Muaviye bile inkâr edemiyor
Muaviye bile, Muhammed b. Ebu Bekir'e yazdığı bir mektupta, Hz. Ebu Bekir'i ve Hz. Ömer'i plân yaparak halifeliği Hz. Ali'nin elinden kapmakla suçlamaktadır. Mektubunda şöyle diyor: "Biz de biliyorduk, baban da biliyordu, halifelik Ali'nin hakkıydı"
29.09.2015 00:00:00
Halifeliği Hz. Ali'nin (a.s) almasına engel olmak için hareket edenlerin planlarında şunlar vardı:
1- Haşimoğulları'na muhalif grubu desteklemek maksadıyla önceden Medine'nin dışından başka unsurların Medine'ye getirilip hazır bekletilmesi? Bunun kanıtı da Hz. Ömer'in şu sözüdür: "Eslem kabilesini gördüğümde bunların bize yardım edeceğinden emin oldum." (Tarih-i Taberî, 2 / 459).
2- Bir aldatma olarak gerçekleşmiş uygulamaları bir oldu bittiyle kabul ettirmeye çabalamaları? Kendilerine karşı çıkanları Müslümanların birliğini bozmak ve fitne çıkarmakla suçlamaları? Nitekim bunu, daha sonra peş peşe meydana gelen olaylar aracılığıyla gözlemleyebiliyoruz. Bu arada biat etmeyenleri ve Sakife kararlarına muhalefet edenleri bastırma girişimlerinde bulunmaları?
(Tabakat-ı İbn-i Sa'd, 3/2/145; Ensab'ul-Eşraf, 1/589; Ikd'ül-Ferid, 4/247; es-Sakife ve'l-Hilâfe, Abdulfettah Abdulmaksud, s.13; es-Sakife Inkılabun Ebyed, İğtiyal-u Halid b. Sa'd b. el-Âs; İbn-i Asakir, Tercümet-ü Sa'd b. Ubade; Kenz'ül-Ummal, 3/134).
3- Önceden belirlenmiş bir plânın bulunduğunun kanıtlarından biri de, Osman b. Affan'ın, kendisine böyle bir şeyi yazmasını emretmediği hâlde Hz. Ebu Bekir'in vasiyetine, ondan sonraki halife olarak Ömer'in adını yazmasıdır.
(Tarih-i Taberî, 2/618; Sîret-u Ömer, İbn-i Cevzî, s.37; el-Kâmil Fi't-Tarih, 2/425). Çünkü Ebu Bekir baygındı. Osman, Ömer'in Ebu Bekir'den sonraki halife olduğunu nereden biliyordu?
3- Daha sonra Ömer Osman'ı, aralarında birinin halife seçecekleri kurula atıyor ve onun halife olmasını sağlayacak şekilde desteğini açıklıyor. Hiçbir tarihçi ve uzman araştırmacı, bu altı kişilik kurulu, hz. Ali (a.s) gibi açık ve net bir şekilde tahlil edememiştir.
(Ensab'ul-Eşraf, 5/19).
4- Sakife toplantısından sonra hükümet kurulunca, Ebu Bekir halife oldu, Ebu Ubeyde maliyenin başına getirildi, yargı görevi de Ömer'e verildi. (el-Kâmil Fi't-Tarih, 2/420). Bu üçü de devlet mekanizmasında en önemli ve en hassas görevlerdir. Devlet mekanizmasındaki bu görevler, önceden plânlanmadan öyle rast gele birine verilmez.
5- Ömer öleceği sırada şunu söylüyor: "Eğer Ebu Ubeyde sağ olsaydı, onu kendimden sonraki halife olarak tayin ederdim." (Şerh-u Nehc'il-Belâğa, İbn-i Ebi'l-Hadid, 1/190; Tarih-i Taberî, 3/292; el-Kâmil Fi't-Tarih, 3/65). Hz. Ömer'in böyle bir temennide bulunmasının nedeni, Ebu Ubeyde'nin yeterliliği ve liyakati değildi. Çünkü Ömer asıl hilâfete lâyık olanın Hz. Ali (a.s) olduğunu biliyordu. Ama yaşarken olduğu gibi öldükten sonrada da Hz. Ali'nin ümmetin liderliğini üstlenmesini istemiyordu.
