Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Hakikat nerede?
(Şiir: Mustafa Kemal Atatürk-1923)
Ne kadar güzel, ne kadar şimdiki çağımıza da ışık tutan bir şiir değil mi?
Türk milleti olarak nereden geldiğimizi, kimliğimizi, geleneklerimizi, kültürümüzü unutarak değil, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın da dediği gibi "Korktukları şey olun, Türk olun!" sözüne muhatap olarak bu yüce ve tarihi değerlerimizi korumamız gerektiğini anlamamız gerekir artık.
Gözlerimize inen gaflet perdesini yırtıp atmamız, bize ihanet eden insanları bırakmamız, tarihimize yakışır özgür ve refah içinde, bütün dünyanın korktuğu Türk olmamız gerekir artık.
Türk'üz biz! Bunu gururla, başımız dik, nerede olursak olalım, hangi ülkede yaşarsak yaşayalım söylememiz gerek. Kimliğimizden ödün vermeden, hiçbir kültüre özenmeden, gururla... Ben Türk'üm!
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ne güzel söylemiş değil mi:
İnsin gözlerdeki gaflet perdesi... Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin... Yalanı artık bırakın, doğruya yönelin. Türk'e yakışmaz yalancılarla olmak, başka kültürlere özenip ona benzemek, başka devletlerden korkup içine sinmek, onun dediğini yapmak zorunda hissetmek. Bize yakışmaz...
Ne yakışır bize? Türk ne yapar? Bu soruya yakışır o kadar güzel bir insan var ki örnek vereceğimiz. Prof. Dr. Haydar Baş...
Öyle bir Türk olma sevgisi ki, bir bilek bir yürek olup bu vatanı koruma, kollama, düşmana fırsat vermeyip, bütün kurulan tuzakları görüp milleti ayıktırma, onu bu tuzaktan kurtarma, dostuna güven verme, düşmana korku salma, kendi kimliği olan Türk kimliği altında Türk, Kürt, Alevi, Sünni demeden ülkemizde yaşayan bütün müslümanları bir ve beraber etme, bunun çabası, bunun isteği...
Aynı zamanda dinini en güzel bir şekilde yaşama, yaşattırma, dinimizi, kültürümüzü öğretme, Müslüman Türk çizgisinde yürüme...
Öyle bir Türk ki, gavuru kendi ayağına getirtme, gel ne olursun Milli Ekonomi Modelini bize de anlat, bize de öğret dedirtme. Günlük yaşamında, iş hayatında, yurt içinde ve yurtdışında asla kendi kimliğinden, kendi inancından bir çizgi bile taviz vermeme... Kimsenin kınamasından korkmama, kendine güvenen, tarihine saygı duyan, Atasına minnettarlık duyan, kültürünü korumaya çalışan, dinini en güzel bir şekilde yaşayan insan Prof. Dr. Haydar Baş.
Daha da anlatmama gerek var mı? Türk nasıl olunur diye. Örnek almamız gereken kişiyi gören gördü, görüp de o gaflet perdesini indiremeyen insan ise göremedi, tarih yazan kişinin döneminde var olup onu anlayamamak, ona inanmamak, bilmiyorum ki bu nasıl bir gaflet, nasıl nasipsizlik...
Ama şimdi bu kültür ve inançla yetiştirilen Prof. Dr. Haydar Baş'ın oğlu Avukat Hüseyin Baş var. Yetiştirdiği mükemmel kadrosu ve gençliği var. Bu ülkenin hâlâ bi hayali var. Umudu var.
Binlerce Haydar Baş var. Bu yüzden bu vatan bölünmeyecek, bu gaflet perdesi inecek... Bizler buna vesile olmak için varız, Allah'ın izniyle...
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -2- / 15.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli / 14.03.2022