1400 küsür İslam tarihinde, İslam'ın ve Müslümanlığın bu derece aşağılandığı, Allah'ın en son gönderdiği ve tek hak din olan İslam dininin bu denli dile dolandığı bir başka çağ var mı acaba?
Bilgisi olan lütfen bana da bildirsin.
Dünyayı tekellerinde bulunduran, düşünce dünyalarını Hiristiyan inancının oluşturduğu süper güçler ve onlarin işbirlikçisi geri kalmış/bırakılmış müstemleke ülkelerindeki kimi kişi, köşe yazarı, teolog, fikir(!) adamları Allah'ın bu en son ve tek hak dini olan İslam'a hakaretlerini esirgemiyorlar.
Camide ön safta yerini alan hacı dayının bile cebinde bir ibret vesikası gibi duran kimi gazeteler bu dine kin kusuyorlar.
Ne ilginç ama.
Okul altında bulunan mescit, üstünde yükselen minare, yanından geçen başörtülü bacı, ezan sesi ile güya kesilen dersler hep şu ülkede var olan tek ve en büyük tehlike.
Bir ülkenin olmazsa olmazı bağımsızlık her yönüyle tehlikede.
Önemli değil, önemli olan okulun altındaki mescit.
Yasama, yürütme ve yargı IMF'nin insafına terk edilmek isteniyor.
Önemli değil, asıl tehlike başörtüsü.
Özelleştirme adı altında ülkenin stratejik öneme haiz arazileri, fabrikaları yabancılara peşkeş çekiliyor, ülke haraç mezat satılığa çıkarılmış.
Önemli değil, önemli olan minareden yükselen ezan sesinin dersi kesip kesmediği.
Bu nasıl bir haldir ya Rabb'i.
Dün akşam Muharrem Bayraktar Bey'in hazırlayıp sunduğu "Diyalog" programını izlediniz mi?
Yoksa aynı saatlere denk getirilen paparazzilere mi takıldınız?
Sanmam.
Orada konuşmacı olarak katılan ilim adamlarını izlediniz mi?
Yoksa aynı saatlere denk gelen "Ceviz Kabuğu" gibi girift, girintili çıkıntılı, çözülmesi hayli zor ve "Ceviz Kabuğu" kadar hacimdeki geyik muhabbetine mi takıldınız?
Büyük ideali ikinci bir "çıplak uyarıcı" olmak olan ünü henüz yayılmaya başlamış, tefsirinin henüz bir kaç cildi yayınlanmış teoloğu mu dinlediniz?
Ama biz "Diyalog" programına, "Dinlerarasi Diyalog" muamması yüzünden isminin ne zaman değişeceğini dört gözle bekledigimiz "Diyalog" programına dönelim.
Konuşmacılar o programda nasıl bir tablo çizdiler?
Ne dediler?
Ne demek istediler?
Düşünme zahmetinde bulundunuz mu?
Yoksa program öncesi yudumladığınız tuzlu ayran uykunuzu mu getirdi?
Bir elinizde kumanda aleti, diğerinde tesbih oturduğunuz koltukta uyuya mı kaldınız?
Hey baba! Baba! Program bitti! Yatağına git! Komutuyla mı uyandınız?
Memleket elden gidiyor beyler!
Öyle bir gidiş ki, bir ilizyonistin, çesitli göz boyama veya mesleki becerilerle üzerinde oturduğunuz sandalyeyi çaktırmadan altınızdan alması ve sizi orada "koltuku-u muallaka" gibi hava asılı bırakmasına denk bir kurnazlıkla memleket gidiyor.
İki şeyi çok merak ediyorum.
Birincisi, her fırsatta vatan-millet edebiyatı yapanaların bu gelişmeler sonrası, hala mı İslam hakkında aynı kanaatleri taşıyor.
Ülkenin bölünüp parçalanması için yogun gayret sarfedenlerin İslam'ı ve Müslümanları karalamak için uydurdukları yalanlara hala mı inanıyorlar?
Bir ülkenin bekası için sart olan unsurların tek tek yok olmaya başladığı bir zaman diliminde o kişilerin hala İslam'ı en büyük tehlike göstermelerini ne kadar daha dinleyecek?
İkinci husus ise şu;
Kimse kızmasın, darılmasın ama, hemen her fırsatta karşımıza çıkan dillere destan "hocaefendinin hizmetleri" neye yaradı/yarıyor?
Şunu yapmayın günahtır.
"Siz hizmetleri kıskanıyorsunuz."
Bunu yapmayın, İslam akaidinde böyle bir şey yoktur.
Siz "hizmetleri" kıskanıyorsunuz.
Kıskanmıyoruz, vallahi kıskanmıyoruz, kıskanılacak bir sey yok ortada.
Aksine, ağlanacak bir hal var.
"Hizmetler" sonrası İslam'ın ve Müslümanlığın kazandığı bir milimlik ivmeyi bize gösterin.
Adına destanlar, methiyeler dizilen "Dinlerarası Diyalog" İslam'ı ve Müslümanlığı potansiyel terörist ilan etmekten başka neye yaradı?
Müslümanların kanının dökülmesinden, ırzlarına geçilmesinden, vatanlarından sürülmesinden başka neye yaradı?
Bu "Dinlerarası Diyalog" sonrası bolca papaz ayini, kilise marasimleri, kilise kurdelası kesen reis izlemekten baska bir şey olmadı.
Papaz efendilerin, haham beylerin sevimli birer kisi olarak ekranlara çıkarıldığı, mensup oldukları dinin en doğru, en güvenilir, en insancıl din oldugu vurkulanırken, İslam ve Müslümanlar tu kaka edildi.
Potansiyel terörist ilan edildi.
Yoksa yalan mı bütün bunlar?
Bu "Dinlerarası Diyalog" sürecinin fikir babası, mücidi olan Vatikan ve onun başında bulunan Papa cenapları, Duble Bush'a; ben burada iken burayı bombalama diyebiliyorsa, emredebiliyorsa, niye, ne burayı ne de başka bir yeri asla bombalama demedi?
Hani dünya barışı içindi bu sevdalıklar?
Afganistan'da ölen masumlar için de gözyaşı dökülüyor mu? İsrail'de ölenler için dökülmüştü ya.
Ha! Sakin şu müseccel yalanı tekrarlamayın;
ABD'yi Usame bin Laden bombaladı.
Bunun büyük bir yalan oldugunu ABD'liler bile haykırıyor.
Yoksa siz hala aynı yalana mı inanıyorsunuz?
Son bir soru;
İslam'ın ve bu güzel vatanın bütünlüğünün tartışılmaya başlanmasının aynı zamana denk gelmesi sizce bir tesadüf mü?
Bilgisi olan lütfen bana da bildirsin.
Dünyayı tekellerinde bulunduran, düşünce dünyalarını Hiristiyan inancının oluşturduğu süper güçler ve onlarin işbirlikçisi geri kalmış/bırakılmış müstemleke ülkelerindeki kimi kişi, köşe yazarı, teolog, fikir(!) adamları Allah'ın bu en son ve tek hak dini olan İslam'a hakaretlerini esirgemiyorlar.
Camide ön safta yerini alan hacı dayının bile cebinde bir ibret vesikası gibi duran kimi gazeteler bu dine kin kusuyorlar.
Ne ilginç ama.
Okul altında bulunan mescit, üstünde yükselen minare, yanından geçen başörtülü bacı, ezan sesi ile güya kesilen dersler hep şu ülkede var olan tek ve en büyük tehlike.
Bir ülkenin olmazsa olmazı bağımsızlık her yönüyle tehlikede.
Önemli değil, önemli olan okulun altındaki mescit.
Yasama, yürütme ve yargı IMF'nin insafına terk edilmek isteniyor.
Önemli değil, asıl tehlike başörtüsü.
Özelleştirme adı altında ülkenin stratejik öneme haiz arazileri, fabrikaları yabancılara peşkeş çekiliyor, ülke haraç mezat satılığa çıkarılmış.
Önemli değil, önemli olan minareden yükselen ezan sesinin dersi kesip kesmediği.
Bu nasıl bir haldir ya Rabb'i.
Dün akşam Muharrem Bayraktar Bey'in hazırlayıp sunduğu "Diyalog" programını izlediniz mi?
Yoksa aynı saatlere denk getirilen paparazzilere mi takıldınız?
Sanmam.
Orada konuşmacı olarak katılan ilim adamlarını izlediniz mi?
Yoksa aynı saatlere denk gelen "Ceviz Kabuğu" gibi girift, girintili çıkıntılı, çözülmesi hayli zor ve "Ceviz Kabuğu" kadar hacimdeki geyik muhabbetine mi takıldınız?
Büyük ideali ikinci bir "çıplak uyarıcı" olmak olan ünü henüz yayılmaya başlamış, tefsirinin henüz bir kaç cildi yayınlanmış teoloğu mu dinlediniz?
Ama biz "Diyalog" programına, "Dinlerarasi Diyalog" muamması yüzünden isminin ne zaman değişeceğini dört gözle bekledigimiz "Diyalog" programına dönelim.
Konuşmacılar o programda nasıl bir tablo çizdiler?
Ne dediler?
Ne demek istediler?
Düşünme zahmetinde bulundunuz mu?
Yoksa program öncesi yudumladığınız tuzlu ayran uykunuzu mu getirdi?
Bir elinizde kumanda aleti, diğerinde tesbih oturduğunuz koltukta uyuya mı kaldınız?
Hey baba! Baba! Program bitti! Yatağına git! Komutuyla mı uyandınız?
Memleket elden gidiyor beyler!
Öyle bir gidiş ki, bir ilizyonistin, çesitli göz boyama veya mesleki becerilerle üzerinde oturduğunuz sandalyeyi çaktırmadan altınızdan alması ve sizi orada "koltuku-u muallaka" gibi hava asılı bırakmasına denk bir kurnazlıkla memleket gidiyor.
İki şeyi çok merak ediyorum.
Birincisi, her fırsatta vatan-millet edebiyatı yapanaların bu gelişmeler sonrası, hala mı İslam hakkında aynı kanaatleri taşıyor.
Ülkenin bölünüp parçalanması için yogun gayret sarfedenlerin İslam'ı ve Müslümanları karalamak için uydurdukları yalanlara hala mı inanıyorlar?
Bir ülkenin bekası için sart olan unsurların tek tek yok olmaya başladığı bir zaman diliminde o kişilerin hala İslam'ı en büyük tehlike göstermelerini ne kadar daha dinleyecek?
İkinci husus ise şu;
Kimse kızmasın, darılmasın ama, hemen her fırsatta karşımıza çıkan dillere destan "hocaefendinin hizmetleri" neye yaradı/yarıyor?
Şunu yapmayın günahtır.
"Siz hizmetleri kıskanıyorsunuz."
Bunu yapmayın, İslam akaidinde böyle bir şey yoktur.
Siz "hizmetleri" kıskanıyorsunuz.
Kıskanmıyoruz, vallahi kıskanmıyoruz, kıskanılacak bir sey yok ortada.
Aksine, ağlanacak bir hal var.
"Hizmetler" sonrası İslam'ın ve Müslümanlığın kazandığı bir milimlik ivmeyi bize gösterin.
Adına destanlar, methiyeler dizilen "Dinlerarası Diyalog" İslam'ı ve Müslümanlığı potansiyel terörist ilan etmekten başka neye yaradı?
Müslümanların kanının dökülmesinden, ırzlarına geçilmesinden, vatanlarından sürülmesinden başka neye yaradı?
Bu "Dinlerarası Diyalog" sonrası bolca papaz ayini, kilise marasimleri, kilise kurdelası kesen reis izlemekten baska bir şey olmadı.
Papaz efendilerin, haham beylerin sevimli birer kisi olarak ekranlara çıkarıldığı, mensup oldukları dinin en doğru, en güvenilir, en insancıl din oldugu vurkulanırken, İslam ve Müslümanlar tu kaka edildi.
Potansiyel terörist ilan edildi.
Yoksa yalan mı bütün bunlar?
Bu "Dinlerarası Diyalog" sürecinin fikir babası, mücidi olan Vatikan ve onun başında bulunan Papa cenapları, Duble Bush'a; ben burada iken burayı bombalama diyebiliyorsa, emredebiliyorsa, niye, ne burayı ne de başka bir yeri asla bombalama demedi?
Hani dünya barışı içindi bu sevdalıklar?
Afganistan'da ölen masumlar için de gözyaşı dökülüyor mu? İsrail'de ölenler için dökülmüştü ya.
Ha! Sakin şu müseccel yalanı tekrarlamayın;
ABD'yi Usame bin Laden bombaladı.
Bunun büyük bir yalan oldugunu ABD'liler bile haykırıyor.
Yoksa siz hala aynı yalana mı inanıyorsunuz?
Son bir soru;
İslam'ın ve bu güzel vatanın bütünlüğünün tartışılmaya başlanmasının aynı zamana denk gelmesi sizce bir tesadüf mü?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024