılan ülkeler oldu. Rusya ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere bütün devlet işletmeleri hızla el değiştirdi. Neoliberal ideoloji, bu ülkelerde öyle kök saldı ki, bugün Avrupa Birliği pazar ekonomisini toplumun ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmeye çalışırken; Estonya ve Letonya buna direniyor. Bu noktada sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın üç tane uluslar arası kongre yapılan Milli Ekonomi Modeli, bilimsel yol gösteriyor, çözüm ve proje sunuyor, labirentleri ortadan kaldırıyor. Nitekim, Estonya ve Letonya'dan birçok bilim adamı ve ekonomi uzman, Prof. Dr. Baş'ın modeli ve kendileriyle bizzat tanışmak için bu kongrelere iştirak ettiler, hayli istifade ettiler. Estonya ve Letonya, bu Milli Ekonomi Modeli kongrelerinden edindiği yol haritalarıyla kendilerini garanti altına aldılar. Yirminci yüzyıl sonlarında, devlet ve vatandaş arasındaki bağın hiçbir mantıki gerekçeye dayanmadan yıpratılması, hatta koparılmaya çalışılarak dengelerin zorlanması çok ciddi problemlerden biri? Eserde benim en önemli bulduğum yön bu problemi telafi eden bir mekanizmayı somutlaştırması ve formülleştirmesi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.