Müflis tüccar eski defter karıştırır

AKP'nin seçim boyunca kullandığı reklamlar ve verdiği mesajlar son derece ilgi çekiciydi.

Yerel seçimlerde adaylar yarışırken AKP'nin reklam kampanyasının merkezinde Erdoğan vardı.

İstanbul'la ilgili özellikle reklam filmlerinde reklam yüzü olarak da Erdoğan kullanıldı.

Seçilmesi istenen Murat Kurum olmasına rağmen reklam yüzü olarak Erdoğan'ın kullanılması esasında AKP'nin bile kendi adayına güvenmediğini ortaya koyuyordu.

Seçim sonuna doğru özellikle Erdoğan'ın belediye başkanlığının devamlı gündeme getirilmesi ve sinema tadında çekilen reklam filminde 2024'ten 1994'e giden süreci anlatması yetmezmiş gibi Erdoğan'ın O günkü görüntüleri sıkça gösterildi.

Siyasetin seçim sürecinde genellikle gelecekle ilgili güven verici mesajlar vermeye çalışması gerekirken AKP'de tam tersine geçmişe giderek adeta ben gelecekte size herhangi bir ümit vermiyorum ama siz yine de geçmişte yaptıklarımızın hatırına bize oy verin demeye getirdi.

Bu mesaj, adayımız Murat Kurum düşük profilli birisi ama siz yine de Erdoğan'ın geçmişte yaptıkları hizmetleri değerlendirin ve Kurum'un bütün yanlışlarına ve gaflarına rağmen AKP'nin adayını seçin mesajı üzerine kuruluydu.

Bu filmleri izlerken ister istemez aklıma "Müflis tüccar eski defter karıştırır" atasözü geldi.

Gerçekten de AKP siyaseten hızla erirken eski defterlerden medet ummuştu fakat dünün güneşi ile bugünün çamaşırları nasıl kurutulamıyorsa dünün söylevleri ve başarılarıyla bugünkü seçimler kazanılamıyor.

Seçim sonuçları açıklandığı zaman AKP'nin bu stratejisinin duvara tosladığını milletçe görmüş olduk.

CHP oylarını önemli ölçüde arttırsa da aslında bu CHP'nin kendi başarısından ziyade tepki oylarının ve emanet oyların CHP logosu altında toplanmasından başka bir şey değildir.

Eğer seçmen bu süreçte CHP'den gerekli randımanı alamazsa rotayı tekrar başka bir tarafa çevirecektir.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptığı ilk değerlendirmede erken seçim konusunu gündeme getirmeyeceğini açıkladı.

Bu açıklama eminim Erdoğan'ı çok rahatlatmıştır.

CHP bu seçim zaferi üzerinde tepinerek sık sık AKP'yi ve Erdoğan'ı köşeye sıkıştırması gerekirken erken seçim çağrısını yapmamakla seçim galibiyetini taçlandırmayı reddediyor demektir.

Sonuç olarak kutuplaştırıcı siyaset AKP ve CHP'yi bir kez daha ilk ikiye taşıdı.

Seçim kazanmaktan daha önemli bir şey varsa o da seçimin kazanımlarını korumaktır.

CHP bakalım bu seçimin kazanımlarını koruyabilecek mi?