6- Muaviye bile, Muhammed b. Ebu Bekir'e yazdığı bir mektupta, Ebu Bekir'i ve Ömer'i plân yaparak halifeliği Ali'nin elinden kapmakla suçlamaktadır. Mektubunda şöyle diyor: "Biz de biliyorduk, baban da biliyordu, halifelik Ali'nin hakkıydı. Bu hakka uymak ve yerine getirilmesini sağlamak bizim görevimizdi. Allah, Peygamber'i için katındaki nimetleri vermeyi dileyince, vadi de tamamlanınca ve kanıtı da her yerde belirgin bir şekilde ortaya konulunca, Allah, Peygamber'ini (s.a.a) katına aldı. Ali'nin hakkını elinden alan ilk kişiler senin baban ve Faruk (Ömer) oldu. Onun emirliğine karşı çıktılar. Bu hususta aralarında tam bir ittifak ve uyum vardı. Sonra Ali'yi kendilerine biat etmeye çağırdılar. O da biat işini geciktirdi, ağırdan aldı. Bunun üzerine ona karşı birtakım tedbirler aldılar ve onunla ilgili ağır plânlar kurdular.
(Müruc'uz-Zeheb, Mes'udî, 3/199; Sıffin Olayı, Nasr b.
Muzahim, s.119).
7- Emir'ül-Miminin Ali'nin (a.s) Ömer'e söylediği şu söz: "Yarısı senin olan sütü sağ ey Ömer! Yarın sana dönmesi için bugün onun (Ebu Bekir'in) işini iyi bağla (sağlamlaştırmaya çalış)." (el-İmame ve's-Siyase, s.29; Şerh-u Nehc'il-Belâğa, İbn-i Ebi'l-Hadid, 6/11).
8- Hz. Fatıma'nın (a.s) egemenliği ele geçirenleri siyasî hizipçilikle ve iktidarı Haşimoğulları'nın elinden almak için plân hazırlamakla suçlaması. Şöyle demişti Hz. Zehra: "Size ait olmayan bir deveye (hilâfete) kendi damganızı bastınız. Onu size ait olmayan bir yerde suvarmaya kalktınız. Fitne çıkacak iddiasıyla ve el çabukluğuyla iktidara el koydunuz."
1- Haşimoğulları'na muhalif grubu desteklemek maksadıyla önceden Medine'nin dışından başka unsurların Medine'ye getirilip hazır bekletilmesi? Bunun kanıtı da Hz. Ömer'in şu sözüdür: "Eslem kabilesini gördüğümde bunların bize yardım edeceğinden emin oldum." (Tarih-i Taberî, 2 / 459).
2- Bir aldatma olarak gerçekleşmiş uygulamaları bir oldu bittiyle kabul ettirmeye çabalamaları? Kendilerine karşı çıkanları Müslümanların birliğini bozmak ve fitne çıkarmakla suçlamaları? Nitekim bunu, daha sonra peş peşe meydana gelen olaylar aracılığıyla gözlemleyebiliyoruz. Bu arada biat etmeyenleri ve Sakife kararlarına muhalefet edenleri bastırma girişimlerinde bulunmaları?
(Tabakat-ı İbn-i Sa'd, 3/2/145; Ensab'ul-Eşraf, 1/589; Ikd'ül-Ferid, 4/247; es-Sakife ve'l-Hilâfe, Abdulfettah Abdulmaksud, s.13; es-Sakife Inkılabun Ebyed, İğtiyal-u Halid b. Sa'd b. el-Âs; İbn-i Asakir, Tercümet-ü Sa'd b. Ubade; Kenz'ül-Ummal, 3/134).
3- Önceden belirlenmiş bir plânın bulunduğunun kanıtlarından biri de, Osman b. Affan'ın, kendisine böyle bir şeyi yazmasını emretmediği hâlde Hz. Ebu Bekir'in vasiyetine, ondan sonraki halife olarak Ömer'in adını yazmasıdır.
(Tarih-i Taberî, 2/618; Sîret-u Ömer, İbn-i Cevzî, s.37; el-Kâmil Fi't-Tarih, 2/425). Çünkü Ebu Bekir baygındı. Osman, Ömer'in Ebu Bekir'den sonraki halife olduğunu nereden biliyordu?
3- Daha sonra Ömer Osman'ı, aralarında birinin halife seçecekleri kurula atıyor ve onun halife olmasını sağlayacak şekilde desteğini açıklıyor. Hiçbir tarihçi ve uzman araştırmacı, bu altı kişilik kurulu, hz. Ali (a.s) gibi açık ve net bir şekilde tahlil edememiştir.
(Ensab'ul-Eşraf, 5/19).
4- Sakife toplantısından sonra hükümet kurulunca, Ebu Bekir halife oldu, Ebu Ubeyde maliyenin başına getirildi, yargı görevi de Ömer'e verildi. (el-Kâmil Fi't-Tarih, 2/420). Bu üçü de devlet mekanizmasında en önemli ve en hassas görevlerdir. Devlet mekanizmasındaki bu görevler, önceden plânlanmadan öyle rast gele birine verilmez.
5- Ömer öleceği sırada şunu söylüyor: "Eğer Ebu Ubeyde sağ olsaydı, onu kendimden sonraki halife olarak tayin ederdim." (Şerh-u Nehc'il-Belâğa, İbn-i Ebi'l-Hadid, 1/190; Tarih-i Taberî, 3/292; el-Kâmil Fi't-Tarih, 3/65). Hz. Ömer'in böyle bir temennide bulunmasının nedeni, Ebu Ubeyde'nin yeterliliği ve liyakati değildi. Çünkü Ömer asıl hilâfete lâyık olanın Hz. Ali (a.s) olduğunu biliyordu. Ama yaşarken olduğu gibi öldükten sonrada da Hz. Ali'nin ümmetin liderliğini üstlenmesini istemiyordu.
6- Muaviye bile, Muhammed b. Ebu Bekir'e yazdığı bir mektupta, Ebu Bekir'i ve Ömer'i plân yaparak halifeliği Ali'nin elinden kapmakla suçlamaktadır. Mektubunda şöyle diyor: "Biz de biliyorduk, baban da biliyordu, halifelik Ali'nin hakkıydı. Bu hakka uymak ve yerine getirilmesini sağlamak bizim görevimizdi. Allah, Peygamber'i için katındaki nimetleri vermeyi dileyince, vadi de tamamlanınca ve kanıtı da her yerde belirgin bir şekilde ortaya konulunca, Allah, Peygamber'ini (s.a.a) katına aldı. Ali'nin hakkını elinden alan ilk kişiler senin baban ve Faruk (Ömer) oldu. Onun emirliğine karşı çıktılar. Bu hususta aralarında tam bir ittifak ve uyum vardı. Sonra Ali'yi kendilerine biat etmeye çağırdılar. O da biat işini geciktirdi, ağırdan aldı. Bunun üzerine ona karşı birtakım tedbirler aldılar ve onunla ilgili ağır plânlar kurdular.
(Müruc'uz-Zeheb, Mes'udî, 3/199; Sıffin Olayı, Nasr b.
Muzahim, s.119).
7- Emir'ül-Miminin Ali'nin (a.s) Ömer'e söylediği şu söz: "Yarısı senin olan sütü sağ ey Ömer! Yarın sana dönmesi için bugün onun (Ebu Bekir'in) işini iyi bağla (sağlamlaştırmaya çalış)." (el-İmame ve's-Siyase, s.29; Şerh-u Nehc'il-Belâğa, İbn-i Ebi'l-Hadid, 6/11).
8- Hz. Fatıma'nın (a.s) egemenliği ele geçirenleri siyasî hizipçilikle ve iktidarı Haşimoğulları'nın elinden almak için plân hazırlamakla suçlaması. Şöyle demişti Hz. Zehra: "Size ait olmayan bir deveye (hilâfete) kendi damganızı bastınız. Onu size ait olmayan bir yerde suvarmaya kalktınız. Fitne çıkacak iddiasıyla ve el çabukluğuyla iktidara el koydunuz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.