Her yıl olduğu gibi bu yıl da 24 Kasım Öğretmenler Günü çeşitli programlarla kutlandı. Millî Eğitim Bakanı'nın 81 ilden seçilen öğretmenlerle birlikte Anıtkabir ziyareti yapması, öğrencilerin öğretmenlerine bir dal çiçek sunması, kurumların sosyal medya paylaşımları... Elbette bunlar güzel ve takdir edilmesi gereken davranışlar. Bizler de bu vesileyle bütün eğitim camiasının Öğretmenler Günü'nü tebrik ediyoruz.
Ancak sevgili dostlar, Yeni Mesaj gazetesinde yer alan haberlere baktığımızda öğretmenlerin gerçek gündeminin kutlamalardan çok daha derin ve acı olduğunu görüyoruz.
Öte yandan "norm fazlası" denilerek yapılan resen atamalar, öğretmenlere adeta sürgün psikolojisi yaşatıyor. Bu uygulamalar hem mesleki motivasyonu hem de insan haklarını zedeliyor.
Tüm bunlar öğretmenleri yalnızca yoran değil, aynı zamanda sistemin dışına iten unsurlar hâline geliyor.
Sendikaların raporları açık: Öğretmenler arasında "sınav kazanan–kazanmayan" ayrımı yapılması mesleki dayanışmayı da itibarı da yok ediyor.
Eğitim çökerse toplum çöker.
Öğretmen yalnız bırakılırsa ülkenin geleceği karanlığa gömülür.
Gerçek kutlama, onların haklarını teslim etmekle olur. Çünkü öğretmene değer vermek, bir ülkenin kendi geleceğine sahip çıkması demektir.
Ancak sevgili dostlar, Yeni Mesaj gazetesinde yer alan haberlere baktığımızda öğretmenlerin gerçek gündeminin kutlamalardan çok daha derin ve acı olduğunu görüyoruz.
Ekonomik zorluklar öğretmenleri eziyor
Türkiye'de devam eden ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerden biri öğretmenler. Yüksek enflasyon nedeniyle maaşlar hızla erirken, birçok öğretmen bugün yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Eğitim-İş Sendikası raporlarına göre öğretmenlerin büyük bölümü borç batağında; geçim sıkıntısı hem psikolojik hem sosyal baskılar oluşturuyor. TBMM tutanaklarında bile öğretmenlerin ekonomik durumunun vahameti açıkça vurgulanıyor.Atama, kadro ve istihdam sorunu kangrene döndü
Atama bekleyen öğretmen sayısı hâlâ yüz binlerle ifade ediliyor. Planlama eksikliği nedeniyle yıllardır süren ihtiyaç bir türlü karşılanmıyor. PİKTES gibi projelerde çalışan on binlerce sözleşmeli öğretmen neredeyse on yıldır kadro bekliyor; maaşları eksik, hakları sınırlı, hatta resmi kimlikleri bile yok.Öte yandan "norm fazlası" denilerek yapılan resen atamalar, öğretmenlere adeta sürgün psikolojisi yaşatıyor. Bu uygulamalar hem mesleki motivasyonu hem de insan haklarını zedeliyor.
Sınıflar kalabalık, kaynaklar yetersiz, şiddet artıyor
Eğitimdeki yapısal kriz çalışma koşullarını iyice ağırlaştırıyor. Kalabalık sınıflar, materyal yetersizliği, taşımalı eğitim sorunları, bölgesel eşitsizlikler her yıl büyüyor. En kaygı verici mesele ise öğretmenlere yönelik şiddetin artması. Son yıllarda veli veya öğrencilerin sebep olduğu fiziksel ve psikolojik saldırılar, öğretmenlerin en temel güvenlik hakkını tehdit ediyor.Eğitim sisteminde yapısal çöküş alarm veriyor
Eğitim bütçesinin azalması, deprem riski altındaki okulların güçlendirilmemesi, sürekli değiştirilen müfredat, sınav merkezli eğitim anlayışı…Tüm bunlar öğretmenleri yalnızca yoran değil, aynı zamanda sistemin dışına iten unsurlar hâline geliyor.
Sendikaların raporları açık: Öğretmenler arasında "sınav kazanan–kazanmayan" ayrımı yapılması mesleki dayanışmayı da itibarı da yok ediyor.
Öğretmenin sorunları çözülmeden Öğretmenler Günü'nün anlamı kalmıyor
Sonuç olarak; ekonomik sıkıntı, istihdam krizi, mesleki saygınlığın zedelenmesi ve güvenlik sorunları çözülmeden bu ülkede gerçek bir Öğretmenler Günü kutlanamaz. Sadece yılda bir gün çiçek vermek, fotoğraf paylaşmak, övgü dolu sözler söylemek hiçbir şeyi değiştirmiyor.Eğitim çökerse toplum çöker.
Öğretmen yalnız bırakılırsa ülkenin geleceği karanlığa gömülür.
Gerçek kutlama, onların haklarını teslim etmekle olur. Çünkü öğretmene değer vermek, bir ülkenin kendi geleceğine sahip çıkması demektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Nüfus artmıyor, tehlike kapımızda / 27.11.2025
- Öğretmenler Günü’nü kutlamakla sorunlar çözülmüyor / 26.11.2025
- İnsanlığın en derin savaşı nefis mücadelesidir / 25.11.2025
- Sosyal adalet yerlerde sürünüyor / 24.11.2025
- Tükenmeyen hazine kanaattir / 23.11.2025
- Dava adamının duruşu da sözü de değişmez / 22.11.2025
- Kalbin pası nasıl silinir? / 21.11.2025
- Ahireti unutan dünyasını da kaybeder / 20.11.2025
- Toplumun çekirdeği ailedir / 19.11.2025
- Vatan için toprağa düşen yiğitlere… / 18.11.2025
- Öğretmenler Günü’nü kutlamakla sorunlar çözülmüyor / 26.11.2025
- İnsanlığın en derin savaşı nefis mücadelesidir / 25.11.2025
- Sosyal adalet yerlerde sürünüyor / 24.11.2025
- Tükenmeyen hazine kanaattir / 23.11.2025
- Dava adamının duruşu da sözü de değişmez / 22.11.2025
- Kalbin pası nasıl silinir? / 21.11.2025
- Ahireti unutan dünyasını da kaybeder / 20.11.2025
- Toplumun çekirdeği ailedir / 19.11.2025
- Vatan için toprağa düşen yiğitlere… / 18.11.2025





















































































