İslâm âlimleri aile hayatında mahrem durumlarda eşlerin birbirinin tüm organlarına bakabileceğini; ancak, haya ve utanma gibi duyguların tamamen yok olmaması için avret yerlerine bakılmamasını emir buyurur. Hayanın imandan olduğunu bildiren İslâmiyet, insanın yalnız başına olduğu zaman bile tamamen çıplak olmasını yasaklamıştır. Bazı haller dışında, her zaman insanın iki omuzunda Kirâmen Kâtibin melekleri ve her yerde hazır olan Allah onu görmektedir. Kendi avret yerlerini göstermedikleri gibi başkalarının avret yerlerine de bakmamaları gereken müslümanların uygunsuz ortamlardan uzak durmaları bundan dolayıdır. Diğer bir husus da, hastalık hallerinde doktorun bakabileceği durumlar vardır. Zaruret hallerinde doktor bir müslümanın avret yerine teşhis ve tedavi için bakabilir, gerekirse eliyle değebilir. Ancak günümüzün kadın-erkek ilişkilerinin kontrolsüz olduğu bir ortamda erkek doktor varken kadın doktorlara görünmek doru değildir. Ancak erkek doktor bulunamadığı hallerde sağlığın tehlikede olduğu bir durumda kadın doktora da görülebilinir. (Kadın içinde aynı dourum geçerlidir. Kadın doktor varken erkeğe görünmek doğru değildir.) Avret yerinin göbekle diz kapağı arası olması, müslüman erkeklerin bu kıyafette dolaşabilecekleri anlamına gelmez. Onlar yine, vücutlarını kapatmakla yükümlüdürler; giyilecek elbiseleri olduğu halde bu kıyafetle dolaşamazlar. Bu kadarı, farz olan örtünmedir. Bunun dışında, giyinmenin sünneti, adabı vardır ki, Rasûlüllah Efendimiz (sav) bu konuda bir örnektir. Kadınların avret yerleri Kur'an-ı Kerim'in Nur süresi 31. ve Ahzab süresi 59. âyetleri müslüman kadınların yabancı erkekler karşısında ve sokağa çıktıkları zaman "Kendiliğinden görünen kısımlar" dışında bütün vücutlarını kapatmalarını; "cilbab"larının başlarından aşağı yaka ve omuzlarına sarkıtmalarını; süslerini açıp göstermemelerini; gizledikleri süslerin de başkaları tarafından bilinmesi için uygunsuz hareketler yapmamalarını istemekte; Ahzâb 32. âyette de Peygamber'in hanımlarının şahsında tüm müslüman kadınlardan, yabancı erkeklerle konuştukları zaman sözü yumuşak bir eda ile söylememeleri, ciddi ve gerektiği kadar konuşmaları istenmekte; bütün bunlardaki amacın ise kalbinde kötülük duygusu olan fasıkların ümitlenmemesi ve kıyafetinden hayalı bir müslüman kadın olduğu bilinsin de rahatsız edilmemesi içindir.