21 Ülkeden 56 ve Türkiye'den 147 delegenin katılımıyla 28-29 Ekim tarihlerinde İstanbul'da yapılan 1. Uluslarası Milli Görüş Sempozyumunu ve 3 Kasım'da Ankara'da açıklanan Sonuç Bildirgesi mana ve mesajı itibariyle tahlile değer buluyoruz.
İzahat ve delillerine geçmeden evvel peşinen söyleyelim ki bu sempozyum açıkça Uluslarası Milli Ekonomi Modeli Kongrelerine nazire niteliğindedir; samimiyetten uzak olduğu için de kelimenin tam anlamıyla dağ fare doğurmuştur. Milli Ekonomi Kongreleri sonrasında ve yaklaşan seçimler öncesinde Prof. Dr. Haydar Baş'a ve BTP'ye meyleden kamuoyunu kandırarak siyasi rant elde etmek amacına matuf; hiçbir ilmi mesnetti olmayan bu ucuz ve çirkin politik girişim esasen çakalın kükreyerek gerçek aslanın karşısına çıkmasından başka bir şey değildir. Bu tespitimizdeki isabet sonuç bildirgesini tahlil edeceğimiz bu yazının sonunda daha iyi anlaşılacaktır.
SONUÇ BİLDİRGESİNDEN TESPİTLER ve TAHLİLLER
1. MİLLİ GÖRÜŞ BİR MEDENİYET PROJESİ MİDİR? Sonuç Bildirgesinden anlaşıldığı üzere sempozyuma damgasını vuran konuşma 54. hükümetin başbakanı N. Erbakan'ın konuşmasıdır ve Erbakan söz konusu +konuşmasında Milli Görüş'ün bir medeniyet projesi olduğunu iddia etmektedir. Sormadan edemiyoruz! Acaba buradaki Milli Görüş yıllardan beri ifade ettikleri ve iktidarları döneminde uygulamaya koydukları görüş ve düşüncelerimidir yoksa yeni bir buluş ya da kavram mıdır? Belli ki Milli Görüş anlayışında yeni bir şey yoktur ve hadise eski görüşlerin kamuoyuna yaldızlı cümlelerle temcid pilavı gibi yeniden sunulmasından ibarettir. O halde Milli Görüş'ün ne olduğunu bir kere daha hatırlamakta fayda var. Nedir bu Milli Görüş? Siyasette hedef AB'ye giriş; Ortadoğu'da takip edilen devlet ve hükümet politikası İsraille elele Ortadoğu'yu nizama koyma girişimi; ekonomide model, bir balon olduğu ortaya çıkan Adil Düzen; kültür ve inançta dinlerarası diyalog ve ibrahimi dinler kavramıyla ABD'nin BOP'uyla bütünleşmek? Bu vasıflara sahip bir Milli Görüş anlayışı nasıl oluyor da insanlığı kurtaracak bir medeniyet projesi olabiliyor, anlayan varsa beri gelsin!
2. IRKÇI EMPERYALİSTLER ve MİLLİ GÖRÜŞSonuç bidirgesinde Irkçı emperyalist hareketten bahsedilmekte ve bundan maksadın İsrail ve müttefikleri olduğu anlaşılmaktadır. Oysa Milli Görüş lideri Erbakan'ın iktidarda kaldığı 19996 - 97 deki 11 aylık dönemde, istihbarat Anlaşması ve tankların modernizasyonu başta olmak üzere İsraille imzalanan ekonomik, siyasi, askeri alanda tam 20 anlaşma ile şimdi ırkçı emperyalist diye vasfettikleri İsraili Ortadoğuda lider ve etkin konuma bizzat kendileri taşımışlardır. Peki hal böyleyken Milli Görüş'ün Irkçı Emperyalist görüşe karşı olduğu nasıl inandırıcı olabilir ki?
