1- Dili gereksiz şeyleri konuşmaktan korumak:
Gereksiz şeyleri konuşmak, Müslüman'ın kendisini ilgilendirmeyen şeyleri konuşması demektir. Bir başka mânâsıyla, kişinin en kıymeti serveti olan vaktini boşa harcaması demektir. Oysa Müslüman bu vakti Allah'ı zikrederek geçirse bu vakit sayesinde çok büyük mükâfata kavuşur.
Gereksiz konuşmak herhangi bir zarara sebep olmasa bile, onda bir zarar ve mükâfat kaybı vardır.
Bu yüzden Resûlullah Efendimiz (aleyhissalatü vesselâm) şöyle buyurdular:
"Kişinin iyi bir Müslüman olmasının alameti kendisini ilgilendirmeyen şeylerle uğraşmayı bırakmasıdır." (Tirmizî Zühd, 2317; İbn-u Mâce, Fitneler, 3976; İmam Malik, Muvatta Güzel Ahlak, 347; Ahmed, Müsned, 1/201)
Resûlullah yine şöyle buyurdu:
"Süküt eden (susan) kişi kurtuluşa erer." (Tirmizî, Kıyametin Özelliği 2501; Ahmed, Müsned, 2/159, 177; ed-Darimî 2/299)
Mücahid, Abdullah ibn-i Abbâs'dan (Allah Onlardan razı olsun) şunu işittim der:
"Beş haslet var ki, benim için saklanan Arap atlardan daha hayırlıdır.
- Seni ilgilendirmeyen şey hakkında konuşma. Çünkü bu fuzuli bir iştir ve bu boş konuşma yüzünden günah işlemediğine emin değilim.
- Seni ilgilendiren konuda ancak yeri geldiğinde konuş. Zira yeri geldiğinde konuşulmadığı için kaybolup giden nice faydalı sözler vardır.
- Ne halim kimseyle ne de ahmak kişiyle tartış. Zira halim kişi küser, ahmak da sana eziyet eder.
- Yanında olmayan kardeşini, seni gıyabında nasıl anmasını istersen sen de öyle an. Nasıl onun seni bağışlamasını istersen, sen de onu bağışla. Kardeşin sana nasıl muamelede bulunmasını istersen sen de ona o şekilde muamelede bulun.
- İyilik yaptığında mükafat ile, kötülük yaptığında ceza ile karşılık görecek adam gibi amel et."
Lokman Hekim'e:
- Hikmetin nedir? diye soruldu.
O da şu cevabı verdi:
- Üstüme vazife olmayan (üzerime düşmeyen) şeyi sormam. Beni ilgilendirmeye şey için çaba harcamam.
Gazalî (Allah O'na rahmet etsin) şöyle der:
"Seni ilgilendiren konuşmaların sırrı şudur: Eğer yaptığın konuşmayı yapmamış olsaydın ne günahkâr olurdun, ne de zarar görürdün. Bunun örneği şudur: Bir mecliste oturup oradakilere, yaptığın yolculukları, yolculukta gördüğün dağları, ırmakları, karşılaştığın olayları, beğendiğin yemek ve elbiseleri, o memleketlerde hoşuna giden âlimlerin ve yaşlıların anlattıkları garip ve hoş hikâyeleri anlatmaktır. İşte bu şeylerden bahsetmeyip sustuğun takdirde ne günahkâr olursun, ne de zarara uğrarsın.
Tüm dikkatine rağmen, bu anlattıklarında, hadiselerin etkisinden kurtulamayarak, eksiklik, fazlalık, gıybet ve kibirlenme olabilir. Böylece zamanını boşu boşuna harcamış olursun. Sonuçta bu gibi kusurlardan kurtulman senin için imkânsızlaşabilir de.
Seni ilgilendirmeyen hususlardan biri de başkasına gereksiz bir şeyi sormandır. Çünkü bu soruyu sormakla hem senin vaktini, hem sorduğun kişinin vaktini de ziyan etmiş oluyorsun. Zararın bu kadarı sorularında sıkıntı veren bir şey olmadığı zamandır. Hâlbuki soruların çoğu sıkıntıya sebep olabilir.
Mesela, arkadaşının ibadeti hakkında soru sorman gibi. Ona, oruçlu musun diye soru sorarsın. Eğer, 'evet oruçluyum' derse, kendi ibadetini ortaya çıkardığından dolayı işin içine riya girmiş olur. Girmezse bile bu ibadetin gizliliğini ihlal etmiş olur. Oysa gizli ibadet açık ibadete nazaran derecelerce üstündür. Eğer 'hayır' derse o zaman yalancı durumuna düşer. Eğer susup cevap vermezse o seni küçümsemiş gibi olur, sen de ona eziyet etmiş olursun. Eğer cevabı savuşturmaya kalkışsa kendisi sıkıntı çeker. Kısaca, sen ona bu soruyu sormakla, onun ya riyâya yahut yalana veya hakarete ya da sıkıntıya düşürmüş oluyorsun." (Gazalî, İhya-i Ulûmi'd Dîn, 1546)
Müslüman'ın günahlarını veya saklayıp açığa çıkmasından utandığı her şeyi sormak da aynen bunun gibidir. Yolda karşılaştığın arkadaşına; 'neredeydin' diye sorman da bunun gibidir. Belki sana cevap vermeyecek bir mâniası vardır. Eğer onu söylerse rahatsız olabilir. Doğruyu söylemezse yalancı olur ve buna sen sebep olmuş olursun.
Müslüman kardeşim! Seni ilgilendirmeyen konuşmalardan sakınman gerekir. Bunun da insanın nefsine çok zor geldiğini bil.
Murik el-İclî şöyle der:
"Yirmi seneden beri peşine düşüp, henüz elde edemediğim ve bırakmak niyetinde de olmadığım bir iş vardı."
Kendisine bu işin ne olduğunu sorduklarında, "Beni ilgilendirmeyen şeyler hakkında susmaktır" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024