Bağımsız Eğitimciler Sendikası'na göre her 100 öğretmenden 93'ünün bir şekilde borç alarak yaşıyor. Hiç borcu bulunmayanların oranı ise yüzde 7 olarak belirlendi. Bağımsız Eğitimciler Sendikası, 1200 eğitim çalışanıyla yaptığı araştırma ve anket verileriyle resmi ekonomik parametlere dayanılarak gerçekleştirdiği "Öğretmenlik ve Veresiye Yaşam" başlıklı raporunu açıkladı. Rapora göre; eğitimciler 2005'te, 2004 ve 2003'e göre daha çok borçlandılar. Rapor, intiharlara, aile facialarına yol açarak binlerce ocağı söndüren banka borçlarının, eğitimcilerin de kabusu olduğunu ortaya koydu.  Her 100 eğitimciden 93'ü, bir şekilde borç alarak yaşıyor. Kredi kartı borçları yüzünden kara listeye alınanların oranı yüzde 120 yükseldi. Eğitimcilerin banka borcu bir yıl öncesine göre 2005'te yüzde 85 oranında arttı. Kamu çalışanlarının yüzde 42'sini oluşturan, 800 bin kişilik eğitim camiasının, bankalarla başı adeta dertte. Eğitimcilerin, borç hanelerinin en başında ise kredi kartları bulunuyor. Öğretmenlerin yüzde 45'i kredi kartları, yüzde 23'ü ise ev ve araba kredisiyle bankalara borçlandı. Eş, dost, arkadaş ve akrabalara borcu bulananların oranı ise yüzde 14 olarak belirlendi. Mağazalara ve tanıdık esnafa borçlananların oranı ise yüzde 11 düzeyinde bulunuyor. Hiç borcu bulunmayan eğitim çalışanlarının oranı ise yüzde 7 olarak belirlendi. Kredi kartı borçları bir yılda yüzde 65 arttıMerkez Bankası verilerine göre; bankaların tüketicilerden konut, taşıt ve diğer tüketici kredileriyle kredi kartı alacaklarının 2005 yılında, 2004 yılına göre 18.8 milyar YTL artarak 45.5 milyar YTL'ye ulaştığı belirtilen Rapora göre, eğitimcilerin bankalara olan borçları 2005'te, 2004 yılına göre yüzde 85 oranında arttı.  2005 sonu itibariyle kredi kartı borçlarında yüzde 65 oranında artış yaşandığı belirtilen raporda, bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemedikleri veya gecikmeli ödedikleri için kara listeye eklenenlerin sayısının da bir önceki yıla göre yüde 120 arttığı kaydedildi. Eğitimciler de hükümeti kara listeye aldıAvcı, bankaların tıpkı "kravatlı tefeciler" gibi davrandıklarını savunarak, "hiçbir insaf ve i'zan ölçüsüne sığmayacak boyuttaki kredi kartı ve kredi faizleri ile onbinlerce eğitim çalışanı, bankaların kara listelerine alınmış durumdadırlar. Bankaların kara listeye aldığı eğimciler de hükümeti kendi kara listelerine almışlardır" diye konuştu. Ekonomi büyüdükçe öğretmen küçüldüBağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı açıklamada, son üç yılda Türkiye ekonomisinin yüksek oranlarda büyüdüğü halde, eğitimcilerin ekonomik durumunun tersine bir gelişme göstererek küçüldüğünü savundu. Avcı, "Türkiye büyüdükçe öğretmen küçülüyor. Ancak, borçlanma açısından Türkiye ekonomisi ile öğretmenin ekonomisi birbirine benziyor. Öğretmen de Türkiye gibi veresiye yaşıyor" dedi.Tüketimdeki artışın vatandaşın gelirlerindeki iyileşmeye değil, borçlanmaya bağlı bir artış olduğunu ifade eden Avcı, "2005 yılında öğretmenlerin bir önceki yıla göre daha fazla borçlandıklarına dikkat çekerek, ekonomideki büyüme ve iyileşmenin vatandaşa yansımamasını eleştirdi. Avcı, "Türkiye yüzde 9, yüzde 10 büyüdü diye övünen ama bu büyümeyi çalışanlara yansıtmayan hükümetin, bu söylemlerini dürüst bulamıyoruz" dedi. Avcı, şöyle devam etti: "Geleceğimizi ve çocuklarımızı emanet ettiğimiz ve 700 YTL maaşı reva gördüğümüz öğretmen çadırda yaşasa, battaniyelere sarılarak ısınsa, başkalarının verdiği giyeceklerle yetinse, çocuklarını okula göndermese, hastalanmasa, iş yerine yürüyerek gidip-gelse, haberleşme ihtiyaçlarını tamamen kısıtlasa aldığı ücret karnını doyurmaya yetmemektedir. Üç yıl sonra, ekonomide yaz gelecek, bahar gelecek diyen hükümet; memurlara, emeklilere, dul ve yetimlere, asgari ücretlilere kara kışı reva görmüştür. Asgari ücretlilere, dar ve sabit gelirlilere; 'üç yıl sonra refah gelecek, tencereniz kaynayacak, mutfağınıza bolluk gelecek, cepleriniz para görecek' masallarıyla kandıran hükümet, 2006 Yılı için kamu çalışanlarına ve emeklilerine yüzde 2.5, asgari ücretliye 30 YTL artış yaparak, dar ve sabit gelirlilerin hayallerini yıkmış, umutlarını söndürmüştür."