3. NASIL MİLLİ BA?IMSIZLIK? Yine Sonuç Bildirgesinde şöyle deniyor "Milli Görüş, milli bağımsızlığı esas alır" Bu iddianın da inandırıcı bir tarafı yoktur. Zira Milli Görüş'ün siyasi organizasyonu olan Saadet Partisinin programında AB'ye girme hedefi bir ana ilke olarak yer almaktadır. AB ise Hıristiyan kültürünü esas alan bir blok devlet olup Türkiye'yi bölüp parçalamayı amaçlamakta, kalan bir çekirdek devletin de egemenliğini Brüksel'e devretmesini şart koşmaktadır. 1993 tarihinde Kopenag Kriterleri bunu açıkça vurgulamaktadır. Ab sevdası peşinde olan Milli Görüşün Milli bağımsızlığı nasıl tesis edeceğini sorarak bu çelişkiyi kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
4. HAK-BATIL MÜCADELESİ ve MİLLİ GÖRÜŞ Sonuç Bildirgesinde hak batıl mücadelesine yer verilerek dünyadaki fesadın batıldan kaynaklandığı, Milli Görüşün ise hakkı temsil ettiği iddia ediliyor. Bu iddianın doğru olup olmadığını aklımıza ilk gelen birkaç örnekle hemen test edelim= Bu görüşün yayın organı Milli Gazetenin 14 Temmuz 2006 tarihli Avrupa baskısında Türk bayrağı ile, 12 yıldızlı Hıristiyan-haçlı bayrağı iç içe geçmiş bir şekilde logo olarak kullanılmaktadır. Keza Milli Görüş Avrupa'daki internet sitelerinde hilal haç ve siyon yıldızı yan yana durmakta; yine Avrupa'da Milli Görüş'ü anlatan bildirilerde "Milli Görüş İbrahimi Dinler demektir" vurgusu yapılmaktadır. Yukarıda belirtilen gazetenin temel ilkeler kısmında ibrahimi dinlerin kardeşliği iddia edilmekte, çok dinliliği ve çok dinlilik içinde birliği hedefledikleri açıkça beyan edilmektedir. Görüldüğü gibi sadece bu deliller bile Milli Görüş'ün din ayrımı gözetmeden İslam la diğer dinleri eşit kategoriye soktuğunu ve bir papalık konseyi misyon ve projesi olan dinlerarası diyaloğu kendi misyonuymuş gibi sahiplendiğini açıkça ispatlamaktadır. O halde dünyayı batılın kasıp kavurduğu iddiası doğrudur; hakkı milli görüşün temsil ettiği iddiası ise büyük bir yalandır.
5. ZALİM EMPERYALİSTLERLE İŞBİRLİKÇİLER KİM? Sonuç bildirgesinde aynen şöyle deniyor= "? Bu zalim emperyalistlerle bilerek veya bilmeyerek işbirliği yapan Müslüman ülkelerin yöneticileri, Müslümanlar üzerindeki baskıları arttırmışlardır." Emperyalistlerle işbirliği yapan yöneticilerin varlığı bir gerçektir. Peki ama, acaba Milli Görüş'ün iktidar olduğu dönemde durum bundan farklımıdır? Başta inanç ve ibadet özgürlüğü olmak üzere tüm insan haklarında belki de yarım asır geriye gidilen 28 şubat karaları hangi başbakan imzalamıştır? Başörtüsü sorununun neredeyse ebediyen çözülmez hale gelmesi; imam hatiplerin ve kuran kurslarının kapatılması; İstanbul Fatih Çarşamba'da cübbe, şalvar, sarıkla dolaşan insanların sokaktan toplatılarak gözaltına alınması hangi başbakanın döneminde rastlamaktadır? Ki bu baskılar İsrail Yüksek Konseyinin aldığı karar doğrultusunda mason localarının dayatmasıyla hayat bulmuştur. Şu durumda bildiride bahsi geçen işbirlikçilerden birinin kim olduğu yeterince açık; öyle değil mi? Bir işbirlikçilik örneğide şudur ki Milli Görüş kadroları iktidarları boyunca başörtüsü, inanç ve ibadet hürriyeti gibi konularda çözümü AB'de ve AİHM'de arama yoluna gitmişler ve her defasında da elleri boş olarak dönmüşlerdir. Hatta AB'yi ve batılı siyasi çevreleri yerli unsurlara baskı aracı yapmaya bile çalışmışlardır. Bu tutum ve yaklaşımlar emperyalistlerle işbirlikçilik değil de peki ya nedir? Bütün bunların Milli Görüş adına yapıldığını bir kere daha hatırlatalım?
