Kendilerine siyasi rant kazandıracak her fırsatı değerlendirmekte kimsenin geçemeyeceği CHP ve MHP liderleri, rant görememiş olacaklar ki, dış politikada ‘depolitize’ olmuş durumdalar. Hükümetimiz de beraber sergiledikleri tiyatro gereği muhalefeti sürekli iç politika ekseninde tutuyor.
Erdoğan Hükümetinin de en büyük şansı böyle ‘dut yemiş bülbül’ misali muhalefetle siyaset yapıyor olması. Suriye kaynıyor, muhalefete her gün silah, gıda ve lojistik yardım gidiyor. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli kafalarını çevirmiş başka yöne bakıyorlar. İran, Suriye, İsrail, Ortadoğu gibi kavramlar onların ilgi sahalarının çok dışında.
İçeride terörün yakıp kavuran ateşini söndürmekte biçare Hükümet, Suriye’de yanan ateşi körüklemeye devam ededursun; muhalefet liderleri seneye nasıl bir Türkiye’de muhalefet yapacaklarından bihaber demeç verip duruyorlar.
Avrupa Birliğine girme adına verilen tavizlere sessiz kalan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli değil miydi? Kıbrıs meselesi, Kuzey Irak’ta Kürt Otoritesi ve Batının sözde Ermeni soykırımını temel kriter kabul etmesi bu Liderlerin demeçlerinde birkaç satır olarak yer aldı.
Yıllarca Milliyetçilik ekseninde siyaset yapan MHP’den beklenilen Dış Politik hamlelere şahit olamadık. Orta Asya’daki Kardeş Türk Devletler ile kurulabilecek birliktelikler ne pratikte ne teoride gündemlerinde olmadı.
Yine yıllardır Sosyal Demokrasi ekseninde söylem üreten CHP, kendilerine yakın görüşte olan ve ortak bir dış politik paydada buluşabilecekleri ülkelerle ilgili tek bir proje ortaya koymadı.
Sözü edilen muhalif partilere kıyasla, Türk siyaset tarihine yeni yüzyılın hemen başında katılan BTP, dış politika alanında oldukça fazla proje ve politikaya sahip bir siyasi parti.
Partinin Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, zaten partisinin varlığından da evvel Uluslararası üne sahip bir Siyaset ve Bilim Adamı. Merhum Aliyev de kendisinin görüşlerine önem vermiş, katıldığı bir törende kendisinden hemen önce onun konuşmasını istemiştir. ABD, Batı ve Doğu Avrupa ilim ve siyaset adamlarının itibar ettiği Sayın Baş, her fırsatta Türk Milletine dış politikada inandığı proje ve görüşleri anlatmıştır.
Milliyetimiz itibariyle Orta Asya’daki kardeşlerimizle ve ortak inancımızdan ötürü Arap-İslam dünyasıyla iş birliği Sayın Prof. Baş’ın öncelikli görüşleri arasındadır. Bu coğrafyalardaki kardeşlerimiz hem ekonomik hem de nüfus anlamında güçlü kaynaklara sahipler. Ancak bölgelerinde bir Ağabey Devlete ihtiyaç duyuyorlar. Sayın Baş her fırsatta Türkiye’nin tarihi ve tabii misyonu gereği bu rolü üstlenmesinin önemini vurgulamaktadır.
İnşallah bir başka yazımızda Sayın Hocamızın dış politika alanındaki orijinal ve güçlü projelerinden bahsederiz.
Erdoğan Hükümetinin de en büyük şansı böyle ‘dut yemiş bülbül’ misali muhalefetle siyaset yapıyor olması. Suriye kaynıyor, muhalefete her gün silah, gıda ve lojistik yardım gidiyor. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli kafalarını çevirmiş başka yöne bakıyorlar. İran, Suriye, İsrail, Ortadoğu gibi kavramlar onların ilgi sahalarının çok dışında.
İçeride terörün yakıp kavuran ateşini söndürmekte biçare Hükümet, Suriye’de yanan ateşi körüklemeye devam ededursun; muhalefet liderleri seneye nasıl bir Türkiye’de muhalefet yapacaklarından bihaber demeç verip duruyorlar.
Avrupa Birliğine girme adına verilen tavizlere sessiz kalan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli değil miydi? Kıbrıs meselesi, Kuzey Irak’ta Kürt Otoritesi ve Batının sözde Ermeni soykırımını temel kriter kabul etmesi bu Liderlerin demeçlerinde birkaç satır olarak yer aldı.
Yıllarca Milliyetçilik ekseninde siyaset yapan MHP’den beklenilen Dış Politik hamlelere şahit olamadık. Orta Asya’daki Kardeş Türk Devletler ile kurulabilecek birliktelikler ne pratikte ne teoride gündemlerinde olmadı.
Yine yıllardır Sosyal Demokrasi ekseninde söylem üreten CHP, kendilerine yakın görüşte olan ve ortak bir dış politik paydada buluşabilecekleri ülkelerle ilgili tek bir proje ortaya koymadı.
Sözü edilen muhalif partilere kıyasla, Türk siyaset tarihine yeni yüzyılın hemen başında katılan BTP, dış politika alanında oldukça fazla proje ve politikaya sahip bir siyasi parti.
Partinin Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, zaten partisinin varlığından da evvel Uluslararası üne sahip bir Siyaset ve Bilim Adamı. Merhum Aliyev de kendisinin görüşlerine önem vermiş, katıldığı bir törende kendisinden hemen önce onun konuşmasını istemiştir. ABD, Batı ve Doğu Avrupa ilim ve siyaset adamlarının itibar ettiği Sayın Baş, her fırsatta Türk Milletine dış politikada inandığı proje ve görüşleri anlatmıştır.
Milliyetimiz itibariyle Orta Asya’daki kardeşlerimizle ve ortak inancımızdan ötürü Arap-İslam dünyasıyla iş birliği Sayın Prof. Baş’ın öncelikli görüşleri arasındadır. Bu coğrafyalardaki kardeşlerimiz hem ekonomik hem de nüfus anlamında güçlü kaynaklara sahipler. Ancak bölgelerinde bir Ağabey Devlete ihtiyaç duyuyorlar. Sayın Baş her fırsatta Türkiye’nin tarihi ve tabii misyonu gereği bu rolü üstlenmesinin önemini vurgulamaktadır.
İnşallah bir başka yazımızda Sayın Hocamızın dış politika alanındaki orijinal ve güçlü projelerinden bahsederiz.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012