Sayın İsmail Müftüoğlu, uzun zamandan beri tanıdığım dönem dönem görüştüğüm bir isimdir. İsmail Müftüoğlu'nun, "Erbakan Allah dostudur! Allah dostlarının gözünden düşenin zerresi bulunmaz!" başlıklı makalesini okuyunca hayretler içerisinde kaldım. Yazısında aynen şunları söylüyor. "Uçaklar on bin fit üzerinden uçarlar, eğer uçak herhangi bir sebeple yere düşerse yolculardan bazıları kurtulabilir, hiç değilse eşyalarından bazıları bulunabilir. Böylece kazazedeler belirlenebilir. Ama Allah dostlarının gönüllerinden düşenlerin yerde zerresi dahi bulunmaz" dedikten hemen sonra "Muhterem Erbakan, Allah dostlarını çok seven bir Allah dostudur..." diye eklemiş. Yani "Sakın ha! Erbakan'ın gözünden düşeyim deme" vurgusunu yapmış. Hayrete düşmemim sebebi, Sayın Müftüoğlu'ndan geçmişte duyduklarımdır. Uzun yıllardan beri İsmail beyle dönem dönem görüşürüz. Geçmişte de uzun sohbetlerimiz olmuştur. Bilindiği gibi Sayın Müftüoğlu, Erbakan hükümeti döneminde Adalet Bakanlığı yapmıştır. Yani Sayın Erbakan'ı yakından ve en iyi tanıyanlardan birisidir. Yaptığı iş devletin Adalet Bakanlığı olunca, birçok gizli kendisine aşikâr olmuştur. Bir grup dostumuzla birlikte Sayın Müftüoğlu'yla İstanbul Cağaloğlu'ndaki bürosunda bir araya gelmiştik. O görüşmeyi bugün gibi hatırlıyorum. Hatta kim nerede oturdu, neler konuşuldu hepsi hafızamda tazeliğini muhafaza ediyor. Görüşme esnasında söz döndü dolaştı Sayın Erbakan'a geldi. Sayın Müftüoğlu önem atfettiği bir bilgiden bahsetmeye başladı. Sayın Necmettin Erbakan'ın İsviçre Mason Locası'na kayıtlı olduğunu, İsviçre'den görevli olarak Türkiye'ye getirildiğini söyledi. Şimdi soruyorum, iki tane tezat teşkil eden ifade bir arada. İsmail bey, Erbakan 'mason' derken mi doğru konuşuyor; yoksa Erbakan 'Allah dostu' derken mi doğru konuşuyor. Bu iki özelliğin bir arada olması mümkün olmadığına göre, kesin olan İsmail beyin doğru sözlü olmadığıdır. Biz Sayın Erbakan'ın yanlışları konusunda zaman zaman kendisini eleştirip ikaz etmişizdir. Hatta bizzat benim de içinde bulunduğum bir grupla Sayın Erbakan'ı Ankara Balgat'taki evinde ziyaret etmiş, dini ve milli ölçülere sığmayan çalışmaları konusunda Avrupa Milli Görüş Teşkilatı çatısı altında yaptıkları dinlerarası diyalog faaliyetlerinin bir Vatikan projesi olduğunu belgeleriyle kendisini göstermiş ve ikaz etmiştik. O da bize geçmişte kendilerinin de bizim gibi idealist olduklarını ifade ederek, "Biz de sizin gibi idealistik. Baktık olmadı, geçtik diğer tarafa" demişlerdi. Ülkemiz nazik günlerden geçiyor, herkes eteklerinde ki taşları dökmek zorundadır. İlişkilerin şeffaf olması gerekmektedir, ya göründüğü gibi olmalı ya da olduğu gibi görünmelidir. Bu konuda toplumun önündeki kişilerin daha da hassas olması gerekmektedir. Sayın Müftüoğlu her zaman doğruları konuşmalı, Sayın Erbakan da etrafındakileri doğru seçmelidir.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024