6. İSLAMIN TAHRİFİ ve MİLLİ GÖRÜŞSonuç Bildirgesinde light İslam anlayışıyla İslam'ın tahrif edilmeye çalışıldığı vurgulanmaktadır. Bu görüş doğrudur fakat milli görüş müntesiplerinin bundan şikayet etmeye hakları yoktur. Zira yukarıda belirtildiği gibi dinlerarası diyalog ve ibrahimi dinler kavramlarına sahip çıkarak light islam'a bizzat Milli Görüş çanak tutmaktadır. Çünkü dinlerarası diyalog ve ibrahimi dinler kavramları BOP'ta yer alan lıght İslam anlayışının Avrupa literatüründeki karşılığıdır. Bunların hepsi de İslam'ı tahrife yönelik ortak hedefleri olan projelerdir. Bu ne menem bir Milli Görüştür ki aynı projenin Amerikan patentlisine karşı çıkarken Avrupa patentlisine hizmet etmektedir!
7. ADİL DÜZEN OUT, MİLLİ EKONOMİ IN! Milli Görüş'ün ekonomik yaklaşımına değinmeden önce bir soru soralım= Milli Görüşçülerin yıllarca büyük iddialarla seslendirdikleri Adil Düzen'e ne oldu? Milli Görüş müntesiplerinin ekonomik sahadaki sözlerinin inandırıcı olabilmesi için önce adil düzenin akıbetini açıklamaları gerekiyor fakat bu apayrı bir konu. Biz şu kadarını söylemekle yetinelim ki 30 yıl karşı çıktıkları faize iktidarları döneminde NEMA adını vermeleri bu yaklaşımın ne kadar garip, sefil, rezil olduğunu göstermeye yeterde artar bile? Sonuç Bildirgesinde adil düzen unutturularak ekonomiye yeni bir bakış açısı getirilmeye çalışılıyor; aynen aktarıyoruz= "İnsanlarımız ülkelerinin sömürgeleştirilmesini engellemek ve haksızlıkları gidermek amacıyla 'Ekonomik Bağımsızlık, enstitüleri kurmalıdırlar. Buralarda adil bir ekonomik düzenin nasıl karşı milli ekonomiler desteklenmeli ve takviye edilmelidir. Kendi kavramlarımıza ve anlayışımıza uygun iktisadi düşünceler, sistemler ve modeller üretilmelidir. Sadece batının iktisat tarihi değil kendi iktisat tarihimiz araştırılmalı, hiç kimse ya da kesim model dışı bırakılmamalıdır? Üretim önemlidir, ancak tüketim de üretim kadar önemlidir. Tüketimin gücü kullanılabilmelidir?" Görüldüğü gibi Milli Görüş ekonomide de yeni bir bir şey ortaya koyamamış dahası bu ifadeler BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modelinden alelacele aşırılmıştır. Bu durum ahlaki olmadığı gibi Milli Görüş müntesiplerinin ekonomik sahada ne kadar aciz ve çaresiz olduklarının ve fikrin namusuna ve bir hakkı teslim etme erdemine ters düştüklerinin de delilidir. Gönül isterdi ki dünyanın alkışladığı, Nobele aday gösterilen ve Rusya tarafından uygulamaya koyulan bu asrın olayına, dediğimiz gibi en azından bir hakkı teslim etme kabilinden olsun bir cümleyle de olsa vurgu yapsınlar. Ama ne gezer! Çok açık söylüyoruz, eğer yapılsaydı bu onlar için bir doğruluk ve samimiyet ispatı olurdu. Fakat Milli Görüşçüler şunu da iyi bilsinler ki güneş balçıkla sıvanamaz. Yüze Türk milleti ve kamuoyu kimin ne yaptığının fakındadır. Artık kandırma, yutturma, yalan, hile, aldatma ve istismar dönemleri geride kalmıştır.
8. İFSATÇILARI TANITMAK Sonuç Bildirgesinde en çok dikkat çeken cümlelerden biri de şu= "Müfsitlerin İslam ülkelerinde işbirliği yaptıkları çevrelerin yalan ve desiseleri açık ve şeffaf bir şekilde ve demokratik uygulamalarla kitlelere aktarılmalıdır" Bu fikre aynen katılıyoruz. Biz de zaten bu yazıyı bu görevi ifa etmek için kaleme alıyoruz!
9. MİLLİ GÖRÜŞÜN ISLAH HAREKETİ Sonuç Bildirgesinde dünyanın fesada gittiği vurgulandıktan sonra Milli Görüşün bir ıslah hareketi olduğu iddia ediliyor. Yazımızın başından beri beyan ettiğimiz görüşler; delilleriyle ortaya koyulan çelişkiler kimin ıslah, kimin ifsat hareketi olduğunu açıkça gösteriyor olsa gerek! Bu konuda son söz Kur'an'ın olsun= "Onlar 'yeryüzünde bozgunculuk (ifsatçılık) yapmayın, denildiği zaman 'Biz ancak ıslah edicileriz, derler" (Bakara:11) Hiçbir mümin kardeşimizin bu ayetin tehdidine girmesini istemez?
10. AÇIK DAVET! Geçmişi, mahiyeti, uygulamalarıyla ne olduğu açıkça bilinen ve anlaşılan Milli Görüşün mensuplarına tavsiyemiz; sonu çıkmaz sokak olan bu tehlikeli ve yanlış gidişattan bir an önce dönmeleri ve tabiri caizse havanda su dövmekten vazgeçmeleridir. Bunu yaparlarsa hem kendileri dünyevi ve uhrevi mesuliyetten kurtulmuş; ve hem de milleti boş ve mesnetsiz meselelerle meşgul etmemiş olacaklar. Bu kardeşlerimizi, eğer gerçekten yeryüzünde bir ıslah hareketinin öncüleri olmak istiyorlarsa; doğruluk, dürüstlük, gerçeklik ve millete sahip çıkma adına Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın açtığı asil ve doğru yolda, ve dünyayı sömürü çarklarından kurtaracak asrın olayı Milli Ekonomi Modeli etrafında bir ve beraber olarak samimiyetlerini ispatlamaya davet ediyoruz. Zira hikmet ve doğruluk müminin yitiğidir; bulunduğu yerde ona sahip çıkmak erdemin ta kendisidir.ALİ DE?İRMENCİ
İzahat ve delillerine geçmeden evvel peşinen söyleyelim ki bu sempozyum açıkça Uluslarası Milli Ekonomi Modeli Kongrelerine nazire niteliğindedir; samimiyetten uzak olduğu için de kelimenin tam anlamıyla dağ fare doğurmuştur. Milli Ekonomi Kongreleri sonrasında ve yaklaşan seçimler öncesinde Prof. Dr. Haydar Baş'a ve BTP'ye meyleden kamuoyunu kandırarak siyasi rant elde etmek amacına matuf; hiçbir ilmi mesnetti olmayan bu ucuz ve çirkin politik girişim esasen çakalın kükreyerek gerçek aslanın karşısına çıkmasından başka bir şey değildir. Bu tespitimizdeki isabet sonuç bildirgesini tahlil edeceğimiz bu yazının sonunda daha iyi anlaşılacaktır.
SONUÇ BİLDİRGESİNDEN TESPİTLER ve TAHLİLLER
1. MİLLİ GÖRÜŞ BİR MEDENİYET PROJESİ MİDİR? Sonuç Bildirgesinden anlaşıldığı üzere sempozyuma damgasını vuran konuşma 54. hükümetin başbakanı N. Erbakan'ın konuşmasıdır ve Erbakan söz konusu +konuşmasında Milli Görüş'ün bir medeniyet projesi olduğunu iddia etmektedir. Sormadan edemiyoruz! Acaba buradaki Milli Görüş yıllardan beri ifade ettikleri ve iktidarları döneminde uygulamaya koydukları görüş ve düşüncelerimidir yoksa yeni bir buluş ya da kavram mıdır? Belli ki Milli Görüş anlayışında yeni bir şey yoktur ve hadise eski görüşlerin kamuoyuna yaldızlı cümlelerle temcid pilavı gibi yeniden sunulmasından ibarettir. O halde Milli Görüş'ün ne olduğunu bir kere daha hatırlamakta fayda var. Nedir bu Milli Görüş? Siyasette hedef AB'ye giriş; Ortadoğu'da takip edilen devlet ve hükümet politikası İsraille elele Ortadoğu'yu nizama koyma girişimi; ekonomide model, bir balon olduğu ortaya çıkan Adil Düzen; kültür ve inançta dinlerarası diyalog ve ibrahimi dinler kavramıyla ABD'nin BOP'uyla bütünleşmek? Bu vasıflara sahip bir Milli Görüş anlayışı nasıl oluyor da insanlığı kurtaracak bir medeniyet projesi olabiliyor, anlayan varsa beri gelsin!
2. IRKÇI EMPERYALİSTLER ve MİLLİ GÖRÜŞSonuç bidirgesinde Irkçı emperyalist hareketten bahsedilmekte ve bundan maksadın İsrail ve müttefikleri olduğu anlaşılmaktadır. Oysa Milli Görüş lideri Erbakan'ın iktidarda kaldığı 19996 - 97 deki 11 aylık dönemde, istihbarat Anlaşması ve tankların modernizasyonu başta olmak üzere İsraille imzalanan ekonomik, siyasi, askeri alanda tam 20 anlaşma ile şimdi ırkçı emperyalist diye vasfettikleri İsraili Ortadoğuda lider ve etkin konuma bizzat kendileri taşımışlardır. Peki hal böyleyken Milli Görüş'ün Irkçı Emperyalist görüşe karşı olduğu nasıl inandırıcı olabilir ki?
3. NASIL MİLLİ BA?IMSIZLIK? Yine Sonuç Bildirgesinde şöyle deniyor "Milli Görüş, milli bağımsızlığı esas alır" Bu iddianın da inandırıcı bir tarafı yoktur. Zira Milli Görüş'ün siyasi organizasyonu olan Saadet Partisinin programında AB'ye girme hedefi bir ana ilke olarak yer almaktadır. AB ise Hıristiyan kültürünü esas alan bir blok devlet olup Türkiye'yi bölüp parçalamayı amaçlamakta, kalan bir çekirdek devletin de egemenliğini Brüksel'e devretmesini şart koşmaktadır. 1993 tarihinde Kopenag Kriterleri bunu açıkça vurgulamaktadır. Ab sevdası peşinde olan Milli Görüşün Milli bağımsızlığı nasıl tesis edeceğini sorarak bu çelişkiyi kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
4. HAK-BATIL MÜCADELESİ ve MİLLİ GÖRÜŞ Sonuç Bildirgesinde hak batıl mücadelesine yer verilerek dünyadaki fesadın batıldan kaynaklandığı, Milli Görüşün ise hakkı temsil ettiği iddia ediliyor. Bu iddianın doğru olup olmadığını aklımıza ilk gelen birkaç örnekle hemen test edelim= Bu görüşün yayın organı Milli Gazetenin 14 Temmuz 2006 tarihli Avrupa baskısında Türk bayrağı ile, 12 yıldızlı Hıristiyan-haçlı bayrağı iç içe geçmiş bir şekilde logo olarak kullanılmaktadır. Keza Milli Görüş Avrupa'daki internet sitelerinde hilal haç ve siyon yıldızı yan yana durmakta; yine Avrupa'da Milli Görüş'ü anlatan bildirilerde "Milli Görüş İbrahimi Dinler demektir" vurgusu yapılmaktadır. Yukarıda belirtilen gazetenin temel ilkeler kısmında ibrahimi dinlerin kardeşliği iddia edilmekte, çok dinliliği ve çok dinlilik içinde birliği hedefledikleri açıkça beyan edilmektedir. Görüldüğü gibi sadece bu deliller bile Milli Görüş'ün din ayrımı gözetmeden İslam la diğer dinleri eşit kategoriye soktuğunu ve bir papalık konseyi misyon ve projesi olan dinlerarası diyaloğu kendi misyonuymuş gibi sahiplendiğini açıkça ispatlamaktadır. O halde dünyayı batılın kasıp kavurduğu iddiası doğrudur; hakkı milli görüşün temsil ettiği iddiası ise büyük bir yalandır.
5. ZALİM EMPERYALİSTLERLE İŞBİRLİKÇİLER KİM? Sonuç bildirgesinde aynen şöyle deniyor= "? Bu zalim emperyalistlerle bilerek veya bilmeyerek işbirliği yapan Müslüman ülkelerin yöneticileri, Müslümanlar üzerindeki baskıları arttırmışlardır." Emperyalistlerle işbirliği yapan yöneticilerin varlığı bir gerçektir. Peki ama, acaba Milli Görüş'ün iktidar olduğu dönemde durum bundan farklımıdır? Başta inanç ve ibadet özgürlüğü olmak üzere tüm insan haklarında belki de yarım asır geriye gidilen 28 şubat karaları hangi başbakan imzalamıştır? Başörtüsü sorununun neredeyse ebediyen çözülmez hale gelmesi; imam hatiplerin ve kuran kurslarının kapatılması; İstanbul Fatih Çarşamba'da cübbe, şalvar, sarıkla dolaşan insanların sokaktan toplatılarak gözaltına alınması hangi başbakanın döneminde rastlamaktadır? Ki bu baskılar İsrail Yüksek Konseyinin aldığı karar doğrultusunda mason localarının dayatmasıyla hayat bulmuştur. Şu durumda bildiride bahsi geçen işbirlikçilerden birinin kim olduğu yeterince açık; öyle değil mi? Bir işbirlikçilik örneğide şudur ki Milli Görüş kadroları iktidarları boyunca başörtüsü, inanç ve ibadet hürriyeti gibi konularda çözümü AB'de ve AİHM'de arama yoluna gitmişler ve her defasında da elleri boş olarak dönmüşlerdir. Hatta AB'yi ve batılı siyasi çevreleri yerli unsurlara baskı aracı yapmaya bile çalışmışlardır. Bu tutum ve yaklaşımlar emperyalistlerle işbirlikçilik değil de peki ya nedir? Bütün bunların Milli Görüş adına yapıldığını bir kere daha hatırlatalım?
6. İSLAMIN TAHRİFİ ve MİLLİ GÖRÜŞSonuç Bildirgesinde light İslam anlayışıyla İslam'ın tahrif edilmeye çalışıldığı vurgulanmaktadır. Bu görüş doğrudur fakat milli görüş müntesiplerinin bundan şikayet etmeye hakları yoktur. Zira yukarıda belirtildiği gibi dinlerarası diyalog ve ibrahimi dinler kavramlarına sahip çıkarak light islam'a bizzat Milli Görüş çanak tutmaktadır. Çünkü dinlerarası diyalog ve ibrahimi dinler kavramları BOP'ta yer alan lıght İslam anlayışının Avrupa literatüründeki karşılığıdır. Bunların hepsi de İslam'ı tahrife yönelik ortak hedefleri olan projelerdir. Bu ne menem bir Milli Görüştür ki aynı projenin Amerikan patentlisine karşı çıkarken Avrupa patentlisine hizmet etmektedir!
7. ADİL DÜZEN OUT, MİLLİ EKONOMİ IN! Milli Görüş'ün ekonomik yaklaşımına değinmeden önce bir soru soralım= Milli Görüşçülerin yıllarca büyük iddialarla seslendirdikleri Adil Düzen'e ne oldu? Milli Görüş müntesiplerinin ekonomik sahadaki sözlerinin inandırıcı olabilmesi için önce adil düzenin akıbetini açıklamaları gerekiyor fakat bu apayrı bir konu. Biz şu kadarını söylemekle yetinelim ki 30 yıl karşı çıktıkları faize iktidarları döneminde NEMA adını vermeleri bu yaklaşımın ne kadar garip, sefil, rezil olduğunu göstermeye yeterde artar bile? Sonuç Bildirgesinde adil düzen unutturularak ekonomiye yeni bir bakış açısı getirilmeye çalışılıyor; aynen aktarıyoruz= "İnsanlarımız ülkelerinin sömürgeleştirilmesini engellemek ve haksızlıkları gidermek amacıyla 'Ekonomik Bağımsızlık, enstitüleri kurmalıdırlar. Buralarda adil bir ekonomik düzenin nasıl karşı milli ekonomiler desteklenmeli ve takviye edilmelidir. Kendi kavramlarımıza ve anlayışımıza uygun iktisadi düşünceler, sistemler ve modeller üretilmelidir. Sadece batının iktisat tarihi değil kendi iktisat tarihimiz araştırılmalı, hiç kimse ya da kesim model dışı bırakılmamalıdır? Üretim önemlidir, ancak tüketim de üretim kadar önemlidir. Tüketimin gücü kullanılabilmelidir?" Görüldüğü gibi Milli Görüş ekonomide de yeni bir bir şey ortaya koyamamış dahası bu ifadeler BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modelinden alelacele aşırılmıştır. Bu durum ahlaki olmadığı gibi Milli Görüş müntesiplerinin ekonomik sahada ne kadar aciz ve çaresiz olduklarının ve fikrin namusuna ve bir hakkı teslim etme erdemine ters düştüklerinin de delilidir. Gönül isterdi ki dünyanın alkışladığı, Nobele aday gösterilen ve Rusya tarafından uygulamaya koyulan bu asrın olayına, dediğimiz gibi en azından bir hakkı teslim etme kabilinden olsun bir cümleyle de olsa vurgu yapsınlar. Ama ne gezer! Çok açık söylüyoruz, eğer yapılsaydı bu onlar için bir doğruluk ve samimiyet ispatı olurdu. Fakat Milli Görüşçüler şunu da iyi bilsinler ki güneş balçıkla sıvanamaz. Yüze Türk milleti ve kamuoyu kimin ne yaptığının fakındadır. Artık kandırma, yutturma, yalan, hile, aldatma ve istismar dönemleri geride kalmıştır.
8. İFSATÇILARI TANITMAK Sonuç Bildirgesinde en çok dikkat çeken cümlelerden biri de şu= "Müfsitlerin İslam ülkelerinde işbirliği yaptıkları çevrelerin yalan ve desiseleri açık ve şeffaf bir şekilde ve demokratik uygulamalarla kitlelere aktarılmalıdır" Bu fikre aynen katılıyoruz. Biz de zaten bu yazıyı bu görevi ifa etmek için kaleme alıyoruz!
9. MİLLİ GÖRÜŞÜN ISLAH HAREKETİ Sonuç Bildirgesinde dünyanın fesada gittiği vurgulandıktan sonra Milli Görüşün bir ıslah hareketi olduğu iddia ediliyor. Yazımızın başından beri beyan ettiğimiz görüşler; delilleriyle ortaya koyulan çelişkiler kimin ıslah, kimin ifsat hareketi olduğunu açıkça gösteriyor olsa gerek! Bu konuda son söz Kur'an'ın olsun= "Onlar 'yeryüzünde bozgunculuk (ifsatçılık) yapmayın, denildiği zaman 'Biz ancak ıslah edicileriz, derler" (Bakara:11) Hiçbir mümin kardeşimizin bu ayetin tehdidine girmesini istemez?
10. AÇIK DAVET! Geçmişi, mahiyeti, uygulamalarıyla ne olduğu açıkça bilinen ve anlaşılan Milli Görüşün mensuplarına tavsiyemiz; sonu çıkmaz sokak olan bu tehlikeli ve yanlış gidişattan bir an önce dönmeleri ve tabiri caizse havanda su dövmekten vazgeçmeleridir. Bunu yaparlarsa hem kendileri dünyevi ve uhrevi mesuliyetten kurtulmuş; ve hem de milleti boş ve mesnetsiz meselelerle meşgul etmemiş olacaklar. Bu kardeşlerimizi, eğer gerçekten yeryüzünde bir ıslah hareketinin öncüleri olmak istiyorlarsa; doğruluk, dürüstlük, gerçeklik ve millete sahip çıkma adına Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın açtığı asil ve doğru yolda, ve dünyayı sömürü çarklarından kurtaracak asrın olayı Milli Ekonomi Modeli etrafında bir ve beraber olarak samimiyetlerini ispatlamaya davet ediyoruz. Zira hikmet ve doğruluk müminin yitiğidir; bulunduğu yerde ona sahip çıkmak erdemin ta kendisidir.ALİ DE?İRMENCİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.