logo
24 NİSAN 2024

Musa gelene kadar, sahne sihirbazların-II

02.03.2012 00:00:00
“Suudilerin tarihsel olarak yaptıkları en kritik şeylerden biri, ABD’yle dostluğu sürdürmenin yanında, petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılmasında ısrarcı olmalarıdır. Bu nedenle ABD Hazinesi başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı bir avantaja sahiptir. Gerektiği her durumda para basarak petrol alabilmekteyiz?”
    -ABD’nin  Suudi Arabistan Büyükelçisi-
Bretton Woods sistemi, Amerikan doları altın kadar güçlü olduğu ve altına sabit bir orandan çevrilebildiği sürece işledi. Dolar bu sistemin birleştirici para birimiydi. Diğer ülkeler doları, tıpkı altın gibi parasal rezerv olarak tutuyorlardı. Ne var ki 1960’ların ortalarından itibaren ABD’nin ödemeler dengesi açığı genişledi ve ülkeden dolar çıkışı dolar girişine oranla yükseldi. Dünyanın geri kalanı da ABD’nin altın stoklarının ABD dışındaki bütün dolarların değerini karşılayamayacağının farkına vardı.(Allen, Larry; Keseden Bankaya Tezgahtan Borsaya; Kitap yay. 2003, s.153)
1970’li yılların başlarında Avrupa ve Asya ekonomilerinin artan rekabet gücü, Vietnam Savaşı harcamalarının ABD ekonomisine getirdiği yük, var olan iktisadi düzeni sarstı. Başta Fransa olmak üzere, önemli ülkelerin merkez bankaları ABD’den ellerindeki dolarlar karşılığında altın isteminde bulunmaya başladılar. (Ardor, Hakan Naim–Öztürk, Fahriye; “ORTADOĞU PETRO-DOLARLARI, PETRO-DOLAR YENİDEN DÖNGÜSÜ VE KÜRESEL REKABET” isimli makale). De Gaulle, 1965’te Fransa merkez bankasındaki üç yüz milyon dolar karşılığı olarak ABD’den altın talep ettiğinde, ABD mali sistemi açıkça iflas ile karşı karşıya geldi. (Gökay Bülent-Rogers Paul, “Irak, İran ve Petrodoların Sonu, Versus yay. 2006, s.28. İngilizceden Ceviri Gamze Erbil). Bu gelişmelere bağlı olarak 1971 yılının ortasında FED’den altın çekimi hız kazandı ve rezervler kritik bir düzeye geriledi. 1949’da 25 milyar dolarlık değere sahip olan altın stoku 1970’lerin başında 12 milyar dolara düştü. (Allen, Larry; Keseden Bankaya Tezgahtan Borsaya; Kitap yay. 2003, s.153). Bu süreçte ABD’nin baş müttefiki durumundaki İngiltere Merkez Bankası bile 3 milyar dolarlık rezervi karşılığında 2600 ton altın almıştır. (Ardor, Hakan Naim, a.g.m.).  
Ülkenin dışarıdaki dolar varlıkları 1960’tan itibaren Amerikan altın stokunu aştı; 1968’de üç kat, 1972’de sekiz kat fazlaydı. Dolara sahip olan Avrupa bankaları dolar olarak kredi açıyorlardı. Bu Avrupa dolarları toplamı 1971 sonunda yüz milyar dolara yaklaşıyordu. (Breaud, Michel; Kapitalizmin Tarihi; Dost yay. 2003, s. 256). Sonuçta Ağustos 1971’de ABD başkanı Nixon’ın yeni ekonomik politikayı ilan etmesiyle Bretton Woods sistemi çöktü. Artık doların altınla değiştirilmesi geçici olarak durduruldu. Ve hala bu geçicilik hala devam etmektedir!
Kriz sonrasında artık doların arkasında ABD yönetiminin “tam güvenirliği ve saygınlığı(!)” dışında bir şey kalmamıştı. Bu noktadan sonra, ABD, başkalarından almak zorunda olduğu mal ve hizmetler karşılığında diğer ülkeleri, değeri düşmüş her doları kabullenmeleri için ikna etmek zorundaydı. Diğer ülkelerin ABD dolarını tutmaları için ekonomik bir gerekçe bulması gerekiyordu: bu gerekçeyi petrol sağladı. (Irak, İran ve Petrodoların Sonu, s. 28).
ABD petrol ticaretinin bir para sepeti ile yapılmasını önleyerek doların egemenliğini sürdürmek amacıyla dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan ile üst düzey görüşmelere başladı. Söz konusu bu görüşmeler sonucunda, Suudi Hükümeti petrol gelirleri ile gizlice 2.5 milyar dolar değerinde ABD hazine bonosu satın aldı. Böylece “petro-dolarların yeniden döngüsü” (petrodolar recycling) olarak bilinen ve Newyork ve İngiltere bankacılık sisteminin lehine olan süreç başladı. Suudi Arabistan ile gerçekleştirilen bu görüşmeler ileri bir tarihte ABD Hazine Genel sekreteri Blumental tarafından Suudi Arabistan’ın petrol ticaretini yalnızca dolarla yapacağı yönünde güvence verdiği biçiminde açıklanmıştır. (Ardor, Hakan Naim Öztürk, a.g.m.). Bu noktanın önemi, 2002 yılında, ABD’nin eski bir Suudi Arabistan büyükelçisi tarafından ABD kongresindeki bir komitede su sözlerle ifade ediliyordu: “Suudilerin tarihsel olarak yaptıkları en kritik şeylerden biri, ABD’yle dostluğu sürdürmenin yanında, petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılmasında ısrarcı olmalarıdır. Bu nedenle ABD Hazinesi başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı bir avantaja sahiptir. Gerektiği her durumda para basarak petrol alabilmekteyiz?”
Suudi yönetimiyle yapılan anlaşmanın hemen ardından, Suudi Arabistan’ın dayatmasıyla, OPEC de bu anlaşmayı kabul etmiş ve böylece artık OPEC’in ürettiği petrol sadece ABD doları üzerinden satılır hale gelmişti. Dolayısıyla petrol standardı, dolar standardı haline gelmiş oldu. (Irak, İran ve Petrodoların Sonu, s. 30).
Gelinen noktada rahatlıkla şunu söyleyebiliriz; 1913’te birkaç beynelminel ailenin girişiyle kurulan Amerikan Merkez Bankası FED, 1944’te dünyanın merkez bankası oldu. Başlangıçta verilen “altına karşılık emisyonu artırma” sözü sadece 1960’lı yıllara kadar, doların altına konvertibilitesi ise 1971’e kadar sürdü. Ardından OPEC ülkelerinin dolar karşılığı petrol satmaları sağlandı. Böylece dünyadaki dolarla satın alınan bütün petroller Amerika’nın oldu!
 
Mehmet Maruf / diğer yazıları